Özgürlük

60 11 2
                                    

  Özgürlük gerçekten degerliydi.Hapise girince anladım.Her anımın tadını çıkaracaktım.

             ***         ***         ***

    Okuldan içeri girer girmez herkesin gözü şaşkınlık içerisinde bana bakıyordu.Sanki Rihanna geçiyordu koridordan.Karşıma dikilen Buse'yi görünce tepem atmaya başladı.Ben 1 haftalık işkenceyi onun yüzünden çekmiştim.Birde bunu yapan en yakın arkadaşın olunca için ayrı bir sızıyordu.Beni sinirlendirmeye çalışacağını gözlerinden anlayabiliyordum.Ama bunu başaramayacaktı.

"Hapishane gülü Gökçe'de burdaymış."

"Bana bak bitli ezik.Beni sinirlendirme.Yoksa hapishanede öğrendiklerimi üzerinde uygulamak zorunda kalmayayım."

"Bitli olduğumu nerden çıkardın şimdi? Ben bitli felan değilim."

"Ama şüphesiz bir eziksin.Hareketlerinle bunu da fazlasıyla gösteriyorsun.Birini küçük duruma getirdiğin zaman kendini çok mu havalı zannediyorsun? Ben sana söyleyeyim mi? Tam bir zavallı gibi gözüküyorsun."dedim ve yanından uzaklaştım.Kendimden hiç böyle bir şey beklemiyordum.Keşke onu dövseydim ama bunu davada kullanırdı.

           ***          ***         ***

    Doktorun sarf ettiği sözler hoşuma gidiyordu.Annemin durumu gitgide iyiye gidiyormuş.Can'a telefon açtım.

"Can! Annem iyileşiyor.Doktor durumunun iyiye gittiğini söyledi."

"Bu harika bir haber.O zaman bunu kutlamak lazım bak şimdi seni yarın kahvaltıya götüreyim ne dersin?"

"Bilmem ki anneme sormam lazım.Hala ana kuzusuyuzda."

"Tamam onuda getir hatta"

"Yok o gelmek istemez şimdi"

        ***            ***              ***

Annem Can'la kahvaltıya  gitmeme izin verdi.Parayın verenin Can olduğunu bilmediği halde nasıl ona bu kadar güveniyordu anlamıyorum.Ben kendimi bildim bileli annem asla erkeklere güvenmez.Babam onu fazlasıyla sarsmış zamanında.

           ***           ***           ***

    Kapının önünde beyaz bir Jip duruyordu.Can'ın zengin olduğunu sonradan hatırladım.Hapishane beni oldukça sarsmıştı.Arabaya bindim.Dışı gibi içide muazzamdı.Can arabayı çalıştırdı.Arabayı yaşına göre oldukça iyi kullanıyordu.Harbiden bu çocuk reşit değildi.Nasıl kullanıyordu?

       EHLİYETİ YOKTU!!!!!!!!!!!

"Can senin ehliyetin yok senin.Eğitimin olmadan nasıl sürüyorsun sen bu arabayı??"

"Kahavete kapılma bebeğim.Öğrendim araba sürmeyi."

"Benimle düzgün konuş Can! Kafanı patlatırım senin."

"Tamam pardon.Alışkanlık olmuş"

     Çok hızlı sürüyordu.Kalbime inecekti artık.

"Ya bari yavaş sür.Kahvaltıya gidiyoruz.Tahtalı köye değil"

1 SAAT SONRA...

  Can beni çok lüks bir yere getirmişti.Kahvaltı sunumlarıda gerçekten harikaydı.Hesap geldi.Can bana ne kadar göstermemeye çalıssada fiyatı gördüm.Bu gerçekten kamera şakası olmalıydı.

"Bu ne lan! Can bu parayla bizim mahalleyi doyururuz."

"Gökçe bir kerede huysuzlanma."

"Parayı bol buldun herhalde."

"Huyum kurusun"

"Kurutacağım ben sen merak etme"

            ***         ***        ***

   Derse 10 dk. geç kalmıştık.Hayatımda ilk defa derse geç kalıyordum.Kafamı Can'a çevirdim oldukça rahat takılıyordu.Kafasına bir geçirişim kendine getirdi .

"Fazla rahatsın bakıyorum.Rtük olmasa ben sana yapacağımı bilirdim"

     Öğretmenin yüzü oldukça öfkeli bakıyordu.

"Geç kaldığımız için özür dileriz hocam."

"Hadi Can'ı anlarım, sen nasıl geç kalabiliyorsun Gökçe?"

  Kafasını Can'a çevirdi.

"Gökçe'nin hatrına affediyorum.Şimdi geçin yerinize."

         ***        ***         ***

-CAN AĞZINDAN-

   Avukatın ağzından çıkan sözler beni telaşa sokuyordu.

"Sanık Davacı'nın ileri derecede yaralamış.Mahkeme büyük ihtimalle Gökçe hanımı tekrar tutuklayacak.Kurtulmasının tek bir yolu var oda Davacı'nın şikayetini geri çekmesi"

    Buse'yi ikna etmeliydim...

Tesadüf Aşk #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin