7. BÖLÜM

421 241 11
                                    

..
Abimlerin o kapıdan çıktıktan sonra dönüşü çok fena oldu. Doruk'un yiyeceklerinin içine musil ilacı koymaları okulda iki gün zorunlu tatil ilan edilmesine sebep oldu. Ne olduğunu söylemeye midem izin vermiyor, az çok anlamışsınızdır zaten. Sonraki iki gün de Doruk okul tarafından raporlu olarak gelmedi. Attığı mesajlardan anladığım kadarıyla keyfi gayet yerindeydi.
Geldiği gün okul kantininde bağıra bağıra
"Hey millet! Sayemde okul tatil oldu, bu jestimi unutamazsınız umarım" diyerek yiyecek birşeyler koparmak istesede tepkiler doğal olarak istediği gibi olmadı.
"Ömrümün sonuna kadar unutmayacağım o iğrençliği"
"Onları görmektense ömür boyu okula gelmeye rağzıydım" gibi tepkiler gelirken

"Senin pokunu temizleyeceğiz diye biz sıçamaz hale geldik. Oğlum bir haftadır yemek yiyemiyorum, daha da kötüsü poh kokuyorum diye hanım eve almıyor beni. Kanalizasyonda çalışmaya başladım sanıyor akrabalar" diyen okul hadememiz Sadık abiye bütün kantin gülmeye başladı. Adam haklı yani. Doruk elinde tost ile sandalyeden kalkıp Sadık abinin yanına gidip
"Abiiim. Sadık abimmm. En sevdiğim hademe abim. Al bu tostu ye özür amaçlı. Söz bir daha musil ilacı konmuş tost yiyip sıça sıça dolaşmayacağım" etraftakiler gülerken Sadık abi Doruk'un kafasına bi tane çarpıp "lan eşşeğoleşek okulda benden başka hadememi var da en sevdiğim hademe abim diyorsun?"
Doruk elini saçına götürüp
"Yok demi unutmuşum."
Sadık abi tostu alacakken adını bilmediğim bir oğlan oturduğu yerden bağırarak
"Alma abi onu. Okulda Doruk'un düşmanı çok, kendisi milletin yiyeceğini çarptığı için. Yine musil ilacı olabilir. Bu okul bir tane daha sıçma vakasını kaldıracak kadar güçlü değil." Yanındaki tostu ve çayı alıp "bunlar denenmiş ve onaylanmıştır. Buyur abi" diyerek Sadık abiye uzattı. Doruk bir sandalye çekip yanıma otururken o oğlana bakıp "sen mi koydun lan yoksa Haydar oğlu Haydar" diyerek sırıttı.

Abimlerin yaptığını bildiğine adım gibi eminim ama neden kimseye birşey söylemediği konusunda hiç bir fikrim yok.
Sadık abide bizim masanın yanına gelip oturdu o tostunu yerken Doruk'ta sağ çapraz masada oturan abimlerle gözleriyle kavga ediyorlardı. Birden Doruk zafer kazanmışcasına bana bakarak gülümsedi.
"Ne oldu" diye sorduğumda sırıtarak "facebook ve mail hesaplarını hackledim" Gözlerimi kocaman açarak "ne yaptın" sesim biraz yükselmişti. Eğer mesajlarını okuduysa kardeş olduğumuzu anlamıştı. Doruk telaşla "sessiz olurmusun? Daha anlamadılar."
Bir şekilde öğrenmem gerekiyordu anlayıp anlamadığını, sesimi alçalarak
"Mesajlarını okudunmu? Ne vardı?"
"Başkasının özeline bakmam ben. Direk hesabı silerim. Ama bir mesaj gözüme çarptığı için onu okudum"
Korktuğum başıma geldi sanırım, bana bir daha inanmayacağından eminim. Doruk'un diğer geçici arkadaşları gibi olmak istemiyorum. Çoğu zaman beni çileden çıkartıyor ama o da hayatımın rengi oluyor.

Nedenini bilmiyorum ama Doruk'un güven sorunu var. Elbette hepimizin var ama Doruk'un ki kadar çok değildir.

Lise bir de tanımıyordum onu başka sınıftaydı, lise iki de aynı sınıfa düşmüştük. Okuldaki herkesi taniyordu onlarla sohbet ediyordu, sıcak kanlı ve espirili bir kişiliği vardı. Bense İrem dışında kimseyle pek sohbetim yoktu. Bizim sınıfa geldiğinde herkesle yaptığı gibi benimle de muhabbet etmek istedi ama ben ondan resmen kaçıyordum. Bir gün herkes beden dersinde, bense sınıf nöbetçisiydim. sınıfta oturmuş kitap okurken sınıfa Doruk girdi. Sırasını gösterip "acıktım, çantamdan para almaya geldim" başımla onaylayıp yarım bıraktığım kitabı elime aldım.
"İnsanlardan kaçmamalısın. Onlar hayata renk katar. Yalnız kaldığında bunu anlarsın" başımı kitaptan kaldırıp Doruk'a uzunca bir süre baktığımda gözlerindeki bilinmez, derin acıyı gördüm. "Senin gibi herkese güvenemiyorum"
"Güvenmek" deyip duraksadı "ben sana güven demiyorum" deyip sınıf kapısından çıkacakken durup "Umarım hiç bir zaman yalnız kalmazsın" deyip sınıftan çıktı. Elimde kitapla kalmıştım içimden bir sürü şey geçirmiştim o zaman. Ne demek istediğini bugün olmuş anlamış değilim ama bana fazlasıyla güvendiğinden eminim. Onun hakkında bir çok şey bilmediğimi biliyorum. Tek emin olduğum geçmişinde fazlasıyla acı çektiği, ve bende sorarak canını acıtmak istemiyorum.

BU İŞ ÇOK FENA!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin