******
Gözlerimi kocaman açarak okula doğru ilerleyen Deniz'e baktım. Geceliğin sahibi bu kızsa demekki Deniz ile beraber yaşıyorlardı. Bu olay sebepsiz bir şekilde canımı sıkarken yanımdaki çakma sarışına döndüm.
Dolgun dudaklarını yalayarak ıslattı ve konuşmaya başladı."Kimsin?"
Sorduğu soruyla gözlerimi devirdim. Deniz cevap verme gereksinimi duymadıysa benim de cevap vermem gerekmezdi.
"Sanane." diyerek geçiştirdim ve Deniz'in arkasından yürümeye başladım. Tabii bileğimdeki eli buna pek izin vermemişti.
"Derdin ne senin? Bıraksana kolumu!"
Dolgun dudaklarına sürdüğü kırmızı ruj, sarı saçlarıyla bütünleşmiş fazlasıyla çekici duruyordu. Dudaklarını aralayarak ince sesiyle konuşmaya devam etti.
"Deniz'in yanında ne arıyorsun?"
Bileğimi hızlıca çekerek uzun tırnaklarından kurtuldum. Sorusuna cevap vermeyecektim. Zaten önemli biri olsa Deniz cevap verirdi.
Tek kaşımı kaldırarak sorusuna soruyla karşılık verdim.
"Sen Deniz'in neyi oluyorsun?"
Dolgun dudakları sorduğum soruyla alayla kıvrıldı. Sarı saçlarını tek elinle omzunun üzerinden geriye doğru attırdı ve kısık gözleriyle cevap verdi.
"Nişanlısı."
Ağzımdan çıkan küçük çaplı şaşkınlık nidasına engel olamadım. Dönerken savurduğu sarı saçları havada kalmış ellerime çarparken, kalçasını sallayarak Deniz'in arkasından yürümeye başladı.
Hala şaşkın olan olan bedenim rüzgarın beraberinde getirdiği soğuk hisle titredi. Yönümü okula doğru çevirerek hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.
Kapısında 12/B yazan sınıfı gördüğümde adımlarımı hızlandırarak içeri girdim. Sınıfa kısa bir bakış attığımda Ece'nin hala gelmediğini fark ettim.
Cam kenarındaki arka sıraya oturarak kafamı sıraya koydum.Denizle bara gittiğimizde Yeliz denen bir kızla karşılaşmıştık ve sevgilisi olduğunu söylemişti. Şimdide karşıma bir yelloz çıkmış Deniz'in nişanlısı olduğunu söylüyordu. Bu durumdan bir sürü sonuç çıkarabilirdim. Ama şu an bana en mantıklı gelen kızın yalan söylediği veya Deniz'in pislik bir herif olduğuydu. Iyice karışmış kafamı sıradan kaldırarak birkaç defa salladım. Bunları düşünüp kafamda değişik senaryolar kurmaktansa Deniz'e sormam daha mantıklıydı. Tabii cevap verirse.
Sıranın üzerinde ritim tutan elimi saate bakmak için yan tarafımdaki telefona götürdüm. Kilit ekranının sinir edici sesi hafif şekilde duyulduğunda gözlerimi duvar kağıdından sağ üst köşede yazan saate kaydırdım. 8 i yirmi beş geçiyordu. Telefonumu kilitleyip dün gece elbisemin üzerine giydiğim, şimdi ise boğazlı kazağımla bütünleşmiş olan siyah deri ceketin cebine koydum.
Ilk dersin başlamasına 5 dakika kaldığını düşünerek sıradan kalktım.
Deniz'in sınıfını merak ediyordum. Zil çalana kadar belki bulabilirdim. Koridora çıkarak karşımda duran 12/A sınıfına doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Açık kapıdan içeriye doğru kaçamak bir bakış attığımda arka sırada oturan Deniz'i gördüm. Yanında bana arkası dönük bir şekilde duran sarışın kız Deniz'e birşeyler anlatıyor ama Deniz pek umursuyor gibi görünmüyordu. İleri doğru minik bir adım atıp onları izlemeye devam ettim. Birkaç saniye boyunca pozisyonunu bozmayan kız ellerini yavaşca Deniz'in boynuna götürdü ve Deniz'in dudağına minik bir öpücük kondurdu. Kaşlarımı çatarak baktığım sahne Deniz'in gözlerinin benimkileri bulmasıyla son buldu. İç sesim birkez daha rezil olduğumu bağırırken gözlerimi sıkıca kapatıp topuklarımın üzerinde geriye döndüm. Gerçekten bu sefer fena rezil olmuştum. Koşturarak girdiğim sınıf kapısını hızlıca kapadım ve az önce oturduğum sırayla ilerlemeye başladım. Sınıftaki birkaç bakış bana dönerken sıradaki ellerimi telaşla cebimde titreyen telefona götürdüm. İçimden arayanın Deniz olmaması için dua ederken gördüğüm manzarayla uğraşlarımın boşuna olduğunu fark ettim. Çalan telefonu sıranın üzerine bırakarak terlemiş avuç içlerimi siyah pantolonuma sildim. Bir müddet sonra kapanan telefona endişeli bir şekilde bakarken görüş alanıma giren büyük el sıranın üzerindeki telefonumu kavradı. Korkak şekilde bakışlarımı yanımda duran elin sahibine çıkardım. Deniz tek kaşını kaldırmış koyu kahve gözleriyle bana bakıyordu. Kaşlarımı hafif çatarak ağzımı araladım.
"Ne oldu?"
Şu an safa yatmaktan başka çarem yoktu.
"Neden beni izliyordun?" Sorduğu soruya cevap düşünürken yenisini ekledi. " Ve neden açmıyorsun?" Havaya kaldırdığı telefonu birkaç defa salladı. İstemsizce bakışlarım telefona kayarken sorduğu sorulara cevap arıyordum. Dizimdeki ellerimi sıranın kenarına koyarak ayağa kalktım. Telefonumu almak için uzattığım elimi hafifçe tutarak engelledi."Önce sorularıma cevap ver." Büzdüğüm dudaklarımı cevap vermek için araladım.
"Seni izlemiyordum." söylediğim yalan yüzünden yerimde huzursuzca kıpırdarken yeni bir yalan daha ekledim. "Telefonu açacaktım ama kapattın." fazla üstelememesini umarak kolumu tekrar havaya kaldırdım ve Deniz'in sol eliyle tuttuğu telefona uzattım.
Elim boşluğa düşerken "verir misin?" gibi küçük bir homurtu dudaklarımı araladı.
Alayla kıvrılan dudakları yüzünde yer edinirken gürültülü sınıfı zilin sinir eden sesi doldurdu.
Sınıfa giren hocaya bakarken Deniz çoktan kapıdan çıkmıştı.****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFUK
Teen FictionGüneş'in doğduğu her UFUK' ta, umuda giden bir yol mutlaka vardır. ****** 04.12.16 °•°Kapak tasarımı: by-miss