Skylar'ın uyurkenki masum görüntüsüne baktım. Tyler süitin salonunda Shaun'la bir şeyler konuşuyorlardı ve çok sıkıcıydı. Bende düşünüyordum. Tyler benim Skylar'ı sevmediğimi ve ona hiç bakmadığımı söylüyordu. Gerçekten böyle mi görünüyordu?
Bu şikayetleri daha önce başkalarından da duymuştum. Ama bence yanılıyorlardı. Ben sadece bakıcılar olduğundan onunla vakit geçirmiyordum, o kadar. Hem Sky'la oynadığım zaman Tyler mızmızlanıyordu. Aynı anda iki çocuk büyütüyordum.
İşaret parmağımla yanağını okşadığımda yüzünde bir gülümseme oluştu. Onun gülümsemesi benimde gülümsememe sebep olmuştu.
"Sözüme geldin demek."
Omzumun üzerinden odanın girişine baktığımda Tyler'ı gördüm. Omzunu kapının pervazına yaslamıştı ve kollarını göğsünde kavuşturmuştu. Yüzünde bilmiş bir ifadeyle birlikte bir tebessümde vardı.
İşaret parmağımı dudaklarımın üstüne getirerek sessiz olmasını söyledim. Kıkırdadı ve neşeli adımlarla yanıma gelerek kolunu omzuma attı.
"Onu sevdiğini biliyorum," dedi yanağımı öperek. "Sadece... Biraz ilgilen işte."
"Tanrı aşkına uyandıracaksın onu!" Kaburgalarına dirsek atarak elinden kurtuldum ama çok acımışa benzemiyordu. Bana dil çıkardıktan sonra kiraladığımız beşiğe ellerini yaslayarak Sky'ı izlemeye başladı.
"Hangimize daha çok benziyor?"
"Güzelliğini, zekasını ve sevimliliğini benden almış. Sapıklığını ve diğer kötü şeyleride senden."
Alaycı bir ses çıkararak elini bebeğimin yüzüne götürerek sallamaya başladı. "Uyan Sky. Annen beni aşağılıyor."
Eline vurarak onu engelledim ama çoktan yavrucağı uyandırmayı başarmıştı. Sinirli bir ifadeyle ona döndüğümde kıkır kıkır güldüğünü gördüm.
"Demek kötü huylarını benden almış. Hadi sana iyi 'bebek uyutmalar' canım."
Ve beni delicesine ağlayan bir bebekle yapayalnız bıraktı. Evet, evet bunu yaptı.
Skylar'ı tekrar zar zor uyuttuğumda sendeleyerek salona gittim. Tyler elinde bir soda şişesiyle ayakta dikiliyordu ve oldukça sakin görünüyordu. Sanki birkaç saat önce deli gibi kavga eden biz değildik. Shaun ise bir koltuğa jöle gibi yayılmıştı ve oldukça dağılmış görünüyordu. Beni gördüğünde elini bezgince havaya kaldırarak salladı.
"Hey, annecik. Kocanı başımdan al yoksa bileklerimi keseceğim."
"Ah döndün demek." Tyler soda şişesini sanki şerefe dermiş gibi sırıtarak kaldırdı. "Savaştan çıkmışa benziyorsun güzelim."
"Hayır, tam aksine yeni bir savaşa gireceğim." Kollarımı sıvayarak ona doğru bir adım attığımda kıkırdadı. Neden bu kadar mutlu gözüküyordu anlayamıyordum. "Gülmeye devam et. Son saniyelerin."
"Barselona'ya mı gitmek istersin Berlin'e mi?"
Hiç düşünmedim. "Berlin."
Gülerek şişeyi arkasındaki masaya bıraktıktan sonra heyecanla bana sarıldı. Yüzünde çocuksu bir ifadeyle birlikte neşeli bir gülümseme vardı. Onu bu kadar mutlu eden şeyin ne olduğunu merak etmiştim.
"Biliyordum!" diye heyecanla beni kolları arasında sıktığında resmen kemiklerimin kırılma sesini duydum. Ama aşk budur bebeğim. Bırakın, sevdiğim adama sarılırken öleyim. Hey yavrum hey. Hailey Marley mod on.
"Neler oluyor?" Boğazlanan bir kurbağa gibi zar zor konuşmama rağmen beni bırakmadı. Sanki hamile olduğumu bile unutmuştu.
"Sayende elli dolar kazandım bebeğim. Shaun Barselona diyeceğini söyledi ama ben Berlin diyeceğini biliyordum." Beni bırakarak elini Shaun'a uzatarak parmaklarını oynatmaya başladı. "Alayım elli dolarımı."
Yani bu kadar şamata elli dolar için miydi? Bir iddia için, öyle mi? Tanrım, adamın yaşıyla ruhu ters orantılı resmen. Büyüdükçe küçülüyor sanki.
"Ruh hastası." Sinirli bir nefes alarak durduğumda bakışları bana dönmüştü. "Şu sarı saçlı kadın ne oldu?"
"Boş ver. Yemek söyleyelim mi?"
"Aç değilim. Kadın kimmiş?"
"Bu otelin şarapları güzel diyorlar."
"Sikeyim şarabı. Kadın kim?"
Tyler'la aramızdaki küçük çaplı kavgaya son veren kişiyse Shaun oldu. Her zamanki o bilmiş tavrıyla yerinden kalkarak yanımıza geldiğinde kaşlarımı çattım.
"Öt bakalım," dedim kollarımı göğsümün üzerinde kavuşturarak. Küçük kahverengi gözlerini kısarak bana tehditkar bir bakış attı.
"Emir mi veriyorsun?" dedi alayla. Gülümsedim.
"Hayır. Lütfen öter misin?" Başımı yana eğerek şirin kız taklidi yaparken tam bir aptal gibi göründüğümü biliyordum. Yani söylemenize gerek yok canım.
"Kadın Rose Green," derken Tyler'a dirsek attı. "Tyler'ımızın annesi oluyor."
Tyler'ın annesi. Rose teyze. Onun olabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Rose teyze beni severdi. Hatta Tyler'dan çok benimle ilgilenirdi küçükken. Hep bir kızının olmasını istemiş sanırım. Ama olmayınca kafayı bana takmış yani. Yinede çocukken ilgisini severdim. Süreki gülümseyen, ailesini sevip önemseyen tatlı bir kadındı. Kocasının onu aldatmasıyla yıkılmış olmalıydı. Hemde benim annemle.
"Rose teyze mi?" Kaşlarımı kaldırarak Tyler'a döndüğümde dudaklarını gergince birbirine bastırdığını gördüm. Önce benim babamla uğraştıktan sonra şimdi birde annesi mi çıkmıştı? Tanrım.
"Bunu halledeceğim," dedi başını hızla sallayarak. "Onu kafaya takma. Yanımıza yaklaşamayacak."
"Gerçekten ondan korktuğumu mu sanıyorsun?" Ben kendi babamdan bile korkmamıştım. Tamam belki birazcık korkmuştum ama kendim için değildi. Tyler içindi. Şimdi yanımda Tyler da olduğuna göre korkmamın hiçbir anlamı yoktu. Yani, Tanrı aşkına. Bu Rose teyze yahu! Şirketteki hakkını istiyorsa küçük bir hisse verebiliriz bence.
"Anlamıyorsun," dedi Shaun tekrar araya girerek. Bir dur be adam. Bir dur. Kocamla konuşuyorum burada. "Kadın deli. Akıl hastanesinden kaçmış. Yani gelip seni kesip biçse ben deliyim der çıkar işin içinden."
"Korkmana gerek yok." Kocamın güven veren sesini duyduğumda biraz daha gevşedim. Tyler'a sahiptim. O yanımda olduğu sürece başıma hiçbir şey gelmezdi. "İcabına bakacağım." Yanıma gelerek dudağımın kenarını öptüğünde gözlerimi kapattım.
"Korkmuyorum. Yanımda sen varken bize hiçbir şey olmaz."
'Biz' dediğimde kocaman gülümsedi. Çünkü kendimden bahsetmiyordum. Ailemden bahsediyordum. Ve beni böyle değişmiş görmek Tyler'ı mutlu ediyordu.
"Evet sonunda mantıklı konuşmaya başladın." Odanın içinde ilerleyerek kiraladığı arabanın anahtarlarını ve cüzdanını aldı. "Shaun'u havaalanına bıraktıktan sonra dönerim. Dikkatli ol."
Hah! Ben her zaman dikkatliyimdir.
Çoooook uzun bir aradan sonra herkese selaaaam :D Çok özlemişim ben bu delileri yazmayı yaaa :D Bir ara hikayeyi silmeyi falan düşündüm ama iyiki vazgeçmişim :D Arayı bu kadar uzattığım için çok özür dilerim hepinizden :/ Neyseeee yorumlarınızı bekliyoruuum, düşünceleriniz benim için çok önemliii :D