BÖLÜM 8.

16 6 0
                                    

 Bölüm şarkısı : fifty harmony - work  from home





      zaman gerçekten çok hızlı geçiyordu. okul eğlenceliydi. şimdiden bir haftayı doldurmak üzereydik. günlerden cuma. sınıfa girerken bağrıma sesleri  kızların çığlıkları geliyordu, "sizin sınıfta baya güzel lan. çok eğlenceli.   ben de sizin sınıfa gelmek istiyorum. " ece çok haklıydı bizim sınıfta olmak bir ayrıcalıktı.yani kızları biraz gıcık olsa da erkekleriyle çok iyi anlasiyorduk.  artık onlar da beni kankaları olarak görüyorlar. " keşke her istediğimiz şey gerçek olsa. " deyip sınıfa girdim. herkes ayakta birbirlerine bi şeyler fırlatıyordu.  kızın biri beni gördüğünde bilerek bana doğru fırlatti. her şey bu kızın başının altından çıkıyordu. adı esra ydi. sinirle kalemi elime alıp o arkasını bana dönmüş kızlarla bana gulerlerken kalemi alıp ağzı beş karış açıp gülerken ağzına soktum. bi anda neye uğradığını sasirmisti. " ne yapıyorsun ya sen ?  sana bunu ödeticem." kaşlarımı kaldırarak " sen mi bana odeteceksin. " diyebilmiştim.  " yeees!  seni herkesin önünde rezil edicem. " " tamam. ozaman odetirsin canım. " diyerek sırama ilerlemeye başladım.  fatih oturmuş beni izliyordu. " bir sorun mu var? " birden kendine gelip " evet var. bu kızlar seni mahvedecekler. anlatabiliyomuyum?  ben hep yanında olamam . hep seni koruyamam.  ve  bana da asla güvenme. ben bile kendime güvenemiyorum.  " ne demeye çalışıyordu.  zaten ben ona güvenip kavgaya girmiyordum. ben kendimi savunmaya çalışıyordum. " benim sana ihtiyacım yok zaten ben kendimi savunuyorum." 
" biraz fazla savunuyorsun sanırım ne yaptığını bilmiyorsun. kızın ağzına kalem sokmak ne güzelim?" sahiden bu savunma işini fazla abartmiştım. ama beni tanimalılardı benden korkmalıĺardı. yoksa her zamn yaparlardı bunu. hoca girdiğinde kafamı sıraya gömüp uyumaya başladım.

biri beni dürttügünde " yav bi git. 5 dakika daha nolur?" sinirlemnmistim. hangi yarım akıllı beni bu güzelim uykumdan uyandırmak istiyordu, hangi vicdansız." ya kızım hadi bişeyler yiyelim kantinde açım. " bu çocuk kendi yiyemiyor muydu." ya fatih kendin ye. ben aç değilim. " hayır çok açtım. bir Pet şişe sesi duymuştum. " Asya hemen şimdi kalkmassan islanacaksin yavrum." olamaz. bu dediğinde hemen kafamı kaldırmistim.  "kaçma gibi bir şansım yok değil mi?  " kafasını onaylamak bir şekilde iki yana sağladığına illa ki götüreceğini anlamıştım.  o zaman bundan yararlanmalıydim." o zaman sen ismarliyorsun."
" tamam guzelim hadi hızlı ol tenefüs bitecek." bana güzelim, yavrum ve tatlı bela demesi hoşuma gidiyordu. hızla kantine inip boş masa armaya başladık. bi tane bulduğumuzda oraya doğru ilerlemeye başlamıştık ki biri bana  çelme atıncataya kadar. birden kendime yerde bulmuştum.  tam kalmaya çalışıyordum ki birden yüzüme çay olduğunu tahmin ettiğim bir şey dokmuslerdi. öyle yakacak sıcaklıkta değildi ama bu bile yanmaması sebep olmuştu. kimdi bunu yapan.bunu yapanın bizim sınıfın kızlarını olduğunu gördüğümde onlara yaklaşarak kahvelerinden birini alarak esranın suratına geçirdim. kız neye uğradığını şaşırmış bir şekilde tuvalete koşmaya başlamıştı ve yalakaları da onun peşinden. fatih kolumdan tutup beni masaya otutturdu. " konuştuğumuzu hatırlıyorum. "
" sinirlerime hakim olamıyorum. eğer böyle yapmazsam herkesin ortasında ağlardım. ve bu da en son isteyeceğim şey.anlıyor musun? "
" tamam o şey ben de var ama bu kızlar belalıdır ya çay çok sıcak olsaydı bunlar her şeyi yapabilir. senin başına bir şey gelmesine dayanama-" birden sözünü kesmişti. niye soylemiyordu ya çok guzel bir şey  söyleyecekti.  ne diyeceğini de anlamıştım ama onun ağzından tamamını duymak istiyordum. " hadi söyle. " ya boşver al şu peçeteyi sil yüzünü ne istiyorsun söyle alıyım. "ah utanmısti ozguveni yüksek beyefendi. " simit, kahve, çikolata" hemen yanımdan ayrılmıştı. gerçekten utanmıştı.   ona her gün daha fazla sempati duyuyordum.
elinde iki simit iki kahveyle geliyordu. o da benim aldıklarımı almıştı. " çikolata? "
" oha kızım günlük okadar para araklayamıyoruz babadan." ah çikolata yemeden... " bugün seni kafeye götürecem bir şeyler içeriz " bi dakika ya bana sormuş muydu bu salak " hayı-"
"itiraz yok kesin geliyorsun ve seni yedide evden alıyorum.hadi derste görüşürüz bebeğim. hı bu arada kendi sırıtışi alıyım da sen yiyemezsin zaten."deyip kaçmıştı.  pislik ya ban sormamıştı bile peki nasıl izin alacaktım. semtimiz yer yemez  sınıfa doğru yürümeye başlamıştım. zil çaldığı için koridorda fazla kişi yoktu. birden bir kol beni köşeden çektiğinde bir çığlık atmıştım ki ağzımı kapattı.  " şişşt benim berk. " burada ne işi vardı. " berk? "
" merak etme uzun duymuycam. yeni sevgilin görmez. ben bu aralar yalnız kalmak istiyorum Asya o yüzden beni arama.şimdi hiç bir şey deme . biraz biz hakkında düşünmem lazım. " gerçekten hiç bir şey diyememistim. ben bir şey bile demeden gitmişti.  benden ayrılacaktı madem neden benle Ankaraya kadar gelmişti. fatihle takılmama mı kızmıştı. şoka uğramış bir şekilde sınıfa girip sırama oturdum. gözlerim sadece bir noktaya bakıyordu. berk neyden bahsediyordu." Asya tamam biliyorum ćok yakışıklıyım neden bu kadar şaşırıyorsun. " of gerizekalı. " kes sesini fatih. "
" tamam be." şuan bence beni terkeden , güvenimi boşa çıkaran biri için hep benim yanımda olmayan çalışan,  bu halimde beni güldürmeyi başaran ve güvendiğim birini kıracak mıydım. hayır! " özür dilerim."
" ne için?"
" ya hani tersledim ya?"
" hı onun için. ben unutmuştum bile."
" iyi özrümü geri alıyorum. "
" ne olduğunu anlatacakmısın.  gerçekten seni bıraktıktan sonra ne oldu. "
" anlatmak istemiyorum." şuan sevindiğim tek şey son dersin olmasıydı. hoca ders anlatırken biz onu hiç dinlemiyorduk. bu sene böyle giderse sınavları zor geçecektim.  " gelirken uzun birşey giy."
"yo inat değil mi?"
"hele bir giy."
"nolur giyersem?"
"o zaman görürsün. "
"çok korktum."ahh zil mi çalmıştı.  kışın kötü tarafı ise havanın kararmasıydı ve ece bugün okula gelmediği ıçın tek gitmek zorundaydım. durağa ilerlerken gerçekten korkuyordum ve şuan korkuyordum.ankara tehlikelerle doluydu. "şişşt!  fıstık bu güzellikle yanlış yerdesin güzellik." oha . şimdi ne yapacaktın Asya. önünü  kesmişler.  ilerleyemiyordum. " sakın yaklaşmayın yoksa bağırırım.  başınıza iş almak istemezsin değil mi ? "
" bela almak o kadar kötü durmuyor güzel kız."Asya şimdi bagirmalisin bence. " aaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!  imdaaat! yardım edin! adam si-" son diyeceğim şeyden vazgeçip tekrar bağırmaya başlamıştım.  ama oglanlardan biri beni tutup duvar yaslamısti. " imdaaat! " oğlan birden önüme düştüğünde çığlık atmıştım.  önce düşene baktım ve sonra gözlerimi yukarıya doğru çıkardığımda fatihi gördüm ve onun arkasında da ona saldırmaya hazırlanan bir adam."fatih! " dediğimde bunu parmağımla göstererek de tamamlaştım. fatih hızlı bir hareketle adamın kolunda tuttu. adamın elinde bıçak vardı ve fatihe sağlamayı düşündüğünü anlamıştım.  onu oldürdügunde de beni ne yapardı bilmiyordum. birden adamın sırlarına atlayıp adamın dengesini kaybetmesini sağlamıştım.   fatihte bundan yararlanark adamı yere sermisti.  bir sürü takım elbiseli koruma gibi gözüken adamlar başımıza toplanmıştı. korumaların biri fatihe yaklaşıp " efendim bu adamları ne yapalım? "
" ayıltın iyi bir sorgulama lazım bunlara."
" hemen efendim."
fatih bir korumayı da yanına çağırıp " Asya yı eve bırakın."
"peki efendim. " hemen söze atlayıp " hayır sorguyu ben de dinleyim."
" Asya hemen eve git."  hemen gelen albay binip gitmek zorunda kalmıştım.  çok kabaydı. bu konu benle alakalıydı ve bilmeye hakkım vardı. ama araba da çok rahattı ha.

Fatih in ağzından

   adamlar sonunda ayılmıştı.  şimdi analarını ağlatacaktim.  onlar kimdi ki benim asyamın yolunu kesiyorlardı
" söyleyin lan biri mi yaptırdı bunu size yoksa siz ayrı bir grup musunuz.  " bu soruyu öğrenmem gerekiyordu.  asyaya böyle büyük bir kötülüğü kim yapabilirdi. " bize kimse söylemedi sadece içkiliydik. "
" hemen söyleyin yoksa o diliniz bir daha bir şey söyleyemez duruma gelir."Hala yüzüme boş boş bakıyorlardi,  ama arkalarında  biri olduğunu biliyordum." iyi siz bilirsiniz. mahmut bıçak ver .şunların dillerini kökünden keselim. mantıklı değil mi? madem ise yaramıyo ozaman fazlalığı gerek yok." adamların üstüne yürümeye başlamıştım korktukları her hallerinden belliydi. " tamam abi söyleyecez. "
"evet bekliyorum."
" abi soylediğimizi söyleme. bize bunu yaptıran kişi berk azim" berk azim bu kimdi şimdi. Asya onu tanıyor muydu ya da o asyayı.  " peki sizi ne için tuttu? "
" tecavüz edip birakacaktık. " bunu söylediklerinde sinirlerim bozulmuştu ve birine yumruğu geçirmiştim.  masum bir kıza bunu nasıl yapabilirler. berk azim bip ismi iyice araştırmalarım.  onun asyayla ne alakası vardı. onu okul da kotprumanin yeterli olduğunu düşünmüştüm ama onu dışarı da da korumam gerekirdi. berk azim kimdi bu.

ÇIK AKLIMDAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin