Multi, şuan ki gülden. Yani saçları kısa. Ve bu arada, bu bölümde de cinsellik var. Her hangi bir emoji gördüğünüz yerden sonrası fazla cinsellik olmasa da cinselliktir. +18 olduğunda da yazıyorum zaten. Aklınızda olsun. İyi okumalar!
-Yağmur***
Kahkaha atarken sırtımı demire yasladım ve elimi karnıma götürdüm. Emre o kadar komikti ki kendimi gülmekten alıkoyamıyordum. Hala gülerken Emre de sinirlenmeyi bıraktı ve gülmeye başladı. Emre'yle sahil kenarında gezerken çocuk parkı görmüştüm ve Emre'yi de beraberimde götürmüştüm. Önünde koruması olmayan bir salıncağa binmiş ve Emre'den beni sallamasını istemiştim. Bir süre sallandıktan sonra Emre'yi de ısrarımla salıncağa bindirmiş ve (gerçekten de zor bir şekilde, kasları sağ olsun) sallamıştım. Yeteri hıza gelince kendi sallanmaya başlamıştı ve gitmemiz gerektiğini söylediğimde normal bir şekilde değilde zıplayarak inmeyi düşünmüştü. Ve sonuç, havada takla atarak yere düşmüştü! İlk önce vücudunu kontrol etmiştim sonra da gülmeye başlamıştım ve hala gülüyordum. 🌙Emre yaslandığım demirden destek alarak kalkarken baş parmağını kısacık şortumun çıplak bıraktığı bacağıma sürterek doğrulup dibimde bitmişti. Yüzümdeki gülümseme sönerken iç ürpertici parmağı hala şortumun kenarıyla oynuyordu. Gözlerimi büyülterek gözlerini izledim. Beni demirle arasına sıkıştırırken başını boynuma indirdi. Kulağıma üfleterek ateşli bir şekilde konuşurken söylediklerine değil de, sesine odaklandığımdan hiçbir şey anlamadım. "Ha?" gibi öküzce tepki verirken kulağımı ısırdı. Ve şuanda burada olmasaydık ne yapabileceklerim aklıma geldiğinde dudağımı ısırdım.
"E-Emre eve gitsek iyi olacak sanırım." O kadar tahrik olmuştum ki kekeliyordum!
"Neden? Burayı beğenmedin mi?" dedi sıcacık nefesini yüzüme üflerken.
"Be-beğendim de gitmeliyiz." Beni serbest bırakırken titrek nefes aldım ve elini tutup arabaya doğru ilerledim.
Aslında 15 dakikalık olan yol bana o kadar uzak gelmişti ki, bir ara başka yollara girdiğimizi düşünmeye başlamıştım. Gözlerini bacaklarıma bakarken yakaladığım olmuştu ama bozuntuya vermemiştim. Arabayı yerine park ederken parmaklarımla oynuyor, titrek nefesler veriyordum. Arabanın motorunu kapattığında benden önce dışarı çıkan ve benim kapıma doğru gelen Emre'ye gülümseyerek baktım. Naziklik benim için önemliydi ve Emre'de kesinlikle nazik bir adamdı. Kapımı açarken dışarı çıkıp Emre'nin elini tuttum ve neredeyse koşar adımlarla evin kapısına yöneldim. Yedek verdiği anahtarı kilide takıp çevirdim. Emre de anında yanıma gelmişti. Başımı çaktırmadan Emre'ye çevirirken dudağını ısırırken gördüm. Sırıtıp kapıyı açtım ve Emre beni içeri iterken omuzlarımdan kendine çevirip dudaklarını bana bastırdı.
😮 Karşılık verirken kendimi ona bastırır bastırmaz aynı anda inlerken koridorda hızlıca yürümeye başladık. Dudaklarını boynuma götürüp emmeye devam ederken kendimi kaybetmiş bir şekilde inledim.Boynumu emmesine bayıldığımı daha önce söylemiş miydim?
Elleri belimi sararken hem boynumu öpüyor, hemde belimden sıkıca sarılıyordu.
Peki, boynumu emmesinin ve bu arada sarılmasının tutkunu olduğumu?
Tişörtümü yukarıya doğru çekti ve başımı geriye atmamla bir çırpıda üstümü çıkardığında bir saniyeliğine göz göze geldik. Gözlerinin karartısı sarssa da (yanlış yazmış olabilirim, sarsa olabilir yanlışsa özür dilerim) pek bozuntuya vermemeye çalıştım. İstesem de bozuntuya verecek bir halim yoktu. Beni kucağına alıp yatak odasına götürürken karartı filan umurumda bile değildi. Dudaklarımı dudaklarıyla birleştirip dudaklarımıza şenlik verdim.
***
Elimdeki şampuanı saçıma uygularken her şeyin bu kadar hızlı olması gerçekten de beni ürkütüyordu. Emre ile neredeyse her gün sevişir olmuştuk ve bundan sıkılacak gibi durmuyorduk ikimizde. Tanışalı kısa bir süre olmuştu ve Emre beni hiç yanından ayırmamıştı. Ayrılırsak başıma birşey geleceğini düşünüyordu herhalde. Mine'yi de merak etmiyor değildim. Neredeyse her yemek yediğimde onun aç olup olmadığını, onun yediğim yemeği ne kadar çok sevdiğini -Mine her yemeği sever- düşünüp duruyordum. Gerçekten de böyle olmamız beni üzüyordu. Arada ailem arasa da müsait olmadığımı mesaj atıp duruyordum ve onlar da sinirlenmeye başlamışlardı sanırım. Başımdaki köpüğü duruladıktan sonra bornozumu giydim ve aynanın önüne geçtim. Ben uyandğımda yanımda olan çantamdan nedense duş bakım ürünlerim çıkmıştı. Bakımlarımı yaptıktan sonra hemen çıktım banyodan. Mutfağın önündeki çiviye sıkıca tutundum kaymamak için. Bırakmamla ayağımın kayması bir olmuştu. Sırt üstü düşerken güçlü kollar kollarımın arasından tutmuştu. Sırtım neredeyse yere değiyordu ve bornozum sıyrılmaya başlamıştı. Emre kollarımdan tutup kaldırırken seslendim.
"Emre gözlerini kapatır mısın? Üstüm açılıyor!" homurdanarak gözlerini kapattığı sırada üstümü düzelttim ve odaya giderken "Açabilirsin!" diye seslendim. İçeriye girip hemen üstümü giyerken Emre de duşa girmişti. Üstümü giyip salona geçtim. Ben yine acıkmıştım! Açlığımı boşvermeye çalışıp televizyonla takılsam da açlığımı bastıramıyordum. Banyonun önüne gidip Emre'ye:
"Ben acıktım, birşeyler hazırlasam mı yok-" kapı birden açıldığında korkup Emre'nin yüzüne baktım. Gözlerim de korkmanın etkisiyle açılmıştı.
"Benim için fark etmez, ben herşeyden yiyebilirim." Tam onaylayıp arkamı dönecekken beline sardığı havluya doğru inen su damlalarına takıldı gözüm. Su damlasını gözümle takip ederken yoluma karın kasları çıkmıştı. O su damlasını öpmemek için, "Ta- tamam o zaman ben şey yapıyım, ııı pizza sipariş edeyim en azından şey de olmayız." Tam anlımın ortasına sertçe vurup konuşmamı düzeltmeye çalıştım.
"Yani pizzacıyı ariyim onlarda bize pizza getirsinler bizde yiyelim." DAHA DA BATIRDIM! Yutkunup gözlerimi tekrar karın kaslarına çevirdim. Çok çekicilerdi! Emre kocaman kahkaha patlattığında gerçekten rezil olmuştum. Eğilip dudağımı öpüp kulağıma fısıldadı, "Benden bu kadar tahrik olman egomu kabartıyor. Sanırım benim muhteşem vücuduma karşı gelemiyorsun!" Yutkunup kendime onun etkisinden çıkmam için 5 saniye verdim. Kendimi topladığımda derin nefes alıp çirkefleşme moduma geçtim:
"Sen kendini vazgeçilmez görüyorsun ama ben bunları da aşabilirim. Ve hayır sen günler boyu böyle dolaşsan bile tahrik olmam. Yani, kabaran egonu söndürmeni tavsiye ederim çünkü sana itediğini veremem." diyip Thug Life gülüşümü attım.
"Her türlü iddiasına girerim ki sen benim böyle dolaşmama, sırnaşmama kesinlikle dayanamazsın. Üzerime bile atlarsın. Bunu çoğu kez gördüm güzelim." Evet yatakta biraz yalaka ve vahşi olabiliyordum ama kedi olmak bana uygun değildi. Sert olmaktan hoşlanıyordum. Keçiliğime devam ettim. O meydan okuyorsa bende okurdum.
Hmm, madem ben senden çok tahrik oluyorum, hadi iddiaya girelim. Kazanan kaybedenin 1 hafta boyunca istediğini yapsın." Ne zaman birisiyle iddiaya girsek bu bahsi atardım ve bence dünyanın en iyi bahislerinden birisiydi! Ne kazanan çok önemli birşey kazanıyordu, ne de kaybeden çok önemli birşey kaybediyordu. Ama Emre başını olumsuz şekilde sallayarak daha havalı bir gülüş atıp konuşmaya başladı:
"Onun yerine şöyle bir bahis olsun, kazanan kaybedene yatakta istediği şeyi yapsın. Kaybeden itiraz etmeyecek ama." Yutkundum, kaybetme olasılığım yüksekti ama ben buna yok dersem benim tepeme binerdi. Onayladım. İddia 1 hafta sürecekti ve 1 haftanın sonunda günlük işlerimizi yapacaktık. -ben yatıcaktım- Öpüşmek, herhangi bir temasta bulunmak yasaktı. Bu iddia onun için de geçerliydi. O da bana dokunmayacaktı. Herhangi bir sırnaşmada kaybederdi. Şartlar eşitte olacaktı. Eğer o beni tahrik etmek için üstsüz dolaşıcaksa bende sütyenimle dolaşacaktım. Benim için biraz sıkıntı olabilirdi ama çaktırmamaya çalışacağım. Emre üstünü giyinip biraz televizyonla uğraşırken bende aldığımız sebzelerden karışık salata yaptım. Sofrayı hazırladığımda pizza geldi ve hemen yedik. Ben yemekten sonra mutfağı toplarken Emre yanıma gelip su aldı. Yanımdan sürtünerek geçerken eli de belimin biraz altına geçmişti.Tüylerim ürperirken umursamadım ve kirli bıçağı temizlemeye devam ettim. Bıçağı elimden yere düşürürken ayağımı hemen kenara çektim. Eğilip bıçağı alırken Emre öksürmeye başlamıştı! İçtiği su boğazında kalan Emre'ye sırıtarak sırtını ovdum. Büyük ihtimalle belim sıyrılmıştı ve buda onu tahrik etmişti. İyiyim gibi parmağını uzattı. Ardından hararetli hararetli konuşmaya başladı.
"Sen ne yapıyorsun?!" masum masum yüzüne bakmaya başladım.
"Ne yapmışım Canım?" homurdanarak mutfaktan çıkıp salona geçti ve televizyonun sesini açarak müzik dinlemeye başladı.
Sırıttım, bu iddia eğlenceli olacağa benziyordu!
1175 KELİME! Biliyorum bayadır bölüm gelmiyor ama bütün sınavlarım bitti yani fırsat buldukça yazmaya çalışacağım. Ayrıca hızla büyüyor okunma sayımız, sanırım yakında 1K olacağız :))
NOT: Gülden-Emre ikilisini görmeye alışık olun bence çünkü bir süre daha bizimle olacaklar ve bazı kısımlar gayet komik olacak! Düzeliyor hikaye :)))
-SİZİ SEVEN YAĞMUR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPIK
Ficção Adolescente"Ayrıyken işe yaramayan, girintili çıkıntılı bir yapboz parçasıydık. Ama birleştik, bir bütün olduk. Ve artık işe yaramayan olmayacaktık." ⭐⭐⭐ Gülden, Emre, Kerem ve Mine. Bu dörtlünün başı kimin başkanu olduğu bilinmeyen bir grubun etkisi altındal...