Amelia multide
"Glaris'in senin için dilediği şansa ihtiyacın olacak."diye mırıldandım kendi kendime.
Dianna'nın odasında yaşanılanlardan sonra Nick'in siniri biraz olsun azalmıştı ve birbirimizden ayrılmadan önce böylesine küçük bir tehdit almıştım. Sonrasında ise sadece bir günlüğüne izinli olduğumu söylemişti. Bende tek günlük tatilimin tadını bu tehditi aklımdan durmadan geçirerek çıkarmaya çalışıyordum.
Bu cümleyi sürekli aklından tekrar edip duran ben mi sorunluydum? Yoksa hiçbir suçu bulunmadığı halde birini böylesine tehdit eden kişi mi sorunluydu?
"Nasıl bir cehenneme düştüm ben?"diye mırıldanıp doğruldum yatağımın üzerinde. Tek başıma kalmaktan değil de Travis'i günlerdir göremediğim için tedirgindim biraz. Beni bir güzel belanın önüne sürüp sonra da kaybolup gitmişti. Üstelik buradaki işini bile bilmiyordum. Nasıl olacaktı da beni istediği zaman bulacaktı? Tesadüfen bile karşılaşamıyorduk. Acaba beni kandırıyor muydu?
Ailem hakkında doğruluğu geçerli sayılmayan şeyler söylemişti ama sonra dediklerinin doğruluğunu kanıtlamak için ailemin boş mezarlarını göstermişti. Bir de bir.
Greenerların yalan söylediklerini söylemişti ve sonra kendimi Greenerların kurşunlarından kaçarken buldum. İki de iki.
Beni FBI'a sokup en iyi ajanla çalıştıracağını söylemişti ve sonra başıma Nick belasını sarıp gitti. Iyi olup olmadığını bilmiyorum ama karşımda basit bir raporla görevden çekilmiş ve buna sinirlenen bir ajan var. Beni neredeyse öldüreceğine dair üstü kapalı bir şekilde tehdit edip duruyor. Ve Travis üçte üç tutturup kendini haklı çıkarıyor. O zaman onun beni bulmasını beklemekten başka çarem yokmuş gibi gözüküyordu.
Oflayarak kendimi geriye attım ve yumuşacık yatağımda kendi başıma sıkılmaya devam ettim.
+
Kapımın açılma sesiyle uykumdan sıçrayarak uyandığımda korkuyla etrafıma bakındım. Kapı kenarında bir kadın görünce tuttuğum nefesi verip kendimi yatağıma yeniden atıp gözlerimi kapattım. Sonra aniden bu kadını tanımadığını anlayıp yeniden kalktım. Neredeyse benim yaşlarımda olan kadın çekingen bir tavırla içeri girip kapıyı kapattı ve orada beklemeye başladı.
"Merhaba?"dedim sorar gibi. "Merhaba."dedi o da çekimser bir tavırla. "Ben Amelia. Odamın burası olduğunu söylediler."diye eklediğin yerimden kalkıp yanına yürüdüm. Elimi uzatıp "Bende Evvv... Nora."deyip nasıl kıvırdığımı bilemez bir şekilde kıvırmaya çalıştım. Bu isime alışmam cidden zor olacaktı. Halbuki her şeyi gelmeden önce ezberlemiştim. "Memnun oldum."deyip elimi sıktı Amelia. Birileriyle tanışmaktan hemen memnun olan insanlardan değildim. Memnun oldum demek yerine sadece gülümsedim.
"Şey... bir şey soracağım."dediğinde yüzümün yarısını kapatan saçlarımı kulaklarımın arkasına saklayıp "Tabiki."dedim. "Ben bugün geldim. Eğitmenimi ve salonumu bilmiyorum. Nereden öğrenebileceğim konusunda bir bilgin var mı?"diye sorup parmaklarıyla oynamaya başladığında bu kızın ileride nasıl bir ajan olacağını düşündüm. Öldüreceği insandan izin isteyecekmiş gibi gözüküyordu. Bu düşünce istemeden gözümün önünde canlandığında gülümseyip "Biliyorum."dedim. "Istersen seni oraya götürebilirim."diye eklediğimdeyüzüne güzel bir gülümseme yerleştirdi Amelia. Gözleri gülerken kayboluyor, yanakları tombul tombul oluyordu.
"Harika olur."dediğinde kapıyı açıp dışarı çıktım ve koridorda yürümeye başladım. Henüz iki adım bile atamadan Amelia "Biraz bekler misin?"diye sorup valizini gösterdi. Koca bir valizle mi gelmişti? Buraya bu kadar eşya getirebiliyor muyduk? Peki ben neden küçücük bir sırt çantasıyla gelmiştim? Travis'i bulma isteğim içimde hat safhaya ulaştı ama ne yazık ki kızın valizini odamıza sürüklemesini izlemem gerekti biraz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
C L O S E//NickJonas
Fanfiction@forever_jonatic'e ithafen❤ "Ben bir balerinim! Benden ajan olmaz! Olsaydı en başında olurdum zaten! Sana ve bunca yalana gerek kalmazdı!" "Bağırmayı kes! Benim ve bunca yalanın sayesinde hayattasın!" "Dayanamıyorum." "Dayanmak zorundasın. Hayatın b...