❎BÖLÜM YENİDEN DÜZENLENDİ
❎Cankuşlarım merhaba. Yeni bölümle sizlerleyim umarım korkarak ve beğenerek okursunuz. Bu bölümde " Kara dedeler olayından " bahsettim. Linkte filmi koyuyorum. Olur da izlemek isterseniz aramayın diye. Gerçekliğine inandığım ender belgesellerden birtanesi. İzleyecekseniz üç kere düşünün derim. Sizi bölümle baş başa bırakırken oy ve yorumlarınızı beklediğimi belirtmek isterim.
Multimedia: Kara dedeler olayı sinema filmi
***
Çağlar'ın beni hastanede ziyaret edişinin üzerinden üç gün geçmişti. Bu üç gün boyunca hiçbir anormal olay yaşamamış, sadece rüyalarımda siyah dumandan bir adam görmeye başlamıştım. Her gün gizemli adamın, ardına saklandığı sis perdesi biraz daha aralanıyor ve gizemli adam git gide bana yaklaşıyordu. Kabul etmek istemesem de gün geçtikçe ruhumu etkisi altına alıyordu. Bu kişinin kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Bugün nihayet hastaneden çıkabilecektim. Son iki gündür sakinliğimle doktorları ikna etmiş olmalıydım. Annem ve kardeşimin ısrarı yüzünden bir süre eski evime yani ailemin yaşadığı eve gidecektim. Okulum için de uzun süreli bir rapor almıştık.
Taburcu işlemlerimin bitmesiyle kendimi hastaneden dışarıya atıp temiz havayı doya doya ciğerlerime çektim. Gözlerimi kapatıp bu anın tadını çıkaracaktım ki annemin arabasını getirmesiyle, ön koltuğa bindim.
İlk önce öğrenci evime uğradık. Kıyafetlerimden ve kişisel eşyalarımdan gerekli olanları alıp valizlerime yerleştirdim. Kitaplığımdan okumadığım birkaç kitabımı da yanıma aldıktan sonra hep beraber tekrardan yola çıktık.
Annemin oturduğu ev, dağlık bir bölgedeydi. Ev üç katlı ve çok genişti. Bodrumu bile vardı ve genelde orası kiler olarak kullanılırdı. Evin duvarları ve mobilyaların neredeyse hepsi açık renk olduğu için insanın içini açan bir havası vardı. Terası, yaz ayları için özel olarak yapılmış gibiydi.
" Ablaa! Ablaa! Geldik hadi kalksana ya!!! "
Kardeşim Emre'nin seslenmesiyle kısa süreli uykumdan uyanıp kendime geldim. Çantalarımın birini kendim alıp diğerini Emre'nin eline tutuşturdum ve eve doğru yürümeye başladım. Annemin evin giriş kapısını açmasıyla hep birlikte eve girdik. Işıkları açtıktan sonra salondaki koltuğa uzandım, çok yorgundum.
Kardeşim Emre, çantalarımı odama bırakıp kendi odasına geçti. Ortalıklardan kaybolan annem, odamdan seslenip, yatağımın hazır olduğunu söylediğinde miskin miskin kalkıp odama doğru ilerledim.
Odama girdiğimde annem gülümseyerek bana sıkıca sarıldı ve odadan çıktı. Beni evde görmeyi çok özlemişti biliyordum. Valizden çıkardığım pijamalarımı giyinip yumuşacık yatağıma uzandım. Odama göz gezdirdiğimde, aslında ne kadar da çok özlediğimi hissettim. Belki de buraya daha sık gelmeliydim.
Yarım saatin sonunda odamın kapısının çalınması ve hemen ardından annemin elindeki süt bardağıyla odama girmesiyle yüzümde oluşan tebessüm ruhuma iyi gelmişti. En sevdiğim ılık ballı sütümü içerken anneli kızlı güzel bir sohbete dalmıştık.
Güzel sohbetin ardından saatin geç olması ile annem odasına geçmişti. Babam yine iş gezisinde olduğu için odasında tek yatıyordu. Aslında yanına gidebilirdim ama rahatsız etmek istememiştim. Dualarımı edip gözlerimi kapattım. Kaç gündür yaşadığım yorgunluk nedeniyle rahatça uykuya dalmıştım.
***
" Eftelya! "
Annemin evinin salonunda, aynanın karşısında durmuş kendime bakarken duyduğum bu ses, bana o kadar tanıdık geliyordu ki?
" Eftelya! "
Yine o ses! Aynada gördüğüm siyah dumanlı bedeni ile bana doğru bir adım daha attı. Nedensizce ondan korkmuyordum, Sanki yıllardır tanıyordum.
" Hadi gidiyoruz, gel benimle."
Bacaklarım sanki bu komutu bekliyormuş gibi hareket etmeye başlarken, bedenimin kontrolünü de kaybetmeye başladım..
Yavaş adımlarla kilerin kapısına geldiğimde kapı kendiliğinden açıldı. Ufak adımlarla kilere girip birkaç merdiven basamağını inmiştim ki kapı aniden kapandı. Hızla kapıya doğru koşup tüm gücümle vurmaya, avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım. Yine aynı tuzağa düşmüştüm.
Dakikalar geçmiş, ne annem nede kardeşim bir türlü gelmemişti. Zifiri karanlık olan kilerde tek başıma ve yalnızdım. Kapıya alnımı dayamış ağlarken, boynumda hissettiğim nefes ile adeta kanım çekildi. Burnuma dolan pis koku, midemi alt üst ederken, omuzlarıma konulan ellerle adeta donup kaldım. Aklım durmuştu, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Tek istediğim bu kâbustan uyanmaktı. Ben yaşadıklarımı hazmetmeye çalışırken duyduğum ses ile kulaklar acımaya ve uğuldamaya başladı.
" Sen Çağlar'ın olana kadar peşini bırakmayacağım. "
Bu ne demek oluyordu? Ben ve Çağlar'ın olmak.....
Gözlerimdeki yaşlar sicim gibi akarken, korkumun gölgelediği gerçeği akıl edememiştim. İlk önce Besmele çekerek Rabbimden yardım diledim. Ardından Ayet-el Kürsi, Felak ve Nas sureleri başta olmak üzere bildiğim bütün duaları okumaya başladım. Kulaklarımı sağır edebilecek derecede bir çığlık, bedenimden geçip ruhumu un ufak ederken dayanmaya çalıştım. Son gücümle kapıya vurup yardım dileyerek yere yığıldım.
***
"Eftelya, kızım uyan ne olur uyan! "
Annemin sesini uzaklardan duyarken, vücudumdaki soğukluk beni ürpertiyordu. Boğazımın kuruluğuna inat, gözlerim kapalı anneme neler olduğunu sorduğumda aldığım yanıtla donup kaldım. Çünkü kabus sandığım olay gerçekti. Ben şuanda kilerdeydim. Ama bu nasıl olurdu?
Annemin yardımı ile gözlerim yarı açık ayağa kalktım ve ona dayanarak yürümeye başladım. Bir yandan da deli gibi korkuyordum. Neyin içine düşmüştüm? Bu yaşadıklarım ne zaman bitecekti?
***
Yatağımda uzanmış, bugün ve öncesinde yaşadıklarımı düşünüyordum. Annem neden kilerde olduğumu sorduğunda, bir eşyamı aradığımı, kilitli kalınca da korkup bayıldığımın cevabını verdim. Diğer sorularına ise suskun kaldım. Gerçeği söyleyemezdim.
Kafamdaki sorular, azalacağı yerde git gide artarken, kendimi nasıl rahatlatabileceğimi düşünüyordum. Bu son yaşadıklarım beni çok yıpratmıştı. Her açıdan kendimi hiç iyi hissetmiyordum Evime sadece yatmak için girerken, şimdi tam tersini yapar olmuştum. Hiç gezmek ve eğlenmek istemiyordum. Tek başıma kalmak ve dinlenmek istiyordum. Boş zamanlarımı da aklıma gelen vesveselerle boğuşmakla geçirir olmuştum.
Kardeşimden ödünç aldığım dizüstü bilgisayarı elime alarak yatağımın üzerine uzandım. Arama motoruna girerek paranormal olaylarla ilgili araştırma yapmaya başladım. Okuduklarım gerçekten korkunçtu lakin çoğunun uydurma olduğu belliydi. Birden gözüm Kara dedeler olayı ve sinema filmi adında bir başlığa takıldı. Siteyi açıp yazıyı okumaya başladım.
***
Okuduklarımla ne düşüneceğimi şaşırmışken, istemsiz olarak bilgisayarın faresini filmin linkinin üzerine getirerek iki kere tıkladım. Saniyeler içinde açılan filme odaklanıp izlemeye başladım.
Eğer bu belgesel filmde yaşananlar gerçekse, kimse cinlerin varlığını inkâr edemezdi. Zaten kutsal kitabımızda da sıkça adları geçmiyor muydu? O zaman biz insanlar neden bilimin arkasına sığınıp onların varlığını inkâr ediyorduk?
Filmin ortasına doğru korkum tavan yapmışken bir yandan da aklıma gelen vesveselerle savaşıyordum. Birden boynuna dolanan eller ve omzuma konulan öpücükle oturduğum yerde taşa döndüm. Bu kokuyu artık çok iyi tanıyordum. Bu koku kilerde boynuma nefesini veren varlığın kokusuydu.
+++++++++++
Yorumlarınızı alabilir miyim?
Filmi izleyeniniz var mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZAB-I AŞK 1 & 2
ParanormalAYLARCA PARANORMAL KATEGORİSİNDE 1.SIRADA YER ALDI! AZAB-I AŞK 1 VE AZAB-I AŞK 2 SERMİNA'NIN LANETİ TEK KİTAPTA! BU KİTABI OKUMAYA CESARETLİYSEN BİLDİĞİN TÜM DUALARI OKU VE ONLARIN SENİ ELE GDÇİRMESİNE ASLA İZİN VERME!!! AslhnYks KAPAK: @Gon...