Önceki günü düşünmek istemiyordum, insanlar duygularım olmadığını ve ağlayamadığımı falan düşünüyordu galiba. Bana iyi davranılması için ağlak aptalın teki mi olmam gerekiyordu? Ben öyle olamazdım, insanların yanında ağlamayı sevmezdim. Ben hep güldüm, ağlamam gerekirken de güldüm. İnsanlar neden hep aynı? Neden daha fazla gülmemem gerekiyormuş gibi davranıyorlar? Gülünecek bu kadar şey varken neden ağlamam için daha fazla sebep sunmaya çalışıyorlar? Ağlamayacağımı baştan belirmek isterim, ben insan içinde ağlamam ama o orospu çocuğu nasıl başardıysa yaptı. Bunun intikamının çok acı olacağını bilmesi gerekir. Hiçbir şeye üzülmeyen bir insan gibi görünebilirim ama bende üzülebilirim ve birisi beni üzdüğünde bunu kesinlikle o kişinin yanına bırakmam. Ben güçsüz olan ve sağda solda ağlayacak bir kız değilim.
Sabah uyanır uyanmaz bu olaydan kesinlikle bahsedilmemesi gerektiğine karar verdim. Kimseye hesap vermek zorunda değildim. Aslında hiç olmamış gibi davranacaktım herkese karşı bir kişi hariç ''Hazar''. Ahh o sik kafalı kesinlikle yaptıklarını ödeyecek. Önce beni ölüme terk etti sonra da sanki o benim değil de ben onun götünde dolaşıyormuşum gibi laflar söyleyip kalbimi kırdı ve zaten acıyan canımı daha çok acıttı.Göt üstü yere attı beni yaa. Bunları kesinlikle ve kesinlikle onun yanına bırakmayacaktım. Ağır bir şekilde ödeyecekti. Beni ağlattığına inanamıyordum.
Hemen duşa girdim, çıkınca siyah bir tayt üstüme de kalçamı hafif kapatan bordo bir kazak giydim.Evet bordu rengini çok seviyordum. Saçlarımı kuruttum, şekil vermeme gerek kalmamıştı dalgaları hoş duruyordu. Takılarımı takıp hafif bir makyaj yaptım montumu ve çantamı elime alıp odamdan çıktım. Kahvaltı masası hazırdı eşyalarımı bir kenara bırakıp masaya oturdum ve annemle sohbet ederek kahvaltımızı yaptık. Mert evde değildi babam da işe gitmişti.Mert'in evde olmaması işime gelmişti.Dün olanlardan sonra onunla çok konuşamadan eve gelmiştik ve kendimi hemen odama kapatmıştım o lanet gün aklıma geldikçe sinirleniyorum.Şimdilik kimseyi görmek istemiyordum. Sahile gidip biraz yürürdüm belki simit yeyip çay içerdim müzik dinlerken.Ne var ne kadar kahvaltı yapmış olsam da sıcak bir simite ve çaya hayır diyemezdim hiçbir zaman. Ama yalnız olacağım kesindi. Kahvaltıdan sonra anneme dışarı çıkacağımı söyledim siyah botlarımı giydim montumu ve çantamı da alıp dışarı çıktım. Kulaklığımı kulağıma taktım ve yavaş yavaş sahile doğru yürüdüm. Tamda istediğim gibi kimse yoktu sık sık buraya gelirdim evden buraya gelmek çok uzun sürerdi ama hiç buraya gelirken dolmuş veya araba kullanmazdım neden bilmiyorum ama böylesi daha güzeldi. Hemen boş bolduğum bir banka oturdum.Buraya her geldiğim zaman olduğu gibi yine zamanın nasıl geçtiğinin farkına varamamıştım. Saate baktığımda neredeyse iki saattir burada olduğumu fark ettim. Geçen simitçi amcadan iki simit aldım ve sahildeki bir kafeden çay aldım. Simitimi yerken bir yandan da çayımı yudumluyordum hiçbir yemek bu kadar lezzetli gelemezdi bana belki simit biraz bayattı ama samimiydi yüzlerce lira para döktüğümüz yemeklerin hiçbirinden bu keyfi alamıyordum.
Ben dalıp gitmişken yanıma birisinin oturduğunu fark ettim. Kafamı hafif sağa çevirdiğimde tam karşısındaki denize bakan bir Hazar bulmuştum. Sanki çözemediği bir şeyler varmış gibi denizi izliyordu. Sonra bana dönmesi için hafifçe boğazımı temizledim. Bana döndüğünde gördüğüm ilk şey mükemmel gözleri olmuştu aslında ona olan bütün kızgınlığımı unutmuş gibiyidim. Boş boş sadece bana bakıyordu. Artık bir şey demem gerektiği aklıma gelmişti ama o kadar da kibar olacağımı söyleyemezdim.
''Ne işin var senin burda.'' dedim çingenvari bir tavırla.
''Senden izin almam mı gerekiyordu?'' dedi düz bir sesle.
''Bilmem farkında mısın ama yanımda aturuyorsun ayrıca çok sinir bozucusun.'' dedim. Beni hiç takmadan kulaklığıma uzandı ve kulağına taktı. Guns N' Roses- This I Love'ı dinliyordum. Yüzündeki yarım gülümsemeye bakılırsa hoşuna gitmişti.Tabi beyencen olm ben dinliyorum yani.O bu değil de nasıl bu kadar yüzsüz olabiliyordu şaşırıyordum.Bir daha hiç konuşmadan sadece müzik dinleyip denizi izlemiştik. Bu vazgeçtiğim anlamına gelmezdi,hala ona çok kızgındım fakat kavga edecek enerjim yoktu ve o kadar masum görünüyordu ki bu anı bozmak istemedim.Gözlerim bana itaat etmeyip kapanırken kendimi garip bir şekilde huzurlu hissediyordum.Lanet olsun ne oluyordu böyle?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baba naber yaa
Teen FictionHayat her zaman biz insanlar kadar komik olamayabilir. Aşk ve nefret, arkadaşlar ve düşmanlar, iyiler ve kötüler. Ceylin elbetteki bunların farkında olabilecek kadar zeki bir kızdı ama başına gelecekleri kontrol edemezdi. İnsanlarla dalga geçmek on...