Asyanin giydiği elbise 👆 👆 👆
Bölüm şarkısı : Oğuzhan koç - Bulutlara esir olduk medyada var 👆 👆❤
zıııııııız... zıııııııız... zıııııııız ah bu lanet olası ses de neydi böyle. " sus lanet olası telefon uyku bölmek ne kadar günahtır. yani heralde öyledir." ya ne saçmalıyorum ben zaten uykum açıldı şimdi niye sinirimi o babama anca lisede aldirabildigim değerli telefonumdan çıkarıyordum. ahh olamaz yine mi? ve yine ve yine kendimi popo üstü yere çakılmış bir şekilde buldum. "kızım noluyo bu ses de ne ? her sabah sesli kalkmak zorunda mısın?" off popovm artık her gün yere cakilmaktan sızlıyordu. "ıhıhıhıhi anne senin kızının şansı bu kadar işte." bir ağlama sesi çıkararak bunları söylemiştim anneme. bi dakika saat kaçtı. ooowww süper saat 8.30'a geliyordu. yani hazırlanmam için bol vaktim vardı. ne giymeliydim. Buna biraz zor karar verecek gibi gözüküyordum. şöyle harika bakınca göz alan bir şey olmalıydı. yupiiiii! kuzenimin düğününde giydiğim bir elbise vardı tabiki onu giyecektim. üzerime giymeden bile askıda müthiş gözüküyordu. etek kısmı köyü bordo ve üstünde krem rengi dantelli süslemesi olan harika bir elbise ydi. ona uydurmak için köyü bordo mat rujumu, bordo ojemi,eyeliner.rimel ve siyah bir far ve bordo bir spor ayakkabıyla üstümü tamamliyordum. saçımı dağınık topuz yaptım. aynadaki yansımama baktığımda harika görünüyordu. olamaz bu kadar güzel olmamalıydım. vay anasını! bunları düşünürken yüzüme kendimi beğenmiş, egoist bir sırıtışla yerleştirdim. berk beni beğenmezsen büyük ayıp ederdi. şimdi ben böyle yemeğe oturursam babam ve abim beni bu kadar süs yüzünden sıkıştırırlardi. ne yapabilirdim. saat 9'a geliyordu. bir saat boyunca dışarıda gelemezdim. çöplük yani bizim kafe çok uzak da sayılmazdi. mecburen sofraya oturmak zorundaydım. sofra kurulmuştu. olamaz sucuklu tost vardı. kahvaltı yapmayı düşünmüyordum. çünkü eğer yemek yersem göbeğim şişecekti ve bu elbise o kadar harika durmayacakti. ama tost beni ye beni ye diye bağırıyordu. dayanamadan tabi babamdan da utanarak sofraya geçtim. "kızım hayırdır.?" olamaz tabi kide bu kadar abartiyi farkedecekti. "İnşallah her şey hayırlı olur babacım."tabiki de babam bundan bahsetmiyordu. olamaz abim çok kötü bakıyordu. kesin dünün intikamını alacaktı. "kesin berk-" demeden onu engelledim. annem eğer abimin o börekleri yediğini söylersem abim çok kötü bir hedef tahtası olurdu. annem terlikleriyle artık ne eziyetler ederdi orasını o düşünsün. "annecim hani şu senin su boreklerin-"abim de aynı şekilde benim sözümü kesmişti. ikimiz de sesimizi kesmek zorunda kalmıştık. ikimiz de bir şey soylemezsek hiç bir sorun çıkmazdı. "çocuklar iyimisin iz? " " sorun yok anne rüyamızdakileri anlayacaktim sonra baktık ki ruyamizin çoğu kısmını unutmuşuz o yüzden anlatamadık." gerçekten yalanlarim da her şey gibi saçmaydı. bu nasıl yalan ya? "hı anladım yavrum. geçen sana terlik-" of annem böyle derdi her zaman. ama hala fırlatarak devam ederdi. "biliyorum anne kesin onun içindir neyse herkese afiyet olsun ben bugün arkadaşlarımla vedalascam bugün, ona da izin verirsiniz heralde." bana diyecekleri şeyi beklemeden kapının oradaki çantamı alıp kapıya yöneldim. "Asya, canım kardeşim,tosunum yemiyorsa ben yiyim mi ?" ahh bu çocuk hiç akıllanmayacak "bana bak buğra onu yersen seni köpekler kovalasin. " vay canına bedduaya gel! "o zmn sorun yok, yiyorum ." istemeden yüzümde bir gulumseme oluşmuştu. buğra gerçekten deli ydi. evet saate bakalım 9.30. yetisebilirim. bu elbiseyle oraya gidene kadar İnşallah başına bir şey gelmez. ama canım yürümek istiyordu. spor ayakkabı giydigime şükrettim.
yaklaşik yarım saatlik bir yoldan sonra bizim çöplüğe ulasmıştim. özleyeceğim yerler arasında burası da vardı. yere kurulmuş minderler,canlı müzik ve istediğin kadar çikolatalı pasta. içeri girdiğimde gelen koku bile insanı rahatlatıyordu. ferah bir koku yüzüme çarparken berkin bir köşede sigara içtiğini gördüm ve ona doğru yaklaştım. o da beni fark ettiğinde buyülenmişe benziyordu. uzun uzun beni izledi. ama birden kaşlarının çatildığını farkettim. o da bana yaklaşmaya başladı. sinirli bir sesle " çok dikkat çekiyorsun. bunu yapmandan hoşlanmıyorum. " bu çocuk gerçekten beni kıskanıyordu. yani sanırım. öyle hissettiriyordu. "senin için-" tek kaşını kaldırarak " benim için öylemi? ama diğer oğlanlar kendileri için sanıyorlar ne yapicaz şimdi." yine beni deli ediyordu. "uzatmayalım. bugün kavga etmek istemiyorum san söylemem gereken bir şey var."
herkesten uzak bir yere geçmiştik burası sakindi. sakın yerler daha mı güzeldi? sanırım. bağdaş kurup oturmuştuk. ama berk benim bağdaş kurmamdan hiç hoşlanmıyorum gibi gozukmuyordu. hırkasını çıkardı ve bacaklarımın üstüne koydu. bu hareketi çok cocukcaydi. ama sahiplenici. bundan hoşlandım. "evet dinliyorum." birden düşüncelerimden çıkmak zorunda kaldım " hı? neyi dinliyorsun?" suratıma bir süre aptalmışim gibi baktıktan sonra " iyi misin Asya? sen demedin mi bana sana önemli bir şey söyleyeceğim diye ."hı doğru ya .ona bir şey söyleyecektim. "bak sen de benim şaşıracaksın belki üzüleceksin ama bu mecburiyet. " nasıl söyleyecektim ki devamını. "devam etsene Asya. "tamam surda bir cümle kuracağım."ben Ankaraya taşınıyorum." evet sonunda soyleyebilmistim. ya bi dakika hiç tepki vermemişti. ya hayır yoksa beni umursamıyo muydu? "bu muydu?" nasıl? bu çocuğun gerçekten anlama sorunu vardı sanırım anlamamıştı. "bo moydo? ne ya gidiyorum diyorum. her şeyi bırakıp gidiyorum diyorum. seni bırakıp gidiyorum diyorum sen nasıl böyle bir tepki veriyorsun?" gerçekten bir gün delireceğim. "tamam her şeyi bırakıp gidiyoruz." sonunda anladı gittiğimi sonunda anladı. hı ? gidiyoruz mu dedi ben mi yanlış anladım. "gidiyoruz?" ahahahhahha inanmıyorum beni gerçekten seviyordu. " sen nerdesin ben ordayim. sen ankarada kendini erkeklere karşı koruyamayan şimdi o yüzden yanında gelmem gerkiyor" ya ben seni yerim. o yanaklarından tutup öperim ya ben seni. sen çok datlu bir jojuksun ya ama bu içimden geçirdikleri dışa yansitamazdim. bağırarak "o zaman hazırlan gidiyoruz sebastian. " bu bagirisimdan sonra herkes bana deliymisim gibi bakmisti. berk salagı da orada pis pis gülüyordu. "benim eşyalarımı toplamam gerkiyor sen de topla yarın biz gidiyoruz sen de gelirsin." kafasını onaylar şekilde salladiğinda sigarasını bitirmeden kalkmiyacağini anladım. ama benim eve gidip yardım etmem gerekiyordu. yoksa kafama terlik yiyebilirim. " ozaman görüşürüz. " sadece elini sallamakla yetindi. bu hareketi çok gıcık ti. niye bana görüşürüz aşkım falan demiyordu. ah Asya berk ten ne bekliyordun ki. iyi de bir insan nasıl her şeyi bırakıp gelebilirdi. bu aklıma takılması. cafeden çıkmadan Berk'in yanına tekrar dondum. ne diyeceğimi bekliyordu."beni neden yapıyorsun? yani her şeyi bırakıp neden basit bir kızla uzak bir yere geliyorsun? bu çok saçma!" yüzüme uzunca baktıktan sonra dudaklarının kırıldığını farkettim. " bir herşeyi derken sokaklardan başka hiç bir şeye sahip değilm.ankaranin sokaklarının daha güzel olacağını düşünüyorum. iki sen basit bir kız değilsin ve bunun saçma olduğunu düşünmüyorum. üç bunların hepsini yapma sebebim biraz deli oluşum. şimdi annenden terlik yemek istemiyorsan eve gitmelisin."dedi ve göz kırptı. üfff bu çocuğa bitiyordum. bende yüzüme harika bir sırıtışla yerleştirip yanından ayrıldım. ahh bu hoşuma gitmişti.
eve geldiğimde herkes telaş içinde eşyalarını topluyorlardı. ben de toplamaya koyuldum. vay be berki kendime nasıl aşık etmiştim ki benle geliyordu. abim odama girip "Asya bana yardım sevgilim onu bıraktığım için beni öldürme planları yapıyordur onu yatıştırmak için hediye verme-" ne diyeceğini anlamıştım. "hayır buğra sana bir şey veremem." " nolur canım kardeşim. bi kolye sadece." "ya git al niye benimkileri sömürüyosun? " "tamaaaaaam. şu bir hafta içinde televizyona bakma hakkı kazanırsın. " "waaaaaaooooovvvvv bunu sevdim . alabilirsin." gerçekten iyi bir teklifti. " pphemen gidecekmiş iz. ona nasıl vermeyi düşünüyorsun. " "ankarada yeni sevgili bulduğumda ona vercem canım kardeşim. " "ahh! pislik şey" bu çocuk gerçekten aşırı ibneydi " çocuklar hadi gidiyoruz hazır misiniz? " " hazirııız! hemen geliyoruz." ve evet ankara yolculuğu başlasın yeni bir hayat yeni kişiler yeni yerler bu güzel olabilir bu baya güzel olabilir.
●●●
♡♡♡
![](https://img.wattpad.com/cover/98675446-288-k711144.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIK AKLIMDAN
Jugendliteratur"bir uçurumdan düşüyormuş gibi hissediyorum ama uçurum hiç bitmiyor gibi ve ben de düşeceğim düşüncesiyle hep yere çakılmış gibi hissediyorum. elimden tutup beni kurtarmasını bekliyorum. ama elimi de uzatamıyorum ona. kalbim acıyor gibi ama bu acı h...