ÖZEL BÖLÜM-1

5.6K 202 6
                                    

sen istersinde ben ozel bolum yayınlamam mı  AliyeNuriyeva bu bölüm senin için güzellik 

ÖZEL BÖLÜM-1

Ayağımdaki stilettolardan kurtularak ayağıma hafif masaj yaparak rahatlaması için içimden dua etmeye başladım. Son toplantıya katılacak ve üzerine Safa ile güzel bir yemek yemek için çıkacaktım.

Ayağımı soğuk fayansa koyarak klimanın derecesini iyice düşürdüm. Artan mide bulantılarım ile nane çayımdan bir yudum daha aldım. Çektiğim her nefeste biraz daha rahatladığımı hissettim.

Çalan kapı ile acele ile ayağıma ayakkabımı ayağıma geçirdim ve gel diyerek derin bir nefes alıp verdim.

"Hira Hanım toplantı saatiniz geldi." Yüzümdeki sert mizacı koruyarak cevap verdim. "Tamam Nazan geliyorum."

Evliliğin üzerinden tam üç yıl geçmişti. O süre zarfında kendi holdingimizde çalışmaya başlamıştım. Ne kadar ailemden kopmak için can atsamda bunun aksi olmuş ve bir o kadar bu işe bağlanmıştım. İki şirket arasında bir antlaşma yapılmış ve tüm hisseler bizim yani Safa ile benim üzerime geçmişti.

Bunu istemesemde tek varis biz olduğumuz için şimdi olmasa bile ileride yine bize kalacaktı. Hayallerimden vazgeçmiş ve kendimi bu işe vermiştim. İlk başta ben çok zorluk çekmiştim. Safa bunun ehli oldu olduğu için her türlü kavramış birde üzerine bana öğretmek için seferber olmuştu.

Yüzümdeki tebessüm ile masa üzerinde bulunan resmimizin üstünden Safanın yüzünü okşadım. Elime telefonu alarak mesaj kısmına girdim. "Çoook sıkıldım, artık eve gidelim." dudağımı dişleyerek telefonu geriye bıraktım. Son kontrolleri yaparak dosyamı aldım bir tane daha mesaj atarak toplantının yapılacağı salona gitmek için adımlarımı harekete geçirdim.

Salondan içeriye girdiğimde herkes ayağa kalkmış ve hoş geldiniz mırıltıları eşliğinde oturmam ile başlamıştı. Çaktırmadan Safaya bakarak göz kırpmıştım, yüzümde mimik oynamasada onun anladığını biliyordum.

Kural Bir: İş yerinde laubali olmak yok.

Bu kuralı ikimiz koymuştuk. Eğer ki öyle bir durum olursa dedikodular çıkacağı, bunların bir güzel yayılacağı ve rahatsız olacağımızı biliyorduk, en güzeli bizim için buydu.

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

"Teşekkürler Serdar Bey bunu kurulumuz ile gözden geçirip size en kısa zamanda dönüş yapacağımıza emin olabilirsiniz." Son kez ortalığı kontrol ederek odama doğru yürümeye başladım.

Nedense toplantıları bir türlü sevememiştim. Çok kasıntı tipler olduğu zaman geriliyordunuz ve bu tüm uzuvlarınıza yayılıyordu ki şuan aynen öyle olmuştum. Bir otelin mimarisi üzerine ihale yapılacaktı ve anlaşma yapılacak şirketler arasında bizde bulunuyorduk.

Kafamı sağa sola sallayarak düşünceleri aklımdan savurdum. Zaten işimiz gücümüz buydu bari şimdi başka şeyler düşüneyim diyerek elimi alnıma götürüp hafiften ovmaya başladım.

İyi kötü geçen üç yılımızı gözden geçirdim. Safanın kıskançlıkları benim bitmek bilmeyen krizlerim ile ilerlemiş olsakta şükürler olsun iyiydik. Kaygısız başımız, ağrısız sancısız geçen bir ömrümüz olsun diye sürekli dua etsemde arada olan kavgalarda bizi birbirimizde bağlıyor, kenetlenmemizi sağlıyordu.

"Bu güzel hanımefendi böyle derin ne düşünüyor böyle." Karşıma bakarak yüzüne bakmadım. O şekilde yürüsekte pas vermedim.

"Lütfen bayım ben evli bir hanımefendiyim. Asılmasanız iyi olur yoksa eşim sizin üstünüze atlayabilir." Kapıyı açarak içeriye girdim. Arkamdan girerek kapıyı kapatması ile sırtımı kapıya yaslı bir şekilde bulmuştum.

"Bu güzel hanımefendi için dayak yemeye razıyım desem." Sadece dudaklarımı büzdüm.

"Yemek yemeye razıyım desem." Bozguna uğrayan ifadesi ile kahkaha attım.

"Gerçekten bazen kim odun anlayamıyorum. Birde bana kızarsın. İlla romantizmi bozacaksın yani." Omuz silkerek dosyaları masaya koydum ve çantamı alarak yanına geldim. Yanağına bir öpücük bırakarak kapının kolunu asıldım.

"Otoparkta görüşürüz sevdiğim." El sallayarak arkamı döndüm ve kapıyı aralayarak homurtusunu duymazdan geldim. "Bu kuralı koyma fikrini çıkartanın ben." İçimden gülsemde yüzümü sabit tutarak arkamdan kapıyı kapatarak yürümeye başladı. Ayak seslerimizden başka bir ses olmadığı için yan yana gelerek yürümeye başlamış, aynı sakinlikle asansöre binmiş, arabaya ulaşmıştık.

"Bugün direk eve geçelim. Başka toplantı veya görüşme yok ikimizinde."

Neden geri gelelim bakmam, incelemem gereken birkaç dosya var." Bakışlarını yoldan çekmiş kucağımda bulunan elime elini hapsetmişti.

"Kendine yüklenme bu kadar. Çok solgun gözüküyorsun biraz dinlenirsin."

"O zaman Merveyi görmeye gidelim mi." Baygın baygın yüzüme baktı.

"Daha dün akşam görmedin mi? Madem çok çocuk sevmek istiyorsun biz yapalım hayatım olmaz mı?" Muzip bir şekilde bakışlarını bana çevirmişti. Dolan gözlerimi saklamak istercesine camdan dışarıya çevirdim ve yolu izlemeye başladım.

"Hira özür dilerim." Yorgun bir nefes bıraktı. "Hep benim aptallığımdan oluyor bunlar. Hiçbir şey senden, sağlığından önemli değil." Elimi alarak dudaklarına götürdü. "Sen yanımda olduktan sonra her şey boş. Sen yanımda ol yeter bana." Son sözler bunlar olmuştu. Geri kalan süre sessiz geçmişti.

Eve ulaştığımızda kendimi duşa atmış ve bir güzel rahatladıktan sonra çıkmıştım. Etrafta ses gelmeyince Safanın gittiğini anlamıştım. Tebessüm ederek elimi karnıma götürerek içimdeki minik mucizeyi hissetmek istercesine bastırdım. Sanırım annelik böyle bir şey olsa gerekti. Her şey karnında başlayıp ellerine aldığında dahi devam edecekti. Aklıma gelen düşünceler ile sadece tebessüm ettim. Keşke altı ay çabuk geçsede bir an önce elime alabilseydim.

Hamile kalmayı kendim istemiştim. Meleğin hamilelik geçirdiği o güzel hallerini, hayallerini gördükçe dinledikçe bende o hevesle dolmuştum. Ama rahmimde çıkan anormal sonuçlar yüzünden iki defa düşük yapmıştım. İlk başta dışa kapatmıştım kendimi. Sonra hem kendimi hem Safayı üzdüğüm için kendimi toparlamaya çalışmış ve uzun bir tedavi süreci için doktorumla kolları sıvamıştık. Tabiki bu yoldaki destekler ile yılmamış ve dirayetli kalmaya çalışmıştım.

Tam üç ay önce bunun gerçeğe dönüştüğü ve vücudumda döl yatağının oluştuğu hamile kalmam için bir sorun kalmadığı için yumurtaların ikisi tutunmuştu. Üçüz yumurtalardan iki tanesi tutmuş ve hamilelik serüvenim başlamıştı. Normalde Safaya hala söylememiştim. O da bunu çok istiyordu biliyordum. Yıpranmışlık hissini iki kere yaşamıştık ve üçüncüyü kaldırabilir miydik bilmiyordum. O yüzden hamileliğimi kimseye söylememiş ve düşük tehlikesini atlatasıya kadar saklamıştım ve artık saklamamak için bir sebebim kalmaması ile anımı kollamaya başlamıştım.

İçimdeki vicdan sızlasada bugün bunun son bulacağı için şükrederek derin bir nefes aldım. Odaya girerek gerekli malzemeleri aldım. İlk önce iki çift bebek ayakkabısını alarak kapının tokmağına astım.

İçeriye geçerek masadaki son eksikleri kontrol ederek streç filme sardığım hamilelik testini alarak masanın üzerine bıraktım. Üç aydır çekilen bebeklerimin ultrason resimlerinide elime alarak mumların hepsini yaktıktan sonra ışığı örterek beklemeye başladım. Telefonuna mesaj attığımda beş dakikaya geleceğini söylediği zaman olmayan heyecanım gelmiş tam kalbime konmuştu.

Beş dakika dolmadan kapıda duyduğum sesle sakince ayağı kalktım ve gülümseyerek beklemeye başladım. odanın kapısını hızlıca açarak şaşkın bir şekilde bir bebek ayakkabılarına bir bana bakmasını seyrettim. Hiç şüphesiz yarım saniye aynı hareketleri tekrarladıktan sonra dudakarını harekete geçirdi.

"Gerçek mi?" sadece kafamı salladım. Gözünden akan damlalar eşliğinde alnıma bir öpücük bıraktı. Sonra dizleriniz üzerine çökerek titreyen ellerini karnımın üzerinde hareket ettirdi. "Merhaba babam." Gözlerimden akan yaşları elimin tersi ile silerek Safanın ellerinden tutup kalkmasını sağladım. "Bizim mucizelerimiz onlar. Senden ve benden bir parça tamda burada." Sıkıca kollarımı boynuna dolayarak derince kokusunu içime çektim.

sn-ab&x@

SOĞUK AŞK /TAMAMLANDI #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin