Güneş git gide tenimi yakmaya başlarken oturduğum bankta doğruldum. Yaklaşık yarım saattir bu bankta oturmuş denizi seyrediyordum.
Gözlerimi hafif dalgalı denizden yan bankta oturan çocuğa çevirdim.
1.80-1.85 boylarında ve tahminen benimle yaşıt kumral tenli bir çocuktu. Yüzüne gelen güneş ışıkları sebebiyle gözlerini hafif kısmış elindeki telefona bakıyordu. Benden 5-10 dakika sonra gelip az ilerimdeki banka oturmuştu.Üzerinde siyah bir pantolon ve beyaz bol bir tişört vardı. Buradan bakışta kusursuz görünüyordu.
Çocuğu incelemeyi bırakıp banka bıraktığım çantamdan telefonumu aldım. Kilit tuşuna basıp saate baktım.
8:10 du ve dersin başlamasına 20 dakika kalmıştı.
Bulunduğum yer okula çok yakın olduğu için 10 dakika daha oturabilirdim.
Telefonumu tekrar çantama koyup az önce sahile gelen simitçiye bakışlarımı çevirdim. Sabah kahvaltı yapmadığım için fazla açtım ve karnımdan garip sesler çıkıyordu.
Oturduğum banktan kalktım ve simitçiye doğru ilerlemeye başladım.
Sabah pantolonumun cebine koyduğum 10 tl yi çıkarıp adama uzattım ve 1 tane simit istedim. Adam eline giydiği beyaz eldivenle seyyar arabanın içerisinden bir simit çıkarıp keseye koydu ve para üstüyle birlikte bana verdi. Teşekkür edip az önce oturduğum banka doğru ilerledim.
Banka oturup az önce simit almaya giderken bankta bıraktığım çantamı aldım ve kalan parayı çantamın ön gözüne koydum.
Kesedeki simidi çıkardım ve elimle küçük parçalar koparıp yemeye başladım.
Yan bankta oturan çocuğun bakışlarını hissetmemle istemsiz olarak benim de bakışlarım ona çevrildi ve göz göze geldik.
Sert yüz hatlarına ve koyu kahve gözlere sahipti. Az önce de dediğim gibi gerçekten kusursuz görünüyordu. Çocuğa gereğinden fazla baktığımı düşünüp bakışlarımı kaçırdım ve simidimi yemeye devam ettim.
✴✴✴✴✴
Dar sokaktan sağa döndüğümde 2 haftadır görmediğim ve hiç özlemediğim krem rengi binayı gördüm.
Bugün pazartesiydi. Yarıyıl tatili bitmiş, ikinci dönem başlamıştı.
..
Sonunda müdür konuşmasını bitirebilmişti ve sınıflarımıza gidiyorduk.
Kapısında 12/B yazan sınıfı gördüğümde yüzümü buruşturarak içeriye girdim. Okulu özlemediğim gibi gerizekalı sınıf arkadaşlarımı da hiç özlememiştim.
Arka sırada oturan Ece yi görmemle adımlarımı hızlandırdım. Elindeki telefonla oynuyordu, hatta o kadar dalmıştı ki geldiğimi bile fark etmedi.
Ece ye doğru yavaş adımlarla yaklaşıp arkasına geçtim ve iki elimle gözlerini kapattım.
"Bil bakalım ben kimiiiim?"
Sesimi duymasıyla birlikte ellerini, gözlerini kapadığım ellerime götürdü ve hızlı bir şekilde ellerimi ayırdı."Güneşşş" diye bağırınca tüm sınıf bize dönmüştü.
Birden kollarını boynuma doladı ve sağ yanağımı öpmeye başladı. Bende kollarımı ona sararak karşılık verdim.
Eceyle 15 gün boyunca hiç görüşememiştik. Ve dolayısıyla birbirimizi çok özlemiştik.
*****
Öğle zili çaldığında çantamdan cüzdanımı alıp kantine indim. Ece ile kendime tost alıcaktım. Okulumuzda yemekhane vardı fakat ilk gün sebebiyle açık değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFUK
Teen FictionGüneş'in doğduğu her UFUK' ta, umuda giden bir yol mutlaka vardır. ****** 04.12.16 °•°Kapak tasarımı: by-miss