Yavaş Yavaş Ölmek

1.3K 28 2
                                    

    2 AY SONRA...

Rebecca iki aydır hücre gibi bir yerdeydi.Dawson ona sadece yiyecek getiriyor, hâline bakıp kazandığı zaferle gurur duyuyordu.

  İki aydır gökyüzünü görmemişti.Güneşin yüzüne vurmasının nasıl bir his olduğunu unutmak üzereydi.

Ve Derek'i özlüyordu.

  Onu görmeye ihtiyacı vardı.Şu iki aylık süre içinde unutmadığı tek şey onun 'birtanem' deyişiydi.Kimbilir ne haldeydi? Onu kaybedince deliye dönmüş olmalıydı.Umarım aptalca bir sey yapmamıştır diye düşündü Rebecca.

  O sırada demir kapı açıldı ve içeri elinde tepsiyle Dawson girdi.

"Yine mi sen?" dedi Rebecca gözlerini devirerek.

"Birini mi bekliyordun?"

"Hmmm.Aslında Tom Cruise gelecekti ama." Dawson eğilip tepsiyi yere koydu ve Rebecca'ya döndü.

"Dalga geçebildigine göre aç değilsin.İstersen yemeğini geri götürebilirim."

"Bu bir tehditse eğer, bilmis ol, umrumda değil.Zaten beni tıktın buraya.Bu nasıl bir öfke anlayamıyorum."

"Yine aynı konuya mı döndük." dedi Dawson oflayarak.

"Evet!"

"Bana bak kızım." dedi Dawson Rebecca'nın çenesini tutup kendine bakmaya zorlayarak. "Sen ne kadar istesen de istemesen de ben o adi herifle uğraşacağım.Ha, eğer ben arada böyle harap oluyorum diyorsan benim sevgilim olabilirsin.Ben de bu sayede intikamımı pekiştiririm." Rebecca önce Dawson'a şok olmuş bir biçimde baktı,ardından gözleri doldu.

"Nasıl böyle bir sey söyleyebilirsin Dawson? Derek'i sevdiğimi biliyorsun.Görmüyor musun? Ölüyorum ben! Acı çeke çeke, yavaş yavaş ölüyorum.Hiç mi bir şey hissetmiyorsun? Bu kadar kör mü oldun he? Senin hiç değer verdiğin insanlar yok mu?"

"Vardı!" diye bağırdı Dawson. "Abim vardı benim.Herkesten çok sevdiğim, kahramanım olarak gördüğüm bir abim vardı.Ama o ne yaptı? Kaçtı.Beni,ailesini bırakıp gitti. O yüzden şimdi bana sevgiden falan bahsetme." dedi ve tekrar Rebecca'nın çenesini tuttu. "Şimdi kabul ediyor musun, etmiyor musun?"

Rebecca sadece Dawson'un suratına tükürmekle yetindi.Dawson kendini zorlayarak dislerini sıktı ve "Biraz daha düşün.Bence fikrin değisecek." dedi ve kapıyı hızla çarparak çıktı.

                       ********

Derek mahvolmuş durumdaydı.İki aydır Dawson ve Rebecca'yı arıyordu. Ama olduğu yerde sayıyor gibiydi.

Bu süreç onu oldukça değiştirmişti.Zayıflamıştı.Doğru düzgün yemiyor,uyumuyordu.Gözlerinin altında halkalar olusmustu.O süper uzaylı yakışıklı Derek gitmiş, yerine yaşayan bir ölü gelmişti.

  Ama sonunda bir iz bulmuştu.Güney Dakota'dalardı.Bu kesin bir bilgi degildi ama doğru olma ihtimalleri çok yüksekti.Gidecek ve Rebecca'yı oradan alacaktı.Kendisi çıkamasa bile Rebecca'nın oradan çıkmasını sağlayacaktı.

                    *********

Rebecca sıkıntıdan patlamak üzereydi.Saat kaçtı acaba?

  Demir kapı yine açıldı ve iceri asık suratlı bir Dawson girdi.

"Hayret! Yemegini bitirmissin ilk defa." dedi boş tepsiye bakarak.

"Seni pataklamak için enerjiye ihtiyacım olacağını düşündüm de."

Dawson bir şey demeden Rebecca'nın önünde eğildi ve sordu:

"Eee, kararın ne? Bana gelecek misin yoksa burada işkence mi çekeceksin?" Rebecca bir süre düşünür gibi yaptı.Sonra gülümseyerek cevap verdi.

"Tamam.Kabul ediyorum."

"Aferin sana.Akıllı kızsın." dedi zafer kazanmış edasıyla güldü.

Kendini çok kurnaz sanıyordu ama bilmediği bir şey vardı.Rebecca ondan daha kurnazdı.

İşte şimdi oyun başlıyor dedi Rebecca içinden.Bu defa o kazanacaktı ve Dawson'u alt edecekti.

Sadece gülümsedi...

BEKLENMEYEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin