"Tanrım hâlâ çok yakışıklı görünüyor." Heyecanla Tyler'a dirsek attığımda heyecanımın tarifi yoktu. Jasper'ı özlemiştim ve vay canına, gerçekten müthiş görünüyordu.
"Yeteri kadar değil." Kocamın ezici sözlerini duyduğumda gülmemek için kendimi tuttum. Jasper'la pek anlaşamıyorlardı. Beni ona bile emanet edebiliyorsa durum gerçekten ciddiydi. Aklıma Rose kaltağını getirmeyi reddederek tekrar gülümsedim. Tyler'ın kucağında Skylar vardı ve Jasper'ı gördüğüne mutlu olmuş gibiydi. Onu dayısı olarak gördüğüne emindim. Jasper benim en yakın arkadaşımdı sonuçta.
Görkemli beyaz bir köşkte yaşıyordu. Ailesinin tamamı siyasetçi olduğu için ev oldukça korunaklıydı. Siyah takım elbiseli adamları girişten bile görebiliyordum. Hatta biraz daha yaklaştığımızda evin kapısında beyaz takım elbiseli birini gördüm. Bu Jasper'dı ve bize el sallıyordu. Dahada yaklaştığımızda bize seslendi. "Bir güzellik gördüm sanki!"
Tyler hoşnutsuzca mırıldandı. "Daha şimdiden canımı sıkmaya başladı."
Onu boş vererek hızla yanından ayrıldım ve karnımın el verdiği kadar hızlı yürüdüm. Her bir adımda özlediğim arkadaşım bana yaklaşıyordu ve ben daha çok mutlu oluyordum. Tanrım. Tyler'dan başka böyle konuştuğum tek erkek Jasper'dı. Kalan yolu kendi koşarak geldiğinde onunda yüzünde bir gülümseme olduğunu gördüm. Nefes nefese bana sırıttıktan sonra sarıldı. Karnıma dikkat ediyordu. "Gözüm yollarda kaldı. Neden bu kadar geciktiniz?"
"Sana ne?" Tyler ne kadar çabuk yanımıza yetişmişti? "Hem hamile kadına sülük gibi yapışılır mı?" Bir anda aramıza girip Jasper'ı sertçe geriye ittirmişti. Ancak biz sadece buna gülmekle yetinmiştik. Her zamanki halleriydi işte.
Gülümseyerek kucağından oğlumu aldıktan sonra Jasper'ın yanına götürdüm. Tyler'a dikmiş olduğu yapmacık küskün gözleri bizi görünce ışıldamıştı. Sanki kendi çocuğuymuş gibi Skylar'ı kucağına alıp havada hoplatmaya başladı. "Çok yakışıklı olmuş bu velet. Sanırım kan bağımız var." Gülerek Skylar'ı döndürmeye başladığında ister istemez kahkaha attım. Bu durumdan bile kendine pay çıkarıyordu.
"Benim onunla kan bağım var ve bu Skylar'ın mükemmel biri olması için yeterli." Tyler'ın homurtusu beni yeni bir kahkaha krizine sokmuştu. Çevremdeki hiçbir insan normal değilken ben nasıl olabilirdim?
"Sizi aptal egoistler." Elimle karnımı okşayarak kapıya doğru yürümeye başladım. FBI ajanı kılıklı adamlar önce selam verdiler, ardından hızla kapıyı açtılar. Bir tuhaf hissettim yahu. Evet bizim evimizdede böyle çalışanlar vardı ama ne bileyim... Rusya'dayız sonuçta. O değilde bu Jasper mafya olabilir mi acaba? Beyaz malikane, korumalar, hizmetçi kılıklı kızlar falan. Bir yağ çekmek lazım bu çocuğada.
"Jas, babanın mafya olma ihtimali yüzde kaç?"
Arkamdan seslendi. "Bilmem. Senin Tyler'dan boşanma ihtimalin kadar."
Eveeeet. Babası mafya değilmiş bunu öğrendik en azından.
Akşam yemeğinden sonra ben, Tyler, Skylar ve Jas, Jas'in arabasıyla dışarı çıktık. Hava serindi, bu yüzden ceketle çıkmıştım dışarı. Moskova sokaklarında gezen bir doksanlık Rus kızları her ne kadar moralimi bozsa da Tyler sadece Skylar'la ilgilenip Jasper'a laf sokmuştu. Yani adamın yanından Adriana Lima geçse dönüp bakmaz o derece. Ama bakar ya. Adriana sonuçta. Ben bile bakarım yani.
"Nereye gidelim?" Jasper'ın neşeli sesi düşüncelerimi bölmüştü.
Başımı iki koltuğun arasından uzatarak gözlerimi yola diktim. "Mümkünse kız olmayan bir yere. Gay Bar gibi bir yer varsa süper olur."
"Skylar'la mı?" Direksiyonu sağa kırarken sırıttı. "Tanrım."
"Skylar'dan daha büyük bir engel yok mu sencede?" Tyler'ın sesi hoşnutsuzdu. O önde, Jasper'ın yanında oturuyordu ve kucağında Skylar vardı. Tekrar konuşmaya başlamadan önce Skylar'ı bana verdi. "Bir striptiz kulübüne gidebiliriz." Sinsice sırıtışını görmüştüm. Ona dil çıkararak oğlumu kucakladım ve sırtımı arkama yasladım. Yollar ışıl ışıldı ve Tanrım, gerçekten güzel bir şehirdi.
"Anne." Sky saçımı çekerek dikkatimi çekmeye çalışıyordu. Gülümseyerek onu biraz daha sarmaladım.
"Efendim bebeğim."
İşaret parmağıyla arabanın dışında bir yeri işaret etti. Gülümsememi bozmadan baktığı yere baktığımda birkaç Rus kızının mini etekle dolaştığını gördüm. Yani ben hırkayla çıkıyorum dışarı ama bunlar şortla etekle çıkıyor. Hiç mi üşümüyorsunuz yahu? Ben böyle bile üşüyorum. Hayır yani bir de zaten merdiven yutmuş gibi bacakları var. Bunların yüzüde güzeldir şimdi. Ay ne desem bilemedim. Lanet etmeye devam edeyim en iyisi.
"Bir sorun mu var?" Konuşan Jasper'dı. Hızla önüme döndüğümde dikiz aynasından bana baktığını fark ettim.
Dudaklarımı büzerek, "Yoo," dedim. Ama Tyler bir şeyler olduğunu anlamıştı. Omzunun üzerinden bana dik dik baktı.
"Ne oldu?" diye sordu Jasper'ın aksine ısrarcı bir sesle. Ama yok. Bu kızları görmemesi lazım.
"Jasper başka yoldan gidelim."
Tam direksiyonu kırıyordu ki pencereye kilitlendi. Kahretsin kahretsin kahretsin. Sonra Tyler da merak edip Jasper'ın penceresinden baktı. Off. Daha kötü olabilir miydi acaba?
"Bunlar yüzünden mi moralin bozuldu?" Ty'ın kıkırtısı sinirlerimi geriyordu. Bunlar dediği birbirinden güzel doksan altmış doksan Rus kızları be. "Hailey, onlara bir bak. Klonlanmış gibiler. Sense bir tanesin." Sözlerini göz kırparak bitirdi ve sırıtmaya devam ederek önüne döndü.
Jasper'la dikiz aynasından yine göz göze geldik. Bana 'çok şanslısın' gülümsemesi gönderdikten sonra yoluna devam etti. Bense bütün yol boyunca sırıtmamı gizlemeye çalıştım ama pek başarılı olduğum söylenemezdi.
Multimedia kısmındaki şarkıyı çok seviyorum. Çok eğlenceli çok sevdiğim bi şarkı. :D Dinlemenizi tavsiye ederim. ^^
Matematikten kaç aldığımı soranlar var. 0 aldım yine :D Yani bi notum bile yok sdjkdfsk :D Neyse okul mevzusuna hiç girmek istemiyorum. Yorumlarınızı esirgemeyin lütfeen. :D