-1-

47 6 5
                                    

'Göksel-Baksana Talihe'

Adımlarımı dahada hızlandırıyordum, çimenlere koşabilmek için. Seviyordum bu duyguyu, sebepsizce huzur veriyordu bana; yaz yağmuru. Her yaz beklerdim çünkü, yağmurun yağmasını. Bu duygu beni fazlasıyla tatmin ederdi. Soğuk su taneciklerinin sıcak tenime değerken yalın ayak çimenlerde koşup aynı şarkıyı mırıldanmayı. Ve yağmur sonrası, toprak kokusunu. Huzur buluyordum âdeta, farklıydı. Çok farklı.

İşte yine öyle bir gün ve ayaklarım koşar adım bahçeye ilerliyor. Ve aynı şarkı. Her seferinde mırıldandığım ama yağmur yağdığında sesimi kulaklarımda duyduğum o şarkı, 'Baksana talihe,sevgi bumu diye'.
Sesim volümünde en üst düzeydeydi, ve ayaklarım çimenlere kavuşmuştu.
Sitenin bahçesinde yalın ayak koşup duruyordum. İnsanların -deli mi bu?- gözüyle bakacağının farkındaydım ama pek de dert etmiyordum. Ki sırtım bir sertlik hissedene kadar.

Sırtımda bir sertlik ve ardından gelen acı bir kahve kokusu aldım. Arkama döndüğümde, koyu yeşil gözler, siyaha kaçık kumral saçlar, uyumlu yüz hatları ve pekde önem istenmemiş bir fizik. Bana şaşkınca bakıyordu. Önce bir duraksadı, sonra şapşalca kafasına götürdü elini. Fazla sersem görünüyordu,bende çatık kaşlarla bakmayı sürdürürken elini uzattı 'Merhaba' dedi. -Ben içe dönük biriydim. Neye ne tepki verilir fazla bilmezdim ya da insanlarla fazla iletişim kurmuyordum. - 'Önüne baksana yâ hu, bir özgür bırakmıyorsunuz' diye çemkirdim saç tellerimi kulağımın arkasına ittirirken. Aslında ne yaptığımı gerçek mânâda bende bilmiyordum. Yanlışlıkla çarpmış da olabilirdi ama yaz yağmurları kısa sürerdi ve bu sersemle derken -onunda yalın ayak olduğunu farkettim- ki 'affedersin yanlışlıkla çarpıverdim kusura bakma lütfen' diye sürdürdü konuşmasını.

Hoşuma gitmişti sesi. Ve onu yalın ayak görüşüm, meraklı benliğimi tetikliyor, onun da benim gibi enteresan huyları olup olmadığını bilmek istiyordum. Ve hafif utangaç bir tavırla-bunun nedenini bilmiyorum- 'Ha önemi yok' diyerek kaba benliğimi vurgulamış oldum. Ve ardından hemen ekledim 'Merhaba'. Gülümsedi. Dişleri âdete özenle dizilmiş gibiydi. Ama ne bileyim tanışmak gereksiz geliyordu. -Artık dışa dönük biri olmalısın diye kızıyordu iç sesim- ...
'Buradamı oturuyorsun?' dedi cevap bekleyen bir yüz ifadesiyle. 'E-evet' dedim kekeleyerek. Fazla cana yakındı, sanki beni tanımayı isteyecek kadar zorlayabilecek bir yakınlık. 'Ben Afran' bana ismimi söylememi bekleyen surat ifadesiyle bakarken -bunu kesmeli fazla ukala duruyor- diye iç sesimle konuşurken. Bu beni güldürmüştü ve tepkilerimin garipleşeceğinin belirtisiydi. 'Sana neden ismimi söyleyeyimki?' ukala bir tavırla demiştim bu cümleyi. Bana tip tip bakıyordu. Gülmeyi engellemek adına alt dudağımı dişlerimin arasına alıp sıkıyordum. Bu bakışları beni cidden güldürmeyi başarabilecek tipdendi.
Ve tanıdık bir ses duydum, bağırtılı bir sesti bu. 'AFEEEL, ıslandın üşütüceksin' bu ses Dolunay'a aitti.
-ah herşey benimi bulur-
Çok pis sırıtıyordu, sadece adını bildiğim ama ısınamadığım çocuk.
'Af he, güzel isim' dedi. Tam konuşmaya yeltenicekken yine bir ses duydum ve ürktüm. Ama bu ürküşüm tatlı bir ürküş olmuştu. Çünkü bu sefer biri beni çağırmıyordu. Gök gürültüsüydü. Ve sırılsıklam tepkisiz beklemekte olan bir çift yeşil göz vardı tam karşımda duran.

SELAAM! BENİM İÇİN AMATÖR AMA İLK ADIM OLMASINI UMDUĞUM, HATTA BU PLATFORMDA ÇOK İYİ DOSTLUKLAR KAZANMAK İSTEDİĞİM BİR GİRİŞİM. OKURKEN BENİ TANIMAYANLARDAN KASTEDİYORUM ŞUANDA, EVET TAM ŞUANDA BANA BİR ARKADAŞLIK GİRİŞİMİNDE BULUNUN. BU YOLDA YANIMDA OLAN İLK SANAL DOSTLUKLARIMI UNUTMAK, UNUTTURMAMAK İSTİYORUM. UMARIM BAŞARI DOLU BİR YOL OLUR. BENİ DESTEKLEYEN ARKADAŞLARIMA GERÇEK MÂNÂDA TEŞEKKÜR EDİYOR VE GERÇEKTEN DEĞERLİ OLDUKLARINI BELİRTMEK İSTİYORUM.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇENETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin