8.Bölüm

94 7 0
                                    

Havanın kararmasına aldırmadandışarı çıktım. Biraz düşünmeye ihtiyacım vardı. Şu son haftala yaşadığım şeyler gerçekten kaldırabileceğimden fazlaydı. Ama beklemediğim bir şekilde üstesinden gelmiştim. İnşallah şu sevgililik olayını da kazasız belasız atlatabilirdim. Hazarı geçtim suça ortak olmaktan beni de içeri alacaklardı. Kendi iyiliğimi düşünüyorum yani.

Yürüye yürüye caddeye gelmiştim. Hava soğuk olmasına rağman hala çok kalabalık görünüyordu. Etrafa bakarken diğerlerine göre daha sakin bir kafe bulup içeri geçtim ve kendime sıcak bir kahve söyledim. Biraz rahatlamaya,gevşemeye ihtiyacım vardı. Kahvem çok geçmeden gelmişti. Üzerinden çıkan dumana bakmaya başladım. Ne kadar güzel görünüyordu özgür bir şekilde dağılıyor ve havaya karışıyordu. Öyle olmak istediğimi düşündüm bir an. Bu kadar özgür olmak , havaya karışmak , rüzgar beni nereye sürüklerse oraya gidip hayatımı yaşamak... Düşüncesi bile insana huzur katıyordu bence. Aman ne edebiyat yaptım be yeter bu kadar kahvem soğuyacak. Gözlerimi bir saniye bile ayırmasığım kahvemi elime alıp içerken birden karşımda oturanı görünce kala kaldım. Ne ara gelmişti bu çocuk buraya.

"Sen ne zaman geldin buraya?"

"Kahvene nasıl bakıyorsan artık tam 3 dakikadır buradayım ama beni fark edemedin cadı nedir seni bu kadar düşünceli yapan şey ?"

"Off Emre yaşadıklarımı bilmezmiş gibi konuşmaz mısın lütfen !"

"Tamam cadı hemen kızma. Uzun zamandır konuşamıyoruz hatta Alkım bu kpnuda sana biraz kızgın ve kırgın bende belki arayı kapatırız diye düşündüm ne dersin ?"

"Alkımın bana kızgın olmasını anlayamıyorum yaşadıklarımı o da biliyor ve biraz daha anlayışlı olmasını beklerdim ama bok kafalı Alkım söz konusu olduğu için üzülmüyorum" deyip kahvemden bir yudum daha aldım. Sonra konuşmama devam ettim.

"Ve çok iyi düşünmüşsün biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım var"

"Bunu kahveye o kadar derin bakmandan anlamıştım zaten cadı"

"Birincisi cadı demekten vazgeç ve ikincisi hadi Alkımı da çağır ve grup terapisi yapalım"

"Vayyy dağıtalım diyosun yani "

"Aynen öyle diyoruö hadi hadi daha fazla beklemeyelim akan vakit zararımıza her saniyeyi değerlendirmemiz lazım."

3 Saat Sonra

"1,2,3 dikle"

"Yeter artık Alkım kafayı buldun iyice ahahah"

"Tamam son bir şat daha atıyoruz ve bitiyor" Alkım hevesle yeniden bardakları doldururken ben ve Emre ona bakıp gülmeye başladık. Bir insan içki içmeye bu kadar meraklı olabilir miydi ?

"Hadi bakalım herkes alsın şat bardaklarını. 1,2,3 dikle" Ağğ boğazımda oluşan şu garip his mükemmeldi. Galiba bizi tekrar tekrar içmeye iten şey de buydu. Alkım zaten 10. şattan sonra iyice gitmişti benim kafam biraz bulanıktı ama yine en iyimiz Emreydi. Nasıl bir bünye varsa çocukta o kadar içmesine rağmen sadece bir kere sarhoş olmuştu ki o zaman onun içtiğini ben içmiş olsaydım hala komadaydım. Belkide ölmüş olabilirdim çünkü aradan 6 ay geçmişti.

"Ayy yeter artık Alkım valla içim dışıma çılıcak artık" Şöyle bir masaya baktım en az 25 boş şat vardı tabi bundan önce masadan toplanan bardakları saymadan.

"Evet canolar kalkın artık valla sikicek sizinkiler beni" deyip bizimkilerin taklidini yapmaya başladı

" 'Biz sana kızlarımızı emanet ediyoruz sen onları sarhoş ediyorsun Emre' "

Baba naber yaaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin