2.BÖLÜM
Evet.. Tahmin ettiğiniz gibi kurban benim! Ne diyeceğimi bilmiyorum onca Laftan sonra şansımın beni yalnız bırakması kötü hissettirdi. Sulli çok sevinmiştir kurban olmadığı için. Yanına gidip tebrik ettim diğer kızlar bana sarılarak "Senin için elimizden geleni yapacağız, sen merak etme. Sen sadece babana bu sene yurt dışındaki teyzenin yanında okula gitmek istediğini söyle ve babanı ikna et, gerisini biz hallederiz sen merak etme, değil mi kızlar!" Arkadaşlarımı çok seviyorum da bu işi pek sevmedim. Şaşkın bir şekilde " Nee! Ben niye yurt dışına gideyim ki! Hayır gitmek istemiyorum!" dedim. Suzy "Ne yurt dışı gitmesi? Yurt dışına falan gitmeyeceksin, Seul 'e gideceksin. Teyzeni biz ikna ederiz sen bizim söylediklerimizi yap tamam mı? "Peki.." dedim. Açıkçası babama yalan söylemek zorunda kalacağım için üzgünüm...
Kızlar gittikten sonra babamın yanına gidip, "Babacığım.. şeyy.. Yurt dışındaki teyzemin yanında okuluma devam edebilir miyim? Biliyorsun yabancı dilim iyidir ama geliştirmek istiyorum. Zaten sen de bu sene seyahate çok çıkıyorsun ben evde tek kaldığımda hem korkuyorum hem de hiç hoşuma gitmiyor, sıkılıyorum.. Baba izin ver, Lütfeeen!" Babam, "Hayrola Eun Hye? Bu da nereden çıktı? Hani sen buradaki arkadaşlarını bırakıp hiç bir yere gitmek istemiyordun, niye karar değiştirdin? Yoksa arkadaşlarınla kavga mı ettin? Ben hemen devreye girerdim.." "Baba ne kavgası? Ben sadece geleceğimi ve senin geleceğini düşünüyorum, sonuçta tek çocuğunum ve şirketi devralacak tek kişi de benim, değil mi?" Babam biraz duraksadı ama fazla itiraz etmedi. Kayıt işleriyle de teyzemin ilgileneceğini söyledim. O da benden kurtulmuş oldu. Babama dönerek "Baba sen ne zaman seyahate çıkıyorsun?" dedim. Babam "Yarın yada sonraki gün.. Her neyse sen işine bak, paraya falan ihtiyacın olursa bankaya her ay para yatırırım sen de oradan ihtiyacın olduğu kadarını alırsın. Çarçur etmezsin sana güveniyorum. Hadi git uyu saat geç oldu." " Tamam" diyerek babamın yanağına bir öpücük kondurup odama çıktım. Hemen telefona sarılıp tüm kızlara mesaj attım ve uslu bir kız olarak babamın dediğini dinleyip yatağıma girdim. Uyumak için, tabi uyuya bilirsem, sonuçta bir hafta dört gün kaldı okulların açılmasına...Off!! Ne yapacağım?!
İşte son iki gün. İki gün sonra resmen erkek olacağım ya da çakma erkek desem daha doğru olur. Ne tuhaf! Bizim kızlarda az değil hani.. Hem teyzeme telefon açıp olan biteni anlatıp onu bize yardım etmesi için ikna ettiler.(Tabi teyzem, başta kabul etmedi, bu işe girmememizi söyledi ama yine bir şekilde Suzy bu işi de halletti. Bravo ona ) Kızlar gidip hazırlıklara başladılar. Kayıt için sahteden belgeler falan.. Bu işi de gayet iyi becerdi bizim Suzy.
Yarın teyzem buraya, okul kaydını yapmak için ve bizi desteklemek için Busan 'a gelecek.
Teyzem gelir gelmez kızlarla işe koyuldu. Hep beraber Seoul 'e gideceğiz. Ama biz bir şey unutmuştuk. Hala benim erkek kıyafetim yok ve hala kızım. Teyzem "Eun Hye öncelikle senin şu çok sevdiğin saçlarından kurtulalım ve sonra gidip seni şöyle yakışıklı bir oppa yapalım" dedi. Teyzem dediğini de yapar. Güzelim saçlarım hepsini kestiler. Ne acımasızca! (Doğrusu kendim kaşınmıştım ne işim var o saçma iddialarla? Oh olsun bana! Bu bana ders olsun bir daha boyumdan büyük laflar etmem ve şansıma da güvenmem...)
Şimdi oppa olmaya gidiyorum, bundan sonra ben yakışıklı,çekici ve aptallık yapmayan bir oppa olacağım..
Mağazaya gittik bir sürü erkek kıyafeti, erkek takım elbise ve günlük elbiseler aldık. Sonuçta 1 sene boyu erkek olacaktım. Bir daha Jang Suk 'u da göremeyeceğim, Off ya!!!
...1 GÜN SONRA...
Yola koyulduk, doğruca yurda gidiyoruz. Arkadaşlarımla sadece hafta sonları görüşebilecektim. Hem onlar mutsuz hemde ben. Teyzem "Eun Hye kendine dikkat et, sakın kız olduğunu belli etme ve erkeklerin yanında üstünü değiştirme. Sana öğrettiğim gibi davran, sanki eskidende erkekmişsin gibi tamam mı?" Teyzeme evet anlamında kafamı sallayarak peki dedim ( Teyzem, 2 gün boyunca bana nasıl erkek gibi davranmam gerektiğini öğretip durdu sanki hep erkek kalacakmışım gibi )
Yurda geldik ve taksiden indik tam yurda girecektim eski okulum' daki dil öğretmenimi gördüm. Burda öğretmenmiş demek ki (ona çok gıcık olurdum, tabi o da bana gıcık hatta deli olurdu.). Bugün o nöbetçiymiş, yanıma geldi. İçimden "İşte sonum geldi kesin beni tanıyacak" dedim ve durdum. Ama...
-BÖLÜM SONU- Beğendiniz mi? Yorumlarınızı bekliyorum^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İDDİA TUTKUSU
Novela JuvenilBir iddia yüzünden erkekler okuluna düşen bir kızın hikayesini okumak ister misiniz?