Pazar günü ilk başta normal bir gündü ta ki kapı çalana kadar... İlk başta Doğa yada Nehir geldi sandım. Ama gelen Ateş ve Meriçti!
Yaren:"Burada ne işiniz var sizin hem adresi nerden buldunuz?!"
Meriç:"Cansuyu görmeye geldik."
Yaren:"Üzgünüm ama Cansu burada değil."
Ateş:"Yaren içeride olduğunu hepimiz adımız gibi biliyoruz. Hem bırak konuşsunlar eninde sonunda konuşacaklar yanında olması işine gitmez mi zaten."Aslında Ateş haklıydı Meriç eninde sonunda onu görecekti ve ben Cansuyu yanlız göreceğine yanımdayken ve güvendeyken görmesini tercih ederdim.
"Tamam ama sadece 5 dakika" dedim ve onları içeriye aldım.
Meriç içeriye girdiğinde Cansunun gözleri büyüdü ve bana bakarak sorarcasına tek kaşını kaldırdı...
"5 dakika konuşup gidecekler."dedim
Cansu:"Konuşmak istemiyorum."
Meriç:"İster iste ister isteme konuşacağız Ben... ben gerçekten üzgünüm Cansu bu yükü kaldıramazdım, o bebeğe bakamazdık bunu sende biliyorsun ben... sana bunu yaptığım için 2 gündür vicdan azabı çekiyorum. Gece uyuyamıyorum. Lütfen beni affet Cansu ne istersen yaparım yeterki beni affet."Ben ilk defa Meriçi böyle görüyordum. Kimseyi düşünmeyen acımasız Meriç gitmiş yerine bu gelmişti...
Cansu:"Seni hayatım boyunca asla affetmeyeceğim böyle olmamalıydı bir çaresini bulabilirdik ben artık yokum." dedi ve kalkıp odama gitti.Meriçin gözleri Cansudan kalan boşluğa takılıp kaldı.
Bunu yapmasını Cansuyla böyle içten konuşmasını düşünmezdim. Ama Cansunun böyle tepki vereceğini adım gibi biliyordum. "Konuştuğuna ve cevabını aldığına göre artık gidebilirsiniz."
Meriç hiçbirşey söylemeden evden çıktı. Ateş tam kapıdayken "Birşeye ihtiyacın, yani ihtiyacınız olursa haber ver..." dedi ve cevap vermeme fırsat vermeden arkasını dönüp yürümeye başladı.
Pazartesi günü Cansuya eğer okula gitmek istemiyorsa birkaç gün dinlenmesini söyledim ama gelmek istedi zaten neredeyse eski haline dönmüştü tabii sadece fiziksel olarak. Ve okula gittik.
Sınıfa girdiğimizde Doğa elinde telefon instagramda geziniyordu Nehir ise zavallım her zamanki gibi dalgın dalgın Savaşı izliyordu. Savaş ise bunca olaydan hiç etkilenmemişti doğal olarak çünkü onun kendinden başkasını düşündüğü yok bazen kalbinin sadece bir et parçası olduğunu da düşünmüyor değilim. Dersler her zamanki gibi geçti ve bugün ilk defa teneffüslerde hiçbirimizin sesi çıkmadı.
Cansu artık eve gideceğini yoksa annesinin şüphelenmeye başlayacağını söyledi. Meriç sürekli sınıfa girip Cansuya bakıp çıktı birkaç kere onunla konuşmayı denedi Cansu da onu tersledi. Tüm hafta aynı geçti...
Cuma günü çıkışta eve doğru yola çıkacaktım ki Ateş aradı.
Ateş:"Yaren"
Yaren:"Evet..."
Ateş:"Seninle konuşmam gerek okulun karşısındaki kafede buluşalım."dedi ve birşey dememe fırsat vermeden telefonu kapattı. Çünkü onu reddedeceğimi adı gibi biliyordu.Kafeye girdim Ateş düşündüğümün aksine tek başınaydı Meriç yanında değildi. Masaya oturdum ve "Ne anlatacaksan anlat eve gitmem gerek." dedim.
Ateş:"Konu Meriç... Yaren o cidden iyi değil uyumuyor, yemek yemiyor, kaç gündür doğru dürüst konuşmadı bende diyorum ki Cansuyla konuşsan..."
Yaren:"Cansuya onu affetmemesi gerektiğini söyleyen benim zaten Ateş! ,Meriçin yaptığı şey affedilecek gibi değil. Hem merak etme onu tanıyoruz birkaç gün sonra unutur gider... Ama Cansu..."
Ateş:"Tamam! haklısın. Bunu söyleyeceğini biliyordum aslında ama... neyse. Ne içersin?"
"Hiçbirşey...!" Dedim ve masadan kalktım.Cevabını bildiği bir soruyu bana neden soruyor anlamadım...
*Ateşten
"Benden kaçtıkça bana çekildiğinin farkında değilsin Yaren... 2 yıldır benim senden kaçtığım gibi sende benden kaçıyorsun. Ama senden kaçmaya çalıştığım her saniye sana daha çok kapıldım... Sana da aynı şey olacak. Eminim!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bir İpucu Öleceksiniz!
Misterio / Suspenso"Hikayenin %50si yaşanmış olaylara dayanıyor." Hiç birşeyden haberi olmayan 4 kız ipuçlarını çözmeye başlar acaba ipuçlarının onlara anlatmaya çalıştığı şey ne?