BÖLÜM-21 PART/1

4.4K 240 30
                                    

instagram: sogukaskwattpad

kişisel instagram: beyz_cann


Gece saat on bire yaklaşmak üzereydi. Aklımda sürekli dönen kadının yanına nasıl gidebileceğimdi. Elimdeki boş kahve kutusunu düşünceler eşliğinde alarak çöpe attım.

Safanın uyumaması gerektiği için kaçıncı kahvemizi içtiğimi bilmiyordum. Dün geceden de uykusuz olunca göz kapaklarım kendiliğinden kapanıyordu. Ama dayanmak zorunda olduğumu hatırlatıyordum kendime.

En sonunda içerisinde bulunduğumuz oda o kadar sıcak olmuştu ki katlanılmaz hale gelmişti. Hem terletmiş hemde hiç gitmek bilmeyen uykumu iyice getirmişti sıcak hava.

"Aşağıya gidip biraz temiz hava alacağım. Sende gelmek ister misin?" sanki o da bunu dememi bekliyormuş gibi yerinden ani hareketlerle kalkmıştı.

İki adımda koşarak ona yaklaştım. Elimi koluna koyarak "Ne yapıyorsun hızlı hareket edilir mi böyle." Çemkirmem hoşuna mı gitti yoksa sinirine mi bilememiştim. Yüzünde aşina olmadığım bir gülümseme meydana gelmişti.

"Sorun yok Hira ben gerçekten iyiyim. Hem montunu üzerine geçirde gidelim hadi. Biraz daha bu odada yatarak durursam kafayı yiyeceğim." Üzerine geçirdiği montu ile kapının koluna elini koymuş bana bakıyordu. "Tamam hadi gidelim."

Safayı atlatamadığım için aniden aklıma gelen planı yapmaya koyuldum. "Hadi gidelim."

Safanın attığı hızlı adımlara ayak uydurmuş ve bir aşağı kata gelmiştik. Kafeterya kapandığı için kahveleri kahe otomatından almak için durmuştuk. Rolüme girmek için rolüme girmek adına elimi anlıma vurdum. "Atkım odada kaldı. Sen aşağıya in bende hemen geliyorum."

"Seninle gelmemi ister misin?"

"Yok hiç gerek yok. Hemen gidip geliyorum bende. Görebileceğim bir yere otur ve dikkatli ol."

Bir yandan yalan söylemenin huzursuzluğu varken diğer tarafımda bunu es geçiyordu. Atkım yukarıda kalmıştı bu doğruydu en azından.

Yeni doğan ünitesine geldiğim zaman camdan içeriye bakmaya başlamıştım. Hemşireyle göz göze geldiğim zaman gülerek elindeki dosyayı önünde bulunan masaya bırakarak fişte bulunan telefonunu aldı ve kapıya yaklaştı.

"Merhaba tatlım. Bakıyorum çok dakiksin. Saat tam on bir."

"Biraz öyle oldu diyelim. Bu arada ben Hira." Yaka kartındaki ismine baktım. "Buarada çok memnun oldum Hasret Abla. Abla dememde sorun yoktur umarım."

"Yok ne sorunu olabilirki. çok yakışıyorsunuz bu arada. Sevgilin miydi o çocuk."

"Yok yok sevgilim değil. Aile dostumuzun oğlu uzun zamandır arkadaşız ama çocukluktan gelme tanışmamız."

"Ne bileyim sizi öyle görünce bende sevgili zannettim."

"Maalesef."

"Sanırım bu arkadaşlıktan öte bir şey senin için. Gerçi onunda bakışları pek boş değil gibiydi. Neyse geldimi resim."

Telefonumu kontrol ettiğim zaman gelen resimle gülümsedim.

"Evet gelmiş. Çok teşekkür ederim."

"Rica ederim hayatım. Şimdi benim gitmem lazım, kendine iyi bak."

"Kolay gelsin iyi geceler." Arkamı dönerek ilerlemeye başladım.

"Hira." "Efendim abla."

"Bence boş değil o da sana karşı. Bir şans vermelisiniz birbirinize zaman çok kısa." Kaşlarım hafif kaldırmış omuzlarımıda silker gibi yapmıştım. Bir umuttu sadece. Ben her şeyimi zamana bırakmıştım. Çocukluk aşkımdı o benim. Belkide şu vakit tekrardan aynı hızla içime yerleşmesi ondandı.

Geçici bir heveste olabilirdik. Ah kimikandırıyorum ki geçici heves falan değildi işte. O bir dünyaydı ve çekimmerkezi gibi beni çekip kendi etrafında pervane ediyordu

SOĞUK AŞK /TAMAMLANDI #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin