•Bölüm 12•

34 3 0
                                    

Sabah kalktığımda Ateş yanımda değildi. Aşağıdan sesler geliyordu üzerimi değiştirip rimelimi sürdüm ve aşağı indim.

  Mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. "Günaydın."dediğimde "Günaydın."diye karşılık verdi. Ben çayları koydum ve oturduk.

  Kahvaltı yaparken hiç konuşmadık ikimizde doyunca beraber topladık işimiz bitince "Eve gitmem gerek oradan okula geçeceğim."dediğinde "Tamam."dedim.

  Onu yolcu etmek için kapıya gittim. Tam kapıyı kapatacakken engel oldu, birkaç saniye durduktan sonra  yanağıma küçük bir öpücük bıraktı ve arkasını dönüp gitti.

  Kapının önünde salak salak dikilme ve sırıtma faslından sonra odama çıkıp okul için hazırlandım. Ve dışarı çıktım.

*Doğadan
Bugün yarışlarım olduğu için okuldan iznim alınmıştı. Daha önce birçok yarışa katılmıştım ama her zamanki gibi çok heyecanlıydım.

  Soyunma odasında mayomu giydim. Havuzun olduğu bölüme gittim. Antrenörüm beni bekliyordu. Çalışma planımı aldıktan sonra havuza girdim.

  Antrenmanı bitirdikten sonra sudan çıktığım anda dünki mavi gözlü çocuğu gördüm ve yanına doğru ilerledim.

Doğa:"Merhaba. Sen burada ne yapıyorsun?"
Emre:"Ben burada antrenörüm."
Doğa:"Seni burda daha önce hiç görmemiştim." kolumdan tuttu ve trübinlerin oraya yürümeye başladık. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.

*Yarenden
  Okula girince gözlerim bir an Ateşi aradı ama bahçede yoktu büyük ihtimal sınıfındaydı.

  Sırada tek oturmaktan nefret ediyorum. Doğayı şimdiden özlemiştim bu yüzden kızlarla çıkışta Doğayıda çağırıp okulun karşısındaki yeminli kafemize gitmeye karar verdik.

  Çıkış zili çaldığında kızlarla aşağı inerken Ateşin birkaç kişi önümde olduğunu farkettim. Dikkatimi dağıtmış olacak ki kızları bir an kaybettim benden aşağıdalardı.

  Onlara yetişmek için hızlanacaktım ki biri kolumdan çekip beni yandaki sınıfa soktu.

  Bu Savaştı. "Ne var?"diye sordum.
Savaş:"Neden ilişkilerim yürümüyor biliyor musun?"
Biraz bekledikten sonra"Ne bileyim ben senin ilişkini ya?"dedim ve kapıya yürüdüm ancak Savaş çıkmamı engelledi.
Savaş:"Beni dinlemek zorundasın."
Yaren:"Vaktimi senin saçma sapan konuşmanı dinleyerek harcayamam." Aslında bu konuşmanın nereye gittiğini adım gibi biliyordum ve bir an önce kaçmam gerekiyordu.

  Savaş:"Seni sevdiğimi sende biliyorsun biliyorum. Ama önemli değil Yaren Nehir önemli değil bana karşı hislerini onun yüzünden bastırıyorsun."diyerek beni kendisiyle kapı arasına sıkıştırdı.
Yaren:"Sen ne saçmalıyorsun be ne hissi?"

  Savaş:"İşte bu his."diyerek bana doğru yaklaştığında onu yüzüstü kapıya yaslamam saniyelerimi almıştı. "Birdaha bana yaklaşmaya çalışırsan seni yemin ederim öldürürüm."dedikten sonra hızla sınıftan çıktım.

  Hayır bu olamazdı Nehir onu seviyordu ve o... Bunu Nehire nasıl söyleyecektim. Söyleyemezdim ki ne yani kıza gidip platoniğin beni seviyor ve beni öpmeye çalıştı mı diyecektim.

  Bu halde Nehirlerin yanına gidemezdim. Bu yüzden onları arayıp işimin çıktığını ve gelemeyecegimi söyledim. Doğayı aradım ama telefonu açmadı görünen o ki yarışları daha bitmemişti. Ben de eve geçtim.

  Kafamı dağıtmam gerekiyordu bu yüzden çatı katına çıktım ve yorulana kadar kum torbamı yumrukladığımda kendimi biraz daha iyi hissediyordum.

  Hava yavaş yavaş kararırken eldivenleri çıkarıp telefonumu aldım ve mutfağa inip su içerken kapı çaldı.

  Yavaş adımlarla kapıya ilerledim ve açtım. Yerde siyah bir kutu vardı. Kutuyu açtığımda içindeki resimler küçük çaplı bir şok geçirmeme neden oldu. Savaş ve ben...

  Üzerindeki notta ise "Bunu Nehirle aynı anda açacak olman sencede çok can sıkıcı değil mi?" Hayır hayır bunu yapamazdı bana bunu yapmış olamazdı.

  Telefon çalarken ekranda Nehirin ismini görmek...

  Kendimi hazırlamak için bir süre bekledim ve telefonu açtım.

Küçük Bir İpucu Öleceksiniz!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin