BÖLÜM-30

4.6K 200 7
                                    

merhaba nasılsınız?

 ben pek iyi değilim. ff lerle ne kadar mutlu olunur bilemiyorum:(

 bu bölümü size attıktan sonra medeni hukuğun içine gömülüp bütünlemelere çalışacağım :(  biraz destek olun bana. yorumlarınızı ve voteleriniz ile bana biraz motive gönderin. neyse hepinize iyi okumalar dilerim

"Melek hadisene. Geç kalıyoruz." Son sözümden sonra tekrardan yürümeye başladım. Tam yarım saattir zorla Meleği evden çıkartmak için dil dökmüştüm. Gelmemek için ısrar etsede en sonunda dayanamamış ve tamam demişti ama şimdide yürüsem mi yürümesem mi diye diretmekten başka bir işi yoktu.

"Hem sabahın bilmem kaçında beni kaldır hemde yürüsene de. Şu koluma girde çek bari. Soğukta ne işimiz varsa artık." Kinayeli sözlerine birkaç kelime daha ekleyerek azar kotama bir yenisini daha eklemişti. Sabır diyerek dişlerimin arasından fırlayan bir sinirli nefesimi daha havaya karışmasını izledim.

"Nerden gel dedim inan bende bilmiyorum. Ağrısız başıma ağrı aldım yemin ediyorum ya."

"Ne yani beni istemiyor musun?"

Meleğim, canım kardeşim senin neyin var bugün. Her dediğimi başka yerinden anlıyorsun."

"Anladım ben seni. Tabi Safanı buldun unut beni. Melek kim ki zaten!!" İnanamaz gözlerle bakmıştım. Ne olmuştu bu kıza inanamıyordum. Son zamanlarda daha bir huysuz daha bir agresif olmaya başlamıştı. Safa ve dersler derken çok boşlamıştım. Tek bahaneler onalardı onlara yoruyordum tüm bunları. Melekle biraz daha vakit geçirmem gerektiğini aklımın bir kenarına not ettim. Çekiştirilen kolum daha fazla acımasın diyerek ona ayak uydurarak adımlarımı daha hızlı atmaya başladım.

Geldiğimiz binanın önünde duran Meleğe uyarak bende durdum ve onun gibi kafamı yukarıya doğru kaldırdım.

"Ne kadar büyük. İnsan kaybolur burada. Gerçi sizinkinde kaybolmadıysam burada hiç kaybolmam." Sözlerine gülümsemekten başka bir şey demedim. Bugün hafta sonu olduğu için Safa ailesinin holdinginde çalışacaktı. Kimse olmayacağı için haber vermeden gelmiştik. Bir nevi sürpriz yapacaktım.

İstemediğini söylesede burada çalışmak zorunda olduğunuda ekleyerek söylemişti. Gerçi benim içinde durum aynıydı. Babam yandan laf sokarak söylüyordu ama istemiyordum. Eğer bu işe bulaşırsam biliyordum ki üstümde kalacaktı. Üstümde kalması demek hayallerime elveda demekti.

O yüzden kısa yoldan derslerime yoğunluk vermiş ve bu işlerle uğraşmamak için ekstra okulda çalışıyor veya kütüphaneye gidiyordum. Tabi yanımda Melek ve Safayıda sürükleyerek.

"Hadi artık gidelim içeriye."

"Tamam hadi gel." İlerleyerek kapıya geldiğimizde içerideki güvenlik koşarak gelmişti. Açılan kapıdan içeriye girdiğimizde bizi karşılayan sıcak hava ile kemiklerim,n gevşemesi bir olmuştu.

"Safa burada. Onun yanına gelmiştik."

"Evet efendim. Yukarıda." Teşekkür ederek adamın koşarak asansörü çağırması ile binerek teşekkür ettim. Artık buradaki güvenlikler tanımıştı beni. Kendi şirketimizden çok burada olunca böyle oluyordu demek ki.

"şu asansörlerden nefret ediyorum." Kaşlarımı kaldırarak kolundan çıktım. Asansörün aynasından saçımı düzelterek konuşmaya başladım.

"Zamanla alışırsın." Aynada kesişen gözlerimiz ile göz kırptım. Suratını bururşturarak bakmaya devame etti.

"Sana aşık olmak çok yaradı. Gözlerin ışıl ışıl." Sözleri ile kızaran yanaklarımı görünce keyfi yerine gelmiş gibiydi.

SOĞUK AŞK /TAMAMLANDI #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin