İtiraf

21.3K 1.3K 39
                                    

Keyifli Okumalar 🥀

Olivia o günün üzerinden kaç gün geçtiğini bilmiyordu fakat James ile hiç bir şekilde karşılaşmamaya çalışıyordu.Sinir bozucu geçen yemeğin ardından James aralarına yıkılmayacak bir duvar daha örmüştü.

-Değiştiğini görebiliyorum Olivia ..Ama Hislerine karşılık veremem ...Seni üzdüğümü biliyorum fakat benimle ilgili sakın umutlanma.. bizim evliliğimiz asla o manada gerçekleşmeyecek..

Beklenti içine mi girmişti. Adamdan karşılık istediğini mi söylemişti. Duygularına bu şekilde yön vermeye çalışması akıl alır gibi değildi. Kendisi de sinirlenerek adama ondan bir beklentisi olmadığını söylemişti. Ah tanrım diye mırıldandı.Günlerdir aynı sabaha uyanıyor ve aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu.

Sabah adamdan çok sonra uyanıyor öyle ki bazen kahvaltı saatini kaçırdığı bile oluyordu. Akşamları da James eve dönmeden önce erkenden yiyor ve hemen uyumaya gidiyordu.

Bazen adamın odaya girdiğini duyabililiyordu. O anlarda nefesini dahi tutuyor ve adamın üzerini değişmesi bitipte yatağa döndüğü zaman göz kapaklarını dahi kıpırdatmamaya çalışıyordu. Evet her gece aynı şekilde davranıyordu James.

Önce ceketini çıkarıyor ve yatağın sol tarafında bulunan koltuğun üzerine koyuyordu. Ardından eli gömleğinin düğmelerine gidiyordu. Acele etmeden bu işi de halledip gömleği üzerinden çıkarıp aynı şekilde ceketin üzerine bırakıyordu. Bu dakikalar boyunca olivia hayranlıkla adamı izlemekten geri kalmıyordu. Özlemini çektiği bir şey gibiydi bu dakikalar onun için.

Ayrıca adamın sırtında ki kapanmış olan fakat derin olduğu belli olan kesikler ve yaralar vardı. Onları da ayrıca merek ediyordu ve nedenini öğrenebilmek için yapamayacağı şey yoktu. Daha sonra james ayakkabılarını da çıkarıp arkasını dönüyor ve banyoya yöneliyordu. Bu dakikadan sonra gözlerini sımsıkı kapatıyor ve uyuyormuş gibi yapıyordu. Zaten sonrasında kendiliğinden uykuya dalıyordu. Adamın banyoda ne kadar kaldığını veye çıktıktan sonrasını göremiyordu. İşte günleri aynen böyle geçiyordu ve birbirlerini bu dakikaların dışında başka bir yerde görmüyorlar ve muhabbet etmiyorlardı.

James için de durum aynıydı. Her sabah alıştığı gibi erkenden kalkıyor ve işlerini halletmek üzere limana gidiyordu.Akşama kadar orada kalıyor daha sonra işi bitince eve dönüyordu.Gözleri kızı aramasa da kalbi nerede olduğunu merak ediyordu.sadece kendisi bunun farkında değildi. O gece yemekten sonra olanlar, kızın üzerine gittiğini biliyordu. Fakat ağzından çıkan kelimelere engel olamamıştı.Kızı umutlandırmak isteyeceği en son şeydi.

En kısa zamanda kızın bu evdeki hayatını sonlandırmalı ve eski yaşantısına geri dönmeliydi.Bir an önce hazırlıklara başlamalı ve kızı herkesten uzakta sakin bir hayat yaşayacağı yere göndermeliydi.Sonuçları ağır olcak olsa da yapılacak en doğru şey buydu.

James limandan döndüğü bir gün kendisini bekleyen bir misafiri olduğunu öğrenerek odasına yönelmeden çalışma odasına doğru yürüdü.Kapıyı açarak gelen kişinin kim olduğunu öğrenmek üzere masasına doğru yürüdü. Arkası dönük adam elleri cebinde masanın önünde duruyordu. Koyu sarı saçları olan adam normal bir erkeğin vücut yapısına sahipti.

Adamı geçerek sandalyesinin yanına kadar yürüdü. Oturmadan adamın yüzüne baktı tanımıyordu.Yerine oturarak kolunu oturduğu yere dayadı. Adamın yüzüne ciddi bir şekilde bakarak kaşlarını kaldırdı.

- Evime gelmenizi gerektirecek mesele nedir Bay..?

-Hanover..Chris Hanover ..

-Konu neydi ?

DAVETSİZ GELEN AŞK / TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin