14.Bölüm

71 5 0
                                    

Uykum kaçmıştı ve içimdeki parande atan Mahmut Tuncere dur diyemiyordum. Ya kolbastı oynayacaktım yada kolbastı oynayacaktım. Ne oluyor lan böyle derken çişimin geldiğini fark ettim. Kalkmaya çalışırken çok sevgili abim gergedan Mert tarafından engelleniyordum. Uyandırmamak için yavaş çıkmaya çalıştım önce ama baktım ki olacak gibi değil altıma işememe ramak kalmış

"Sikejeem Mert elini kolunu uyan bee altıma işiçeeaam!" diye adeta haykırdım.

"Ne var be gerizekalı bi uyutmadın."dedi.

Kolunu kaldırınca hemen çıkıp tuvalete koştum. İşte huzur buydu nirvana inancı falan hikayeydi huzur buradaydı. Hayatım boyunca işeyebilirdim. Ama malesef her güzel şey gibi çişimiz de bitiyordu. Bu acıya daha fazla katlanamayıp elimi yıkadım. Uykum kaçmıştı ve saate baktığımda 8.00 olduğunu gördüm. Babişkoştom şimdi uyanırdı benim içimdeki Mahmut Tuncer hala uyumuş değildi bende kolbastı oynayıp bütün apartmanı uyandırmak yerine babamı delirtmeyi tercih ederdim. Babamın alarmını duyar duymaz hemen kapısının yanına sindim. Babam çok çabuk hazırlanıp çıkardı. Odanın kapısı açılınca ben

"Böğagageğö!!" diye bir ses çıkarttım. Babam birde zıpladı, kafası tavana deydi galiba.

"Mal mısın kızım sen, seni yaparken nerde hata yaptık biz, annenin yaptığı çocuk bu kadar olur zaten, nasıl bir gerizekalısın kızım sen?" dedi.

Tabi ben hala haykırarak gülüyordum. Yere yatmıştım resmen. Ben güldükçe babam sinirleniyordu.

"Sen cidden bozuksun, hangi insan babası ona bağırırken güler? Anneniz size çok yüz verdi dayak yemediğiniz için oluyor bunlar..." diye saydırıyordu ama ben dinlemiyordum sıkılmıştım ve kendime dur diyemiyordum. Bu gün tatilin son günü olduğu için galiba yerimde duramıyordum. Okul başlamadan bir kaç şey yapayım istiyordum.

Ahhh yarın okul vardı ve okuldaki sülükleri görmek hayatta en son isteyeceğim şeydi. Koca götüyle dağları devirebilecek insanlar başkalarıyla dalga geçince deliriyordum. Tamam bende insanlarla dalga geçerim ama arkadaşlarımla yada hak ettiğini düşündüğüm kişilerle bu koduğumun yamuk zebraları her gördükleri insanda kusur arıyorlardı. Bende kim tutar seni bas gaza şarkısını arka planıma alarak bu sikkoları hayattan soğutmayı kendime görev edinmiştim. Her birisiyle dalga geçtiklerinde özelliklede o kişiyi kırdıklarını gördüğümde onları ağlatana kadar dalga geçerdim. Bir çok kişi benden nefret ediyordu bu yüzden ama onların tavan boy götlerini indirmek kadar zevk aldığım çok az şey vardı bu hayatta.

"Bingöl dört dağ içinde deliloy deliloy destaneee!!" diye diye elimdeki soğuk su dolu kovayla odama girdim. Sıra biricik abim angus öküzü Mert'e gelmişti. Türküme devam ederken kovayı abimin üstüne boşalttım. Birden üstüme atlayınca ne olduğunu anlayamadan kendimi pofidik halımın üstünde bulmuştum. Mert bana tam cinsine yakışır bir şekilde deli dana gibi bakıyordu ve kaçacak bir yerim yoktu.

"Şimdi sıçtım bacağına." diyerek gıdıklamaya başladı. Bir yandan da kolumu ısırıyordu.

"Morarceek bee gerizekalı bıraak!" diye bağırırken içeri annem girdi.

"Bir uyutmadınız yaa haftada bir gün istediğim kadar uyuma şansım var zehir ediyorsunuz her zaman." diye söylenirken abimde beni bırakmıştı.abim gidip üstünü değiştirdi ve odasından çıkınca

"Akıllı ol aklını alırım Mertoo." dedim ve kafama bir şaplak yedim.

"Ne vuruyon bee mal!" dedim.

"Mal anandır." dedi.

"Uuuu anneeaağ Mert sana mal dedieiğ!!!" diye bağırırken bir şaplak daha yeyince sustum, bu sefer acınıştı ve bunun hesabını fena soracaktım. Annem bizi kahvaltıya çağırınca koşarak adeta uçarak mutfağa ulaşmaya çalışan Merto'nun önüne bacağımı uzatınca takılıp bu defa cidden uaçarak karşıdaki duvara girdi. Ben yine haykırırken hemen annemin yanına gidip masanın tam diğer ucuna yani Mert'in giremeyeceğine emin olduğum yerine kurulup kahvaltıma başladım. Türkiye'yi kıtlığa sokacak kadar yemek yeyince

"Annee ben doydum kalk da geçem."dedim.

"Girmeseydin oraya bekle şimdi." deyince. Bende bed görllüğümü konuşturup

"Fak dı sistım bebeyiim!!"deyim masanın altından sürünerek çıktım ve annemi öpüp

"Bu gün tatilin son günü yaniii ben kaçar merto kaşar."dedim ve götüme yediğim Merto tekmesiyle odama doğru hareketlendim. Hemen dolabımın karşısına geçim ne giyeceğimi düşünmeye başladım ve hiç bir şey bulamayınca lanet olsun bu hayat lanet olsun bu sevgim diyerek yine giyilmekten folloş olan siyah kotumu ve lacivert polo kazağımı çıkartıp saçımı adam etmeye ÇALIŞMAYA başladım ve bir işe yaramayınce bol bir şekilde ördüm, bana göre hafif ama aileme göre boya badana olan makyajımı da yapıp kıyafetlerimi üstüme giydim. Güç bela düzgün bir çorap buldum ve montumu alıp kapıya çıktım Mert kapıda ayakkabılarını giyiyordu bende

"Muuv biç gedaddı veey"deyip götüne tekmeyi koydum ve yere düştü ben yine haykırırken

"Dua et acelem var akşam görüşcez seninle bok suratlı."dedi.

"Yaw he he"deyip ağır ergen olduğumu bir kez daha kanıtlayıp ayakkabılarımı giyip kendimi dışarı attım. Asansörde komşularla karşılaşmadığım için temiz bir hatim indirip dolmuş beklemeye başladım. Uzaktan dolmuş görünmeye başlayınca hemen elimi kolumu sallamaya başladım dışardan goril gibi göründüğüme emindim ama umrumda bile değildi. Dolmuştan yükselen ter kokusunu duymayı bir kenara bırakın resmen görüyordum. Dumanlar yükseliyordu yeşil yeşil. Neyse dedim el mahkum bindim dolmuşa, para uzatmaktan nefret ettiğim için en arkaya oturup kulaklığımı takıp kuul kuul dışarıyı izlemeye başlamıştım ki müziğin birden değişmesiyle telefonumun çaldığını anladım, telefonun ekranına bakdığımda Hazar'ın aradığını gördüm ooff bir dünya fırça atcaktı şimdi neymiş nereye gittiğimi ona haber verecekmişim, babama hesap vermiyom lan ben derken telefonun çalmaya devam ettiğini fark edince açtım

"Nerdesin lan!"dedi.

"İyiyim canım yaa seni sormalı,"dedim

"Nerdesin dedim."dedi. Vuhuhuu feci sinirlenmişe benziyordu, beter olsun az gelişmiş kertenkele diyerekten

"Dolmuştayım ne bağrıyon bee!"dedim.

"Bana haber ver demedim mi ben sana he?"dedi.

"Uff hiç tribini çekemicem canım yaa Alkımla buluşmaya gidiyorum."dedim.

"Nerde buluşcaksınız?"deyince sinirlenmeye başlamıştım ama kendimi tutuyordum sonuçta götüm zora girince yine bu kurtarıyordu.

"Burger'ın ordan beni alacak ve alışveriş falan yapmayı düşünüyoruz tabi dedikodu o biçim olcak sen de gelsene."dedim nasılsa gelmez diye.

"Tamam geliyorum."deyince şoka girdim ve

"Yaa ben şaka yapmıştım senin işin gücün yokmu yaa gelmesene."dedim.

"Bir kere davet ettin canım."deyince neyse zaten sıkılıp gider deyip.

"Tamam."dedim. Dışarıya baktığımda inmem gerektiğini görünce

"Gaptaan müsayit bi yerdee!!!"diye bağırdım ve indim. Tatilimin son günü bari bok gibi geçmesin derken karşıdan adeta 'Ben senin başının belasıyım ama çok yakışıklıyım'diyerek gelen Hazar'ı gördüm ve tam o anda telefonum ötünce cebimden çıkarttım ve Alkım'ın mesaj attığını gördüm kardeşi hastaymış ve annesi onu hastaneye götürdüğü için geri dönmek zorunda kalmış. Offf ciddi olamaz yaa yine mi Hazar'a kaldım derken 'hayatımın aşkı, biricik sevgilim' yanıma ulaşmıştı.

"Ne oldu suratın asılmış birisi bir şey mi dedi?"dedi.

"Hayır, Alkım gelemiyormuş."dedim.

"Yine bana kaldın desene."dedi piç gülüşü eşliğinde ama bu gülüşte bir şeyler vardı çok kötü bakıyordu ve bunun ucunun bana dokunacağımdan emindim.

Biraz kısa oldu ama tatilin son gecesi şerefine göz yaşlarımın arasından bir şeyler yazayım dedim bebeyimler, hayır ağlamıyorum gözüme akıllı tahta kaçtı.

-SENA

Baba naber yaaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin