Kimsin Sen?

986 15 2
                                    

  Rebecca dersinin on iki buçukta bitecegini söylemişti ama işleri çıkmıştı ve şu an saat 13:00' dı..

   Bahçeye çıktığında arabasına yaslanmış, onu bekleyen Derek'i gördü.

   Yüzünün yarısını sıcak öğlen güneşi aydınlatmıştı. Üzerinde siyah bir kot pantolon, ince gri bir t shirt ve yine siyah bir deri ceket vardı. Bu haliyle ayrı bir yakışıklıydı.

   Rebecca hızlı adımlarla yanına geldi ve ona sarıldı.

"Çok özür dilerim birtanem. Kütüphaneye uğramam gerekti. Beklettim."

  Derek bir şey olmaz dercesine gülümsedi.

"Sorun yok. Eee, nereye gidiyoruz şimdi?"

   Rebecca tek kaşını havaya kaldırdı.

"Bir yere gideceğimizi bilmiyordum."

"Ben de bilmiyordum. Şu an karar verdim. Ne zamandır yalnız,kalamadık. Ama eğer işim var diyorsan..."

"Hayır! İsim falan yok. Nereye istersen gidebiliriz."

"O zaman bugün sizi kaçırıyorum. Nereye diye soracaksan bosuna zahmet etme. Orası sürpriz."

"Peki." dedi Rebecca ve Derek'i kendine cekip öptü. Eğer biri boğazını temizlememiş olsaydı devam etmek niyetindeydi de.

"Eee.... Şey... Affedersiniz. Rebecca bir şey sorabilir miyim?" Bu Christian'dı. Ne soracaktı ki?

"Evet, dinliyorum." dedi Rebecca. Mükemmel anını bozdugu icin Christian'a sinirlenmisti. Her ne kadar sesine yansımaması icin uğraşsa da buna engel olamıyordu.

"Biliyorsun, okula yıl ortasında geldim."

"Evet."dedi Rebecca devam etmesini istedigini belirterek.

"Derslerden bayağı geri kaldım ve bir an önce yetişmem gerekiyor. Herkese sordum, senin derslerin iyiymis. Rica etsem... Bana da yardım eder misin diyecektim?" Christian ellerini cebine aokmus, masum bir sekilde Rebecca'nın cevabını bekliyordu.

"İyi de ben uzun zamandır düzenli olarak okula gelmiyorum. Yani sana faydam dokunur mu bilmiyorum."

"Onlar da bir süredir gelmedigini söylediler. Ama oldugun zamanda anlatılan konuları en iyi sen bilirmişsin. Lütfen Rebecca! Yardıma muhtac bir zavallıyım ben."

  Rebecca bir süre düşündü. Tamam cocuktan pek haz etmemisti ama onu daha tanımıyordu bile. Hem sadece masum bir istekti.

   Birkac saniye icin yanında duran ve bütün konusmayı dinlemis olan Derek'e baktı. Bir erkekle ders calışmasından hic hoşlanmayacaktı. Aman! Kaçıncı yüzyılda yaşıyorlardı? Bu sacma konu icin sorun çıkarmak hiç de hoş bir davranış olmazdı.

"Tamam. Sana yardım ederim.ama bugûn değil."

"Zaten bugün demedim. Benim de islerim var. Eve yerlesmem gerekiyor." dedi Christian. Tam arkasını dönüp gidecekti ki tekrar konuştu. "Sagol Rebecca."dedi ve gülümseyerek uzaklaştı.

"Kabul etmeseydin olmazdı yani."diye söylendi Derek.

"Ne yapayim. Yardıma ihtiyacı vardı."

"Evet iyilik melegi. Keyfimizi bozmayalım. Haydi gidiyoruz "

  Rebecca önündeki manzaraya baktı. Harika bir dağ evine gelmislerdi. Her yer yemyesildi.

"Derek burası harika! Kimin bu ev?"

"Benim."dedi Derek. Rebecca ona şaşkınlıkla baktı.

"Daha bilmedigim ne tür mal varlıkların var Bay Brown?"

"Sen onu biliyorsun."

"İğrençsin!"diye bağırdı Rebecca yalandan kızmış gibi yaparak.

  İçeri girdiklerinde Rebecca bir kez daha hayranlıkla etrafına bakındı. O kadar insanın icini ısıtan bir havası vardı ki...

  Ayrıca ve Derek'ten de izler taşıyordu. Her yerde fotoğraflar vardı. Rebecca'nın gözü bir fotoğrafa takıldı.

"Derek bu benim resmim!"

"Evet. Sen yokken arada bir buna,bakıyorum. Böylece senden az da olsa uzak kalabiliyorum."

   Rebecca gülümsedi. Derek kolunu nazikçe tuttu ve onu başka bir odaya sürüklemeye başladı.

"Nereye gidiyoruz?"

"Sana bir sürprizim var."dedi Derek ona bakmadan.

   Odanın kapısıni acti ve Rebecca'ya iceri girmesini isaret etti.

"Aman Tanrım! Derek buraya gelecegimizi önceden plânlamıştın, değil mi?"

BEKLENMEYEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin