Allah'ım neler yaşıyordum ben böyle.Sinirden ölmek üzereyim. Salak ukala çocuk.SALAK.Allah'ım çıldıracağım şimdi.Yüzsüz şey neymiş ben isteyecekmişim oldu canım.
-Flashback-
Hayır lütfen hayır yapmamıştır değil mi lütfen yapmamış olsun bunu da yapmamış olsun...Dudaklarımdaki baskı hala olduğu gibi dururken gözlerimi açtım ve bana sırıtarak bakan Hazarı gördüm.Bir dakika onun yüzünü ve dudaklarını görebiliyorsam benim dudaklarımdaki baskı da neyin nesiydi böyle. Aklım daha yeni yerine gelirmiş gibi derin bir nefes aldım. Dudaklarımdaki baskı onun elinin dudaklarımda olması yüzündenmiş meğer. Tabi o bendeki bu rahatlamayı görünce sesli bir kahkaha attı.Bunu yapmasıyla abim içeriden çıktı ve sert bakışlarıyla önce bana sonra Hazara ve en son da Hazarın dudaklarımdaki eline baktı.
"Sen neden hala buradasın"
"Hey heyy sakin ol şampiyon gidiyorum merak etme yemem kerdeşini çünkü onun yerine yemem gereken dudakları var." Ne demişti o az önce.İşte şimdi sıçmıştı çünkü Mert onun üstüne doğru atlayıp bir yumruğu suratına geçirmişti bile.Mert ne kadar sıska gibi görünsede tüm kasları o kazakların altında saklı kaldığı için böyle görünüyordu.Hazar sanki bunu yapmasını beklermiş gibi hiçbir şekilde karşılık vermeden tekrar doğruldu yerinde ve konuşmaya başladı.
"Evet içinde kalan öfkeni de bu yumrukla atmışsındır umarım çünkü birdahaki sefere bende karşılık veririm ve bu hiç de iyi olmaz senin için.Şimdi evime gidip rahat bir uyku çekmek istiyorum.Yarın görüşürüz SEVGİLİM" dedi.Ne yani sinirini atması için Mertin ona yumruk atmasına izin mi vermişti bu çocuk.Gerçekten aklının yerinde olmadığını düşünmeye başlamıştım artık.Bu karakol olayı ne ona ne de bana hiç iyi gelmemişti.İkimizde başımızdaki kişileri savmak ve uyumak için bize ne denirse 'Evet' diyip geçiyorduk.Hazar yine yanağımla dudağım arasında kalan o yeri öpünce sanki tüm vücuduma elektrik vermişler gibi hissetmiştim.Nerede olduğumu falan unutmamıştım tabiki ama garipti işte.Geri çekilip o çapkın gülüşlerinden birisini attı ve tekrar kulağıma doğru eğilip konuşmaya başladı.
"Merak etme BAŞ BELASI ilk öpücüğünü sen isteyene kadar senden almayacağım." dedi ve kapıyı açıp evden çıktı.
-Flashback Son-
Salak çocuk ya yüzsüz.Bu kaçıncı söyleyişim bilmiyorum ama o salaktan nefret ediyorum.Off artık uyumam lazım salak yüzünden uykumda kaçmıştı zaten bak yine sinirlendim.
Uyandığım zaman saat neredeyse 4'e geliyordu öğlen 4.Neden bu kadar çok uyudum demeyeceğim tabiki kim 21 saat uykusuz kalsa böyle olur (Ben normalde böyleyim aq).Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim güzel bir duş çok iyi gelecekti.
Duşta bile normal duramıyordum yaa o salak sabunun ne işi vardı banyoda ya sabun mu kalmıştı artık salak gibi yere düştüm bide.Götümün acısından ölebilirim şu an of ya neden bu kadar sakarım ben böyle.Üstümü giyineceğim sırada perdemin açık olduğunu gördüm pencereye doğru ilerledim perdemi kapatmak için.Tam örteceğim sırada bir el görür gibi oldum.Ağaçların olduğu yere doğru dikketlice bakınca Hazarın orada olduğunu gördüm.Ne işi vardı bu çocuğun burada hemde bu saat...Ahh doğruya saat 4'dü.Ben camış gibi uyuduğum için hala sabah zannediyordum.Bana saati gösterip 1 işereti yaptı.'Bir saate hazır ol' demek istiyordu heralde ya da 'Bir saattir seni bekliyorum' da olabilirdi.Amann siktir et ona orta parmağımı gösterip perdemi kapattım.Ohh iyi olmuştu ona.Havluyu üzerimden atıp yatağımın üzerine hazırladığım çamaşırlarımı giyerken kapının çaldığını duyddum.Annem falan gelmişti heralde işten çıkış saatiydi çünkü.Çok üstünde durmadım.Üzerime t-shit giyerken kapım açlıdı.Heyy kilitlememiş miydim ben bu kapıyı.
"Anne üzerimi giyiniyorum çıkar mısın?"
"Bornuzluyken daha seksi görünüyordun aslında ama sütyenli de fena sayılmazsın" Duyduğum ses anneme değil bir erkeğe aitti ama hiçte abiminkine ya da babamınkine benzemiyordu.Aman Allah'ım odamda kim vardı.Hızla t-shir'tü kafamdan geçirip arkamı döndüm.Vee işte bende bu çocuk nerede kalmıştı diye düşünüyordum.Hazar tüm o gevşek tipiyle tamam biraz da yakışıklı tipiyle karşımda duruyordu.
"Sen nasıl girdin eve ? Kim aldı seni içeri ve neden odamdasın hemde ben üstümü giyinirken?"
"Sakin ol sevgilim utanma benden nede olsa sevgiliyiz öyle değil mi ? Ve beni eve annen aldı unuttuysan söyleyeyim bugün günlerden cumartesi yani annen evde ondan çok ses çıkarma bence"
"Sen..senn ahhh çık odamdan dışarı.Beni..beni deli ediyorsun Hazar çık"
"Benim için deli olduğunu zaten biliyorum bebeğim ama bunu sesli bir şekilde söylemen açıkçası beni tahrik etmedi değil." NEEEE.Şaka yapıyordu değil mi tahrik.. ne ?!?!!
"Çık dışarı Hazaaarrr"
"Ahh adımı bağırarak söylemeni hiç saymıyorum zaten şu an çıldırabilirim"
"Lanet olsun ne laf anlamaz adamsın sen çık diyorum anlamıyor musun ODAMDAN DIŞARI ÇIK" dedim son kelimeleri özellikle vurgulayarak.Beni duvarla arasına alıp nefesini kulağıma doğru verip konuşmaya başladı.Ahh yine aynı his sanki elektrik veriliyormuş gibi.
"Bana bu şekilde bağıramazsın BAŞ BELASI.Gerçi bana hiçbir şekilde bağıramazsın.Bana kimsenin bağıramayacağını bilmen gerekirdi ama bunu cahilliğine veriyorum.Evet seni sinir etmek hoşuma gidiyor ama bu bana bağırmanı sineye çekeceğim anlamına gelmez.Ve asıl konumuza gelecek olacaksak benim formaliteden de olsa İKİ HAFTACIKsevgilim olacağın için nasıl davranacağını da bilmek sorundasın." dedi tehtit edici dir tonla.Sonra dudaklarını yanağıma sürtüp geri çekildi ve önce beni süzüp konuşmasına devam etti.
"Gelelim kısacık havluyla canım karşısına geçmene.Ne kadar seksi görünsen de bu 2 hafta boyunca bir daha böyle birşey yapmayacaksın."
"Keyfimden yaptım sanki cam açık giyinsem daha mı iyiydi"
"Camın diğer tarafında ben varsam neden olmasın" dedi ve konuşmama izin vermeden devam etti.
"Yanımdan ayrılmayacak önüne gelen erkeğe selam vermeyecek Mertle bile çok yakın olmayacaksın.
"Oldu canım abim o benim be ne diyorsun sen ?!"
"Bana bak BAŞ BELASI bilmediğin şeyler var ve inan bilmek istemezsin.İKİ HAFTACIK SABREDİVER.Dediklerimi yaparsan başın daha fazla belaya girmez.Ama yapmazsan yine herşey senin başına gelir. Ve son olarak sakın bana haber vermeden dışarı çıkma ve çıktığımız zaman da yanımdan ayrılma.Ee dersen ki ben sana yakın olmak istiyorum ona da hayır demem tabiki" deyip kabul edip etmediğimi bile sormadan odamdan çıkıp gitti.Gerçi bana 'yapmak ister misin' dememişti direk 'yapacaksın' demişti.
Hazar gittikten sonra saçlarımı kurutmuşve odamda takılmıştım.Biraz müzik dinlemiş kitap okumuş kafa dağıtmaya çalışmıştım ancak hiçbir şekilde söylediklerini aklımda çıkaramamıştım.Nasıl bir belanın içine düşmüştüm ben böyle ?
O giderken nasıl bir belanın içine düştüğümden habersiz bir şekilde onun gidişini izlemiş ve bundan sonra ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım sadece saatlerdir yaptığım gibi..
Tanrım bu şarkı ne mükemmeldi böyle hikayeyi yazarken bokunu çıkarana kadar dinlemiştim.Tabi arada abimin odaya girip mal mal hareket edip üstüme atlamasını ve şarkımı bölmesini saymazsak.Şaka bir yana bu şapşalı çok seviyordum ve en yakın arkadaşımı da öyle
-BROSSS
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baba naber yaa
Teen FictionHayat her zaman biz insanlar kadar komik olamayabilir. Aşk ve nefret, arkadaşlar ve düşmanlar, iyiler ve kötüler. Ceylin elbetteki bunların farkında olabilecek kadar zeki bir kızdı ama başına gelecekleri kontrol edemezdi. İnsanlarla dalga geçmek on...