Bölüm 1

125 2 1
                                    

Multimedia: Esila Demir
İyi okumalar!

Alarmın çalmasıyla homurdanmaya başladım.

"Cidden okulu saat 08:00'de sabahın köründe yapmalarının amacı ne?! Hayır bize eziyet etmekse niyetleri açık açık belirtsinler gerek yok böyle oyunlara!"

Yatağımın sıcaklığını bırak istemediğim için mümkünmüş gibi içine daha da gömüldüm. O sırada kapım açıldı ve;
"Yatağınla artık vedalaş Esila! Saat 07:00 oldu! 15-20 dakika sonra servisin gelicek çabuk kalk!"

"Bugün gitmesem olmaz mı? Hem bak yatağım beni bırakmıyor..."

"5 dakika içinde seni aşağıda sofrada bekliyor olucam Esila!" dedikten sonra mekanı terk eden annemin arkasından baka kaldım... Çok zorlu uğraşlarım sonucu bedenimi yatağımdan ayırdığımda hemen banyoya girip rutin bir kaç şey yaptım. Saçımdaki akşam yaptığım fakat sabah samaraya dönen dağınık topuzı düzeltip aşağı indim.

"Günaydın 'DEMİR' ailesi!" diye şakıyarak masaya oturdum.

"Okul çıkışı direk eve gel akşam önemli misafirlerimiz olucak. Ve önemli bir konu konuşacağız kızım." diyen babamın ciddiyetiyle birazcık tırssamda kafamı sallayarak onu onayladım.

"Esila bu arada okulların kapanmasına son iki hafta kaldı notlarından bir haberiz tatlım umarım takdir veya teşekkür alıyorsundur" diyerek imalı bir sırıtış atan anneme dönerek;

"Ayıp, ayıp... Önemli olan Allah'ın takdir ve teşekkürü... Allah varken matematikçiye mi kalmış alıp almamam"

"ESİLA! SAKIN BANA SINIFTA KALIYORUM DEME!" diye burnundan soluyan annemin korkusuyla;

"Yani eğer matematikçi vicdana gelirse geçiyorum ama gelmezse Allah Kerim..."

"Ayy! Bir de dalga geçer gibi neler diyor! Esila çabuk git formanı mormanı git okula git gözüm görmesin seni eğer bugün o matematikçiyi ikna edemezsen de gözüme gözükme!" diyerek dişleri arasından tıslayan anneme cevap vermeden koşarak odama çıktım.

Hemen dolabımdaki askılıntan formalarımı çıkardım ve pijamalarımdan kurtulup onları giydim. Sonra banyoya geçip topuzumu bozdum ve ardından saçımı tarayarak salık bıraktım. Banyoda makyaj malzemelerimin sıralı olduğu raftan şefaf rimeli ve karpuz aromalı lipbalmı alıp uyguladım.

Odama geçip telefondan saate baktım. 08:14! Servisin gelmesine sadece 6 dakika vardı! Hemen çantamı aldım ve merdivenlerden depar atarak indim.

"Yavaş ol Esila evi başımıza yıkacaksın!" diye bağıran annemi takmayarak hemen beyaz spor ayakkabılarımı giydim ve giyer giymez servisimin geldiğini fark ettirmesi için çalan korna sesi kulaklarıma doldu. Hemen evden çıkıp seri adımlarla servise bindim.
"Günaydın Erdem abi."

"Günaydın deli kız" diyen Erdem abiye gülerek her zamanki yerime oturdum. Servis ilk beni aldığı için ilk 10 dakika gayet huzurlu oluyordum. Bu arada kendimden kısaca bahsedeyim "11. sınıf öğrencisiyim, genelde kitap okumayı ve film izlemeyi severim, boş zamanlarımda genelde arkadaşlarımla buluşurum, 1.72 boyunda biriyim, 57 kiloyum' işte böyle saçma biriyim bende. Ben size bunları anlatırken ikinci kişiyide almak için durmuştuk.

Okulun önünde durduktan sonra yavaşça servisin kapıları aralandı. Herkesin çıkmasını bekledikten sonra bende çantamı alıp indim. Ve bir kez daha her gün yaptığım şeyi yapıp okula 'senden iğreniyorum' bakışlarımı attım. Ve ardından sınıfa çıkmak üzere okula girdim. Merdivenlere gidip 2. kata çıktım ve 11-E sınıfına doğru ilerledim...

"Kanka! Matematikçi herkesi geçirmiş!!" diye sınıfa girdiğim an şakıyan Lale'ye 'oha amk' bakışlarımı attıktan sonra;

"Harbi mi diyon!"

"Harbi diyorum." dedi ve sarıldı.

"Kolejde okuyup ders geçemeyen tek mal sınıf biziz sanırım..." dedim ve Doğukan arkadan atıldı;

"Sensin be mal salağa bak, kendi adıma konuş kızım"

"Siz üstünüze alındınız ben alınmadım niye? Çünkü ben 'multi zekayım' ama siz 'geri zekalısınız' bu yüzden." diye ortaya bir teori atan Koray'a dönerek 'götümü ye' bakışımı attım.

"Koray bir sus abi lütfen!" diye sitem eden Hakan'a hak verir gibi kafa sallayıp onu onayladım ve sırama geçip bezmişçesine oturdum.

"Hepiniz kıskançsınız amına koyayım." diye sitem edip  ortamı terk eden Koray'a güldükten sonra kafamı sıraya koydum.

"Esila kalk! Lan Esila uyansana!" diye beni dürten Çağla'ya 'ne var amk' bakışlarımı atarken önüme döndüm ve... dönmez olaydım. Karşımda Benay Hoca tip tip bana bakıyordu. Eliyle beni gösterdi ve;

"Sonra hocam bizim sınıfı neden geçirmiyorsunuz oluyor. Geçirdim de ne oldu! Bakınız hanım efendi babasının hangarı gibi uyuyor." uyku sersemliği ile cevap verdim.

"Okul benim soyadımı taşıdığıma göre mantıken burasıda amcama ait olduğuna göre amca da baba yarısı olduğuna göre bence burası 'babamın hangarı' hocam." diyerek cevap verdim.

"Öyle mi Esila 'HANIM'! Seni geçirmiyorum tatlım"

"E-okulu amcam kontrol edebiliyor Benay 'HANIM'!" dedim nereden geldiğini bilmediğim özgüvenle. Ve ardından kafamı sıraya koyup uyumaya devam ettim. En son duyduğum şey Çağla'nın "Kızım sabah bir porsiyon yürek mi yedin?" diyişi oldu.

Evet arkadaşlar hikaye hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. Ayrıca Vote verirseniz sevinirim. ❤️❤️ Yazım hatası varsa kusura bakmayın bu bölümü tabletten yazdım. Sizleri seviyorum 💞 Bir sonraki bölümde 'see you'! 👋🏻

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Beşik KertmesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin