Sınıfa gittik, daha öğretmen gelmemişti geçip sırama oturdum. Her zaman ki gibi Kwang Hee arkasına dönüp "Siz ikiniz nereden geliyorsunuz? Seni o kadar aradım!" dediğinde telaşlı bir şekilde "Ne oldu önemli bir şey mi var? Diye sordum, Kwang Hee "Yok, önemli bir şey olmadı ama ben sana geçen teneffüs demedim mi beraber dışarı çıkıp dolaşalım, sense beni satıp başkanla geziyorsun." dedi. Ben gerçekten unutmuştum, sonra aklıma Won Ho' yla ders çıkışında futbol öğretmek için sözleştiğimiz aklıma geldi. Ben de Kwang Hee ‘nin sırtını dürtüp "Kwang Hee sen futbol oynamayı sever misin?" diye sordum Kwang Hee arkasına dönüp sırıtarak "Sevmez olur muyum! Küçüklüğümden beri hep futbol oynamayı sevmişimdir." dedi. Ben de sırıtıp "Tamam öyle ise, her gün ders çıkışında Won Hoo ‘yla futbol ve voleybol çalışmalarını yapacağız sende bize katılırsın dimi?" dedim. Bir anda "Nee!? Sadece ikiniz mi? Yani senle Won Hoo baş başa mı kalacaksınız? Tabi gelirim oda arkadaşımı yalnız bırakır mıyım hiç?" deyip gülümsedi. Bense şaşkın bir ifadeyle "Baş başa derken? Ne olacak ki? "Kwang Hee 'nin omzuna yavaş bir şekilde vurdum. (tam bir seseri erkek gibi :D). Kwang He ise kafasını aşağı-yukaı sallayıp "Evet, doğru söylüyorsun, sen kız değilsin ki benim gibi bir erkeksin, sanırım çok uzun zaman oldu kız arkadaş edinmeyeli" deyip gülümsedi. Tam o sırada Kim Soo Ro dil öğretmen bağırıp "Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz!! Şimdi dersteyiz ders çıkışında doya doya konuşursunuz, sizi gören kırk yıldır görüşmemişler der" dedi. Sonra bana doğru gelip, yavaş bir şekilde
"Eun Hye!, senin velin, yani teyzen ne zaman seni görmeye gelecekti? Yanlış anlama.. Sadece eğer geç gelirse ve sana bir şey lazım olursa bana söyle diyecektim ondan." dedi ben de "Yarın beni görmeye geleceklerdi, haberiniz olsun diye söylüyorum." dedim sırıtarak, Kim Soo Roo öğretmen "Yaa... Tamam bir şey lazım olursa hemen gel yanıma tamam mı?" Deyip yanağımdan sıkıp dersine geri döndü. Ben ise içimden (bu Kim Soo Ro öğretmen sanırım teyzeme abayı yakmış) deyip kendi kendime yorum yapıyordum ki o ara Kwang Hee "Kim Soo Ro öğretmene de bakın, ondan da değişmeler belirmeye başladı." dedi. Ben de soru dolu bakışlarımı Kwang Hye ‘ye çevirip "Nasıl yani? onda da değişmeler oluşmaya başladı derken ne demek istiyorsun sen?" Diye sordum, Kwang Hee hiçbir şey söylemeden gözlerimin içine bakıp tam cevap verecekti ki yine Kim Soo Ro öğretmenin bağırmasıyla önüne döndü ve ders bitene kadar hiç konuşmadık.
Ve ders bitiş zili çaldı, bugün de dersler bitti. Herkes dağıldı bende Won Hoo ‘nun yanına gidip "Gidiyor muyuz?" Diye sordum Won Hoo "Evet de önce gidip üstlerimizi değiştirelim ve sahanın orda buluşalım tamam mı?" dedi. Ben de "Tamam, olur… Aaa! Sana söylemeyi unuttum, Kwang Hye de bizimle gelecekti umarım senin için sorun olmaz dedim, Won Hoo "Nee? O niye geliyor ki?" dedi. Ben de haliyle açıklama yapmak zorunda kaldım. "Bugün ona bir konuda söz ermiştim ama unuttum. Onun için ona bizimle gelip gelmeyeceğini sordum, oda tamam dedi. Yani sorun olmaz değil mi?, hem oda futbol oynamayı çok seviyor, ikiniz beraber öğretirsiniz, olur değil mi?" (şirin şirin ifadelerimle sonunda ikna edebildim :D) diye sordum önce biraz düşündü sonra "Peki sen söz vermişsen gelsin" dedi. Bende çok sevinmiştim (çünkü o ikisi birbirlerinden pek hoşlanmazlar, sanki hep bir rakiplermiş gibi birbirlerine davranırlar onun için) ve sevinçten yanlışlıkla Won Hoo ‘ya sarıldım ama hemen kendime gelerek geri çekildim, Won Ho "Ne o? Kwang Hee de gelecek diye o kadar çok mu sevindin?" dedi. Ama ben pek bir şey anlamamıştım konuşmasından kendi kendime “neyse” deyip "Yok, ondan değil de bu aralar sizin aranız iyi değil yaa! Ondan sevindim" dedim. Won Hoo "Neyse boş ver, hadi çabuk ol da gidip üstümüzü değiştirelim" dedi. "Tamam, doğru söylüyorsun, zaten Kwang Hee gitmiş bile" dedim ve sınıftan çıktık.
Won Hoo ile yatakhanenin bulunduğu bölüme gittik. Ama onun odası ikinci bölümdeydi onun için onunla orada ayrıldık.
Ben odaya girdiğimde Kwang Hee üstünü değiştirmişti bile yatağına oturmuş telefonla uğraşıyordu, geldiğimi görünce "İzin alabildin mi bari?" dedi sinirli sinirli, bende
"Evet izin aldım da sen bir şeye mi sinirlendin?"
"Hayır, sadece seni beklerken sıkıldım" dedi. Ben de "Tamam, bir iki dakika bekle hemen üstümü değiştireyim gideriz" dedim. Gidip dolaptan elbiselerimi alıp banyo ya gidecektim ki Kwang Hee
"Ne o? Sen kız mısın ki yanımda üstünü değiştirmiyorsun?(!)" dedi alaylı bir ifadeyle bende "Eve…(aissh) yok, tabi ki kız değilim ama iç çamaşırlarımı değiştireceğim (ne rezil durum yaa!, yok yok asıl rezil olan şey burada olmam…off) onu da senin yanında yapamam ya" dedim, Kwang Hee ise
"Niye sonuçta ikimizde erkeğiz yoksa utanıyorsun?" dedi, bende artık ne diyeceğimi bilmez hale geldim, yinede bir şeyler saçmalamak zorundayım
"Yok utanmam da … Tam o sıra kapı çaldı. Kwang Hee gidip açtığında gelen Won Hoo ‘du, bana seslenerek "Sen daha üstünü değiştirmedin mi?! Biz çıkıyoruz sen sonra gelirsin" deyip, Kwang Hee ‘yi çekip götürdü. Bu kez de kurtuldum Won Hoo sayesinde, zaten her seferinde de beni Won Hoo kurtarıyor…
Hemen üzerimi değiştirip gittim, Won Hoo ile Kwang Hee başlamışlardı bile. Yanlarına gidip "Heeey!! Çocuklar bensiz başlamışsınız, haksızlık değil mi? Deyip gülümsedim…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İDDİA TUTKUSU
Roman pour AdolescentsBir iddia yüzünden erkekler okuluna düşen bir kızın hikayesini okumak ister misiniz?