Ateş resmen gözlerimin önünde ölüyordu... Başımı soluna koydum ve az sonra duracak olan kalp atışlarını dinlemeye başladım gözlerim kapalıyken.
Veeee ışıklar birden açıldı Ateş kahkaha atmaya başladı.
Omuzundan kalkıp yüzüne baktım. Birkaç dakika beynime dank etmedi ne olduğunu anlamadım öylece yüzüne baktım.
Arkamdan da kahkahalar gelmeye başlamıştı. Arkama dönüp baktığımda bizim kızların ve Meriçin güldüğünü gördüm. Ne yani şaka mıydı?! Ama onlara istediklerini vermeyecektim. Bağırıp çağırmayacak onlara kızmayacaktım.
Hızla bodrumdan çıkıp kitabımı aldım ve odaya çıkıp yatağa uzandım, kitabımı okumaya başladım.(Şeytanın Eli-Jennifer McMahon). Korku ve gerilim kitaplarını çok sık okuduğum için artık korkunç gelmiyordu.
Pencerenin kırılmasıyla çığlığı basınca o kadar da cesur olmadığımı anladım.
Diğer insanlar şuan olduğu yerde kalırdı büyük ihtimalle ama ben kalkıp pencereye doğru yürüdüm.
Simsiyah giyimli biri ormana doğru koşuyordu. Kapşonu kapalıydı kız yada erkek olduğunu anlayamadım. Herkes birden odaya daldı.
Yaren:"Ne yani komik mi bu şimdi?"
Doğa:"Umarım bu kadar ileri gitmemişsinizdir. Meriç?"
Meriç:"Biz kırsak bu kadar hızlı nasıl buraya gelelim?"Şaka yapıyor olamazlardı. Etrafta ev de yoktu. Neden buradaydı ve neden camı kırmıştı?
Doğa:"Yaren ne oldu burada."dedi. Yerimde durmaya devam ediyordum. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Nehir:"Yaren?" Birkaç dakika sonra "Dışarıda biri vardı..."diyebildim.
Ateş:"Ne?"
Yaren:"Bende anlamadım camı kırdı. Pencereden baktığımda ormana doğru koştuğunu gördüm."
Ateş:"Ben bakıp geleyim."dedi ayağa kalkarken. "Bende geliyorum."dedim. Ateş:"Hayır sen gelme dışarısı çok soğuk ben hemen bakıp geliyorum."deyince birşey diyemedim.*Ateşten
Montumu giyip dışarıya çıktım ve ormana doğru yürümeye başladım. Etrafta hiçkimse yoktu.*Yarenden
Onu yanlız gönderdiğim için içim hiç rahat değildi.Kızlar dışarı gitmeme izin vermeyeceği için onlara lavaboya gideceğimi söyleyip montumu giydim ardından sessizce dışarıya çıktım ve ormana doğru yürümeye başladım.
Ateşi görebiliyordum ama baya önümdeydi. Ormana girdik. Yanına gitmek istemedim. Yürümeye devam ettik orman çok sessizdi ve hava kararmıştı. Önümde Ateş olduğu için pek de korkmuyordum.
Aniden sağımdan bir çıtırtı geldi. Dönmemle onla gözgöze gelmem bir oldu. Birkaç metre uzağımdaydı. Gözleri masmaviydi. Zaten sadece gözlerini görebiliyordum.
Cebinden çıkardığı bıçağı yanıma doğru fırlattığında dudaklarımdan istemsizce bir çığlık yükseldi. Yere oturdum.
Ateş bana doğru koşuyordu ona çocuğu takip etmesini söyledim. Evet o erkekti. Ateş çocuğun gittiği yöne doğru koşmaya başladı.
Elimi koluma götürdüm. Neyseki sadece sıyrılmıştı ama kanıyordu. Ateş bana oldukça uzun gelen bir süre sonra yanıma geldi ve çocuğu kaybettiğini söyledi.
Baya endişeli görünüyordu. Koluma baktıktan sonra ayağa kalkmama yardım etti.
Eve girer girmez kızlar bizi soru yağmuruna tutmaya başladı ama Ateş onları susturdu. Beni kaldığı odaya götürdü. Koluma pansuman yapmaya başladı. Çok nazik davranıyordu. O pansuman yaparken ben yüzünü inceliyordum. Tek kelimeyle mükemmeldi. Keskin çene hatları ,kalın dudaklar ,biçimli bir burun, uzun kirpikler... o gerçekten mükemmeldi. Gözlerim yavaşça adem elmasına kaydığında istemsizce yutkundum. Birkaç saniye sonra iç sesim beni " kendine gel Yaren ne yapıyorsun" diye uyandırdığında gözlerimi ondan ayırdım ve odayı incelemeye başladım.
Işini bitirdikten sonra iki parmağının dışıyla yanağımı okşadı ve "İyi misin?"diye sordu. Sessizce "Evet."dedim ve uyumak istediğimi söyledim.
Ama yanlız kalmaktam korkuyordum bu yüzden "Burda kalsan?"dediğimde başını hafifçe salladı.
Yatağa girdim kokusu yastığa sinmişti o kadar güzel kokuyordu ki. Yatağın yanındaki koltukta oturup telefonla uğraşmaya başladı.
O kadar yorgundum ve aklım o kadar bulanıktı ki hemen uykuya daldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bir İpucu Öleceksiniz!
Bí ẩn / Giật gân"Hikayenin %50si yaşanmış olaylara dayanıyor." Hiç birşeyden haberi olmayan 4 kız ipuçlarını çözmeye başlar acaba ipuçlarının onlara anlatmaya çalıştığı şey ne?