Fatih👆
Bölüm şarkısı : Sıla -Yan benimle
Asya'nın ağzından
dün yaşadığım olaylar beni gerçekten etkilemişti. dışarı tek çıkmaya korkar olmuştum. ya fatih gelmeseydi ya yetişemeseydi, ya beni duymasaydı. şuan ne durumda olurdum halim nasil olurdu.fatih hala kirli bir kızı okulda korurmuydu, peki berk yüzüme bir daha bakar mıydı? hiç sanmıyorum. annemgil sokağa çıkmaya utanırdı. fatihe büyük bir teşekkür borcum vardı. peki adamlara ne yapmıştı, ben gittikten sonra ne sormuştu, adamları dövmüş muydu? dövsün tabi pis insanların hayatta kalma hakları yok bence. bir kızın hayatını bitirmek hele benim gibi namusunu çok fazla önemseyen bir kız için. ama bu konuyu artık kapatmak istiyordum ve fatihle ben dışında kimse bilmemeliydi.
annemgil uyuyordu hala. çantamı alıp evden ayrıldım. eceyle buluşup durağa doğru yürüyorduk. hiç konuşmama o da şasırmıstı. tam bu konu hakkında bir şey diyecekken abimin sesi olduğunu tahmin ettiğim bir ses bize bağırıyordu. " kızlar! ah size yetişmek için ne kadardır koşuyorum, biraz yavaş yürüyün. hem siz niye bensiz gidiyorsunuz başınıza maazallah bir şey gelir sonra-" abim bunu söylediğinde sözünü kestim. betim benzim atmıştı. Ece araya girip " kız noldu? yüzünde biraz renk vardı o da gitti."
" bi şey yok hadi geç kalıcaz. "
" Asya, hiç okulu önemsemeyen kız, geç kalıcaz mı diyor?"
"saçmalamayın da yürüyün yoksa ben yürütmesini bilirim." ben önlerinden yürümeye başladığımda onlardan fısır fısır bir şeyler konuşarak beni takip ediyorlardı. ne konuştuklarını şuan gerçekten merak etmiyordum. kendimde değildim. yoksa şuan ne konuştuklarını öğrenmiştim. otobüsle okula vardığımızda daha zil çalmamışti benim sayemde erken gelmiştik. aslında abimin bizle gelmesi fikri hiç de fena değildi. çok da mantıklıydı. başımıza bir şey gelme olasılığı yüksekti. buğrayla ece sınıflarına çoktan gitmişlerdi. ben yavaş yavaş gidiyordum. bir kız bana omuz atıp sonra da eliyle durdurdu. " yeni kız çok oluyorsun!" bu kız esra ydi.
"aynı şeyi ben senin için düşünüyordum. ne tesadüf." bunu alaycı bir şekilde söylemiştim. gerçekten fazla oluyordu.
" bence sen bu okuldan gitmelisin. yoksa başına çok kötü şeyler gelecek yalnız değilim." yalnız değilim mi?
" yalnız değilim derken?"
" yanındakilere dikkat et zeki kız. o zekilik bir noktada durur. biri gelir sırtından bıçaklar ve bıcaklayacak da o yüzden onerime kulak ver." doğru söylediği her halinden belliydi. kim beni sırtımdan bıcaklayacaktı ki? kim bunu yapardı. fatih kesinlikle yapmazdı. bence dün bana bunu yaptıran da oydu. her kimse artık. gerçekten dikkatli olmalıydım. sınıfa geçip hemen sırama oturdum. şahsen korkmuştum. dün bir başlangıçtı bence. daha kötüleri beni bekliyordu. " Asya iyi misin yavrum?" fatih de anlamıştı benim kötü olduğumu. bu tek gittiğim yolda sadece o vardı tabi varsa.
" iyi değilim fatih beni bırakma nolur, çok yalnızım. bir zombi filminde gibiyim yolda tek yürüyorum ve bana pusu kurmuş bir sürü zombi. birden çıkacaklar gibi hissediyorsun teksin ve onlar çoklar onun gibi bi şey oldu. bu yolda yürüyecek kimse kalmadı. biri vardı o da şuan nerede bilmiyorum." biraz sacmalamıstım ben de ne dediğimi gerçekten bilmiyordum. ama buradaki önemli kelime beni bırakma idi. kolunu omzundan geçirip beni kendine çekti. " bunları şimdi düşünme güzelim. emin ol istediğinde yanında olacak kişi benim ama önce şunu söylemelisin bana . berk azim diye birini tanıyor musun? onla bi ilişkin var mıydı . şuan sadece bunu bilmeliyim."
" bilmem." her bi şey söylemek istemedigimde bilmem kelimesine başvururum.
" bana bak Asya. işimi zorlastiriyorsun şuan bana söyle ki ben de hallediyim." elini omzundan çekip bağırmaya başlamıştı. bu hali beni çok üzmüştü. " tamam. Antalya dan burda kadar benle gelmek istedi. ben onu sevmi- ah sana neden açıklama yapıyorum ki? "
" Asya saçmalıyorsun. ben senin iyiliğini düşünüyorum şu yaptığına bak. hey Asya! " onun sözünü bitirmesini bile beklemeden sınıfı terketmiştim. bahçede banka oturup günün sonuna kadar burada oturmayı düşünüyordum. fatih sınıfın camında beni izliyordu. sonunda bir hoca son derse kadar burada kaldığım için önce koca bir azar çekti. sonra kolumdan tutup beni sınıfa çıkarmaya başladı. " tamam hocam. bi daha olmayacak valla. hocam tamam ben giderim. hocam! hocam bakar mısınız? hocam hiç dinlemediniz ki!" hoca beni hiç dinlemeden sınıfın önüne getirmişti. sınıfın kapısını vurup sonra tekrar kolumdan tutarak beni sınıfa soktu. " hocam bu kızın hiç kurallara uymadığını farkettim. okulun kızlarını aşırı derecede rahatsız ettiğim söyleniyor ve derslere de girmiyor. siz de şahitsiniz bu yaptıklarına hala devam ederse disiplin kurulunu kurcam. " ne saçmalıyordu ya! bu kadar basit miydi disiplin? hem ben kendimi savunuyordum kızlara karşı. onun beni suçlamaya hiç hakkı yoktu. sesimi ciddilestirerek " Hocam, beni bir kere dinlemeden bu kanıya ulaşamazsınız. bir gün derse girmedim diye ve kızların bana yaptıklarına karşı kendimi savunduğum için beni disipline veremezsiniz. evet siz bana kafayı takmışsiniz ki en ufak bir şeyimi gördüğünüzde disipline vereceksiniz. o yüzden şu andan konuşmam gerekiyor. bana sadece 5 dakikanızı ayırın. "
" ben böyle öğrencileri çok gördüm. o yüzden boş laflarını dinleyecek 5 dakikam bile yok." beni dinlememişti bile. dediğim şeyi umursamayıp sınıftan çıkıp gitmişti. ben de çaresizce yerime geçmiştim ki zil çalmaya başlamıştı. çantamı alıp sınıftan çıkıyordum ki Esra yanıma yaklaşıp " olacakları gördün. bu daha hiç bir şey Asya özay. bu daha başlangıç. " bunları onlar mı ayarlamıştı. " bir dakika hey! ne saçmalıyorsun sen? "
" bir şey sacmalamiyorum Asya. sadece başka nedir yere git diyorum yoksa çok acı çekeceksin. ben aslında bu kadar kötü biri değilim ama ortağım o gerçekten hiç acımıyor." nasıl bir şeyin içine düşmüştüm ben. okuldan atılacaktım, dün yaşadığım olaylar ve fatihle kavgamız. ne oluyordu böyle? ne yapmıştım ki ben insanlara niye bana düsmandılar. sınıftan ayrılarak ecenin sınıfına girdim ece çoktan gitmişti, abimin sınıfına da girdiğimde o da gitmişti. beni neden beklememişlerdi peki. şimdi nasıl yalnız gidecektim. olanlardan sonra cesaretimi kaybetmiştim bir iki olay bile beni bu hali getiriyordu. çaresizce okuldan çıkıyordum ki fatihin sesini duyduğumda durdum. "Asya! tek gitme bugün yani bu aralar. senin için çok uygun değilim şuan tek takilmak. "
" peki tek gitmekten Başka bir şey varsa söyleyebilirsiniz fatih bey!" çok gerginim ve sinirimi fatihten çıkarmaya çalışıyordum. halbuki onun hiç suçu yoktu. o benden taraftı. peki şimdi berk olsa ne yapardı yine beni korumaya devam mı ederdi." Asya aslında seni koruyacak tek kişi benim. uzun bir süre değilmiş bir süreliğine bende kal. bu senin için daha uygun. bunu erkeklik duygularımla söylemiyorum. sadece seni korumaya çalışıyorum. " bunu pek doğru bulmamıstim. üstelik ben istesem bile ailem buna kesinlikle karşı çıkardı. " bu , bu olmaz "
" neden Asya ben hep yanında olamıyorum ve her an başına bir şey gelebilir. "
"fatih bak! sen benim hiçbirseyim değilsin. sevgilim,babam , kocam. hiçbiri. o yüzden senle kalmam saçmalık! "
" tamam sevgilin veya sevdiğin biri değilim o zamn beni koruman olarak düşun hı babam izin vermez diyorsan onu ben hallederim. sen de korkuyorsun bunu gözlerinden anlayabiliyorum."
"evet korkuyorum.peki kabul beni sen koruyacaktır ve babam işini de sen halledeceksin. bakalım evde dayanabilecekmisin Asya özay'a. görelim! "
" görelim Asya özay. "
ikimizde yine eğlenmeye başarmıştık. birbirimizin yüzünü güldürmeyi basariyorduk. ikimizde arabasına binip evine doğru gidiyorduk. kendimi konuşma zorunluluğu için de hissettim. " otobüsle gittiğini sanıyordum. "
" arada."
" ben olsam otobüse binmezdim. "
" ben sen değilim unutma."
" 'bon son doğolom ' ne olacak çok bilmiş." bu halime gülüp arabayı sürmeye devam ediyordu. sonunda arabayı durmuştu . karanlıkta evi goremiyordum. bi dakika ya ben ne yapıyordum annemgilin bile haberi olmadan buraya gelmiştik. neyse Asya keyfini çıkarmaya bak hem güvendesin hem de bu ev müthiş. ah çok zengindi. yoksa bu eve para mı yeterdi. peki tek mi yaşıyordu. eve doğru ilerlemeye başladık. anlaşılan tek yasamiyordu. evin ışıkları yanıyordu ve fatih de kapıyı çalmıştı. kapıyı güzel, zarif bir hizmetli açmıştı. anlaşılan çalışanlar güzeldi. yani bu kız güzeldi. fatih beni evin yukarı katına yönlendirmisti. evin içi de dışı gibi güzeldi. siyah ve beyaz renk hakimdi bu da eve şıklık kalıyordu. evde lavanta kokusu vardı. ev gibi siyah stor perdeler de eve uyum sağlamıştı. gerçekten güzel secimlerdi. " nasıl buldun? " bayılmıştım.
" muhteşem! " içerden sesler geldiğinde evde başkalarının da olduğunu anlamıştım. " fatih sen mi geldin. a a! misafirimiz var sanırım. " oha bu aile bildiğin alacakaranlık cullen ailesiydi. tipleri onlara benzemesede hepsi yakışıklı ve güzeldi. " bu Asya, Asya bunlar abilerim ,yengelerim,annem, babam. hiç yabancılık cekmene gerek yok bu evde herkes istediğini yapar karışan olmaz. " şimdiden alışmıştım bu aileye. hiç yabancılık çekecek gibi durmuyordum. ısınmıştım bu aileye." fatih benim aile işimi hallettin mi?"
" hallettim güzelim çok takma kafaya."
"nasıl hallettin ki?"
"o da bende kalsın. " dedikten sonra goz kırmayı da ihmal etmemişti." şimdi ne yapıyorsan yap yemek ye , duş al, ya da yat."
" nasıl ya hep birlikte yemiyor musunuz?"
" herkes istediğini yapar dediğimi hatırlıyorum. bak hepsi odasına çekildi. eğer birlikte yapalım herseyimizi dersen ikimiz yapabiliriz."
"sapık.!"
"yemek için konuşmuştum Asya niye sorun yaptın. hı istersen-"
"fatih sus!" gerizekalı! laftan anlamaz şey. " tamam hadi yemek yiyelim. açlıktan ölebilirim. " aynen ben de o dediğin durumdayım. ne var yemekte. "
" ben ne bileyim Asya yürü ben de mutfakta ögrencem "
mutfağa girdiğimizde ocakta hazırlanmış bir kaç tencere yemek ve ağzı kapalı tavada bir şey vardı. "Asya hadi köy tabaklara."
" tamam be otur bendensin!"
" hıh! havalara gel." ikimizde bu halimize siritiyorduk. ikimiz de hayvan gibi yedikten sonra odaya çıkmıştık da aynı oda da mı yatacaktik. " ikimiz de burada mı yaticaz. "
" tamam ben yerde yatarım Asya hadi yat."
"ama-"
" başka oda yok yatacak Asya! herkes bir oda seçti. hem aynı yatakta yatmayacağiz tamam."
" ya uygun değil yani onu demek istiyorum."
" Asya bana bal bana her konuda guvenmelisin. emin ol hoslanmiyacağin bir şey yapmam.baska yer olsa emin ol oraya giderdim.bize pek misafir gelmediği için misafir odası da yok. şimdi ben duş alıcam sen de yat ben yerde yaticam. " ah! mecburdum bir süre buna dayanacaktim. şimdi uyumam lazımdı. yarın cumartesiydi. doyasıya uyuyacaktım.●●●
♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIK AKLIMDAN
Teen Fiction"bir uçurumdan düşüyormuş gibi hissediyorum ama uçurum hiç bitmiyor gibi ve ben de düşeceğim düşüncesiyle hep yere çakılmış gibi hissediyorum. elimden tutup beni kurtarmasını bekliyorum. ama elimi de uzatamıyorum ona. kalbim acıyor gibi ama bu acı h...