Flashback
"S-s-sen burda ne arıyorsun ?"
"Aaa beni gördüğüne hiç sevinmiş gibi değilsin kırıldım amaaa :("
"Aç şu kapıları !"
"Oo kızınca daha da güzel oluyorsun."
"Sana kapıları aç dedim !" Üzerime eğilip konuşmaya başladı.
"Şimdi seninle bir yere gideceğiz ve sende yol boyunca o çeneni kapalı tutacaksın yoksa zor kullanırım beni anladın mı ?" Kafamı korkarak yavaşça salladım. Burnunu boynumda gezdirim geri çekildi ve yerine oturdu . Neler dönüyordu böyle Emre nerdeydi ve daha önemlisi bu burada ne arıyordu?
Uzun bir yoldan sonra bana eskiden bir yeri hatırlatan bir yola girmiştik. Çok tanıdık geliyordu ama neredi olduğunu kestiremiyordum. Ormanlık bir alandan geçiyorduk. sonunda araba durdu.
"A-a-ama b-burası T-Tuğberk ?"
"C-Ceylin ?"
"Burada neler dönüyor böyle ? Sen Arası neden dövüyorsun ve Çağatayın burada ne işi var ? Daha 2 gün önce komada değil miydi bu çocuk ?!" Evet arabayı süren Çağataydı. Nasıl olabilir böyle birşey benim bilmediğim neler dönüyordu böyle ? Tuğberk konuşmaya başladı.
"Onu neden buraya getirdin ?" Bu sorudan ziyade bir yakınma gibiydi. Ama sesi çok sert çıkmıştı.
"Bak biliyorum gelmemesi gerekirdi ama Arası öldüreceksin farkındamısın ! Eğer bu kız gelmesydi durmayacaktın da."
"Sana onu buraya getirmemen gerektiğini çok açık bir dille söylediğimi hatırlıyorum Altay ." Altay mı?
"Altay mı ?" Sonunda burada oduğumu hatırlamış olacaklar ki bana doğru döndüler.
"Evet Altay. Ben Çağatayın ikiziyim. Şu senin yüzünden ölümden dönen Çağatayın."
"Altay bağırmayı kes !"
"N-nasıl yani ? Çağatayın ikizi mi var ?"
"Sence küçük beyinli !"
"Bir daha tekrar etmeyeceğim kapa çeneni ve arabaya geri dön seni salak !" diye bağırdı Tuğberk Altaya. Sesi o kadar korkutucuydu ki yerimden sıçrayacaktım neredeyse. O nasıl bir bağırmadır loo. Altay arabanın tekerine tekme atıp yürümeye başlayınca arkasından bağırdım.
"Bu araba Emrenin değerlisi seni salak güzel bir dayak yiyeceksin ." Aniden bana dönünce çenemi kapadım geri doğru yürüyecekti ama gözleri Tuğberkle buluşunca bir küfür savurup arabaya gitmeye devam etti. Vay be bizim hanım evledı gibi görünen Tuğberke bak senn.
"Eee bir açıklama yapıcak mısın artık ?" Sanki yerde yatan bir Aras yokmuş gibi konuşuyorduk. Ne yerde yatan Aras mı ?:O Hemen Tuğberkin ayaklarının dibine bakınca yüzünün kanlar içinde olduğunu gördüğüm yere tüküren bir Arasla karşılaştım. Ona doğru yürüdüm eğileceğim sırada Tuğberk kolumu sert bir şekilde kavrayıp beni geri çekti.
"Bizimkiler onunla ilgilenecekler hadi biz içeri geçelim." Kelimeleri ağzıma tıkıp beni çekiştirmeye başladı. Başka bir yere doğru yürürken aslında buranın onların restorantının arkası olduğunu anlamıştım. Yavaş yavaş restoranta doğru yürüyorduk.Arkama baktığımda birilerinin Arası yerden kaldırdığını gördüm. Neden dövmüştü ki onu ? Hadi Emre dövse anlarım da Tuğberk ne alaka ? Hava yava yavaş karardığı için onları net göremiyordum .Sonunda çabalamayı bırakıp önüme döndüm. Tuğberk restorantın içinden geçip beni pub bölümüne soktu ve bir locaya doğru ilerlemeye başladık. Mekanın temizliğini yaoan çalışanlara çıkmalarını söyledi. Çalışanlar çıkarlarken yandan yandan bana bakıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baba naber yaa
Genç KurguHayat her zaman biz insanlar kadar komik olamayabilir. Aşk ve nefret, arkadaşlar ve düşmanlar, iyiler ve kötüler. Ceylin elbetteki bunların farkında olabilecek kadar zeki bir kızdı ama başına gelecekleri kontrol edemezdi. İnsanlarla dalga geçmek on...