13.BÖLÜM: SÜPRİZ ( YENİDEN DÜZENLENDİ )

8.2K 482 405
                                    

❎BÖLÜM YENİDEN DÜZENENDİ❎

Canlarım merhaba nasılsınız? Çok severek yazdığım bir bölümle sizlerleyim, bakalım sizler de sevecek misiniz?
Aldığım karar doğrultusunda hikayemde bilgi vermeye devam edeceğim yalnız kısaltarak. İyi yada kötü yorumlar yaparak yanlışlarımı düzgün bir üslup ile bana anlatan ve duygu ve düşüncelerini belirtip oy veren siz değerli okurlarıma çok teşekkür ediyorum. Sevgiyle kalın, desteğinizi esirgemeyin.

MULTİMEDİA: Temsili olarak Anıl ve Eftelya😍😘❤

-ÜÇ GÜN SONRA:

Günler sonra gereğinden de normal bir uyku çekip güneşin göz kapaklarımı aşıp ruhuma yansımasıyla uyandım. Dünden daha iyiydim. Burnuma dolan çiçek kokusuyla başımı kaldırıp ağırlık hissettiğim bacaklarıma baktım. Büyük bir buket kır çiçeği beni al kucağına kokla diye göz kırpıyordu. Gülümseyerek doğruldum ve buketi kucağıma alıp kokusunu içime çektim. Her renk çiçek vardı. O kadar güzeldi ki? Biraz incelediğimde üzerinde küçük bir not olduğunu fark ettim. Bebek mavisi kalp şeklindeki kağıdın üzerinde yazanları okumaya başladım.

Güne gülerek uyanmamın sebebiyle güzel bir kahvaltı yapmak istesem, kabul eder mi acaba? - Anıl :)

Elimle ağzımı kapatıp küçük bir kahkaha attım. Bunu hiç beklemiyordum ve çok hoşuma gitmişti. Kapının açılmasıyla o tarafa baktım, annem gülümseyerek bana bakıyordu.

" Günaydın kızım, bakıyorum da çok mutlusun? Gerçi ben de güne böyle güzel bir sürpriz ile başlasam, mutlu olurdum. Ne ara bu düzeye geldiniz? Nasıl oldu bilmiyorum ama Anıl saygılı bir çocuğa benziyor. Hastaneden hiç ayrılmadı, sana çok değer verdiği de her halinden belli. Her neyse hadi kalk da hazırlan istersen, kahvaltıya bu halde gitmek istemezsin değil mi? "

Gözlerim neredeyse yerinden fırlayacaktı. Anıl'ı tebriklere boğabilirdim şu an. Çünkü annemin gözüne girebilen nadir erkeklerden birisi olmuştu? Bunu bu kadar kısa zamanda nasıl başarmıştı? Galiba şeytan tüyü dedikleri Anıl'da mevcuttu.

Çiçekleri yanımdaki komodinin üzerine koyup annemin yardımıyla çiçekli elbisemi giyindim. Saçımı at kuyruğu yapıp varla yok arası doğal bir makyaj yaptım. Artık hazırdım. Ayağıma geçirdiğim ortopedik terlikler şıklığımı biraz bozsa da önemsemedim. Bu kadar süslenebildiğime şükür etmeliydim.

Tekerlekli sandalyeye oturmama yardım ettikten sonra annem kapıyı açmak için yanımdan ayrıldı. Onun gelmesini beklerken, koyu lacivert kot pantolonu ve beyaz gömleği ile Anıl tüm yakışıklılığıyla karşımda duruyordu. Yandan bir gülüşle beni süzüp arka tarafıma geçti. Garip bir şekilde ne o ne de ben konuşmuyorduk. Sanki sessizce bir anlaşma imzalamış ve minik bir oyuna başlamıştık.

Koridora geldiğimizde herkes bize bakıyordu daha doğrusu kızlar Anıl'a bakıyordu. Nedensizce bir kıskançlık dalgası sarmıştı dört bir yanımı. Yüzüm istemsizce asılmıştı, gülmeye çalışsam da beceremiyordum. Keşke o kızlara günlerini gösterebilseydim.

Asansörün önüne geldiğimizde en son asansöre bindiğimde yaşadıklarım aklıma geldi ve istemsizce kasıldım. Bunu anlayan Anıl, elini omzuma koyup kulağıma eğildi ve güven verici sesiyle konuşmaya başladı.

" Ben yanındayım Eftelya korkma. İstersen merdivenlerden çıkalım. Seni kucağıma alırım. Ne dersin? "

Başımı hızla olumsuz anlamda sallayıp derin bir nefes aldım. Asansörün kapısı açıldığında yavaşça içerisine girdik. En üst katın numarasına basınca iyice meraklanmıştım. Sırayla katları çıktıkça benim heyecanım artıyordu. Sonunda en üst kata gelmiştik ve asansörün kapısı açılınca gözlerime inanamadım.

AZAB-I  AŞK 1 & 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin