Hastahanenin koridorunda Cansuyu bekliyorduk. Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum. Aklımda sadece Meriçin onu bıçaklama anı ve Cansunun yerde kanlar içinde yatması kalmış.
Nehir de hastahaneye geldi birkaç saat sonra... Doktor çıktı hepimiz başına toplandık ve doktor şuan için hayati tehlikesi olmadığını fakat bebeğin hayatının sonlandığını söyledi. O an sadece Meriçin ölmesini diledim.
Hepimiz çok kötüydük. Ama bu işten Cansunun ailesinin haberinin olmaması gerekiyordu öğrenirlerse Cansunun hayatını karartırlardı bu yüzden Cansunun annesini arayıp bu gece bizde kalacağını söyledim.
Ve içeriye Meriç, Savaş,Ateş üçlüsü girdi. Kızlara dönüp burada kalmalarını halledip geleceğimi söyledim.
Onlara doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Ve "Buradan hemen siktir olup gitmezseniz polisi arayacağım."dedim.
Ateş:"Sadece Cansuyu görüp gideceğiz Yaren."
Ateşin suratına dik dik bakarak "Hayır onu görmeyeceksiniz"dedim.
Ateş gözlerime onları delip geçecekmiş gibi bakarak"Buna sen karar veremezsin."dedi
Gülümsedim ve "Senin piç arkadaşın Cansuyu hamile bıraktı ve bu yetmezmiş gibi bebeğini onu bıçaklayarak öldürdü sence buna karar verecek olan siz misiniz." dedim.
Ateş:"Bebek mi?"deyip arkasını döndü ve Meriçe o öldürücü bakışlarından birini attı.
Yaren:"Söylemediği biliyordum." dedim. Meriç Ateşe sonra anlatırım kanka dedi. Sinirden köpürüyordum resmen Meriçin üzerine atlayıp ağzını burnunu dağıtmak istedim. Artık ne kadar sinirli bakıyorsam Ateş "Sakin ol Yaren gidiyoruz."dedi. Savaş sadece durup bizi izliyordu. Meriç Ateşe gitmemekte ısrar etti ama sonunda Ateşin dediğini yapıp geri döndü. Her arkadaş grubunda olan baskın karakter onlarda Ateş olduğu için çoğunlukla onun sözü geçiyordu. Ve hastahaneden ayrıldılar.O gece hepimiz hastahanede kaldık sabah olunca doktora Cansunun nasıl olduğunu sorduk doktor hızla iyileştiğini ve akşam hastahaneden çıkışının yapılacağını söyledi. Üzgün mü mutlu mu olduğuma karar veremedim. Bir yandan Cansunun iyi olduğuna sevinip bebek için üzülmek... Cansu kendine gelince annesini aradı ve pazar günü de bizde kalıp okula pazartesi benimle beraber gideceğini söyledi. Annem hostes babam pilot beraber çalışıyorlar bu yüzden sürekli şehir dışındalar. Şansımıza 1 ay ful şehir dışında olacaklar.
Birkaç saat sonra tanımadığım bir numara beni aradı:
"Yaren?"
Yaren:"Ateş sen misin?"
Ateş:"Evet. Nasılsın?"
Yaren:"Sanane sen niye benim nasıl olduğumu soruyorsun ki?"
Ateş:"Sadece... Neyse boşver... Cansu ne zaman çıkacak hastahaneden biliyor musun?"
Yaren:"Sanane!"
Ateş:"Yaren!"
Yaren:"Ne var?!"
Ateş:"Lütfen!"
Yaren:"Ateş Meriçin yaptığı hiçbir şeyin mantıklı bir açıklaması yok bu yüzden uzatma!"
Ateş:"Gelip alayım ben sizi. Nereye gideceksiniz?"
Yaren:"Anlamamakta ısrarcısın sanırım."
Ateş:"Yardım etmeye-
Ve yüzüne kapattım.Numaramın onda olduğundan bile haberim yoktu büyük ihtimalle Meriçten almıştır diye düşündüm.
Taksi çağırdık ve eve gittik. Nehir ve Doğa biraz bizde oturup hava kararınca kalktı. Bende onlar gittikten sonra Cansuyla Meriç hakkında konuşmak isteyince gözleri yaşardı ağlayacak gibi oldu pek üzerine gitmedim. Ama Meriçle birdaha görüşmeyeceğine dair söz verdirdim.
Ve ikimizde uyuduk. Aslında ben uyumadım, uyuyamadım. Ve onun da uyuyamadığına eminim bunu nasıl unutacağız birdaha nasıl kafamızı yastığa koyduğumuzda huzur içinde uykuya dalacağız bilmiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bir İpucu Öleceksiniz!
Misterio / Suspenso"Hikayenin %50si yaşanmış olaylara dayanıyor." Hiç birşeyden haberi olmayan 4 kız ipuçlarını çözmeye başlar acaba ipuçlarının onlara anlatmaya çalıştığı şey ne?