Bölüm 1

190 7 2
                                    

Sarp önce valizindeki eşyaları alışkın olduğu o hissiz, soğuk otel odasındaki dolaba yerleştirdi. Mesleği gereği valiz toplayıp boşaltmak onun için çocuk oyuncağı olmuştu artık. Ama bu sefer iş için değil evindeki tadilat nedeniyle otele yerleşmesi gerekmişti. Tüm bu tadilat süresince evde kalamayacaktı ve ne denli yalnız olduğunu işte o gün anlamıştı. Aslında çevresi çok genişti, ailesi ve bakıldığında bir sürü arkadaşı vardı ama hiçbiri ile evinde kalabilecek kadar samimi değildi. Bu şehre geri taşınalı beş sene olmuştu, sektördeki yalan dostluklara şahit olduğu için insanlarla arasında sınırlar vardı, o koymuştu bu sınırları. Ne o kimsenin alanına girerdi, ne de kimsenin onun alanına girmesine izin verirdi. Hayatına giren bazı kadınlar hariç daha önce evinde kimse kalmamıştı.

Sarp başarılı bir pilottu ve çok sık uçuşu oluyordu, bu yüzden otellerden o kadar sıkılmıştı ki bu tadilat süresince oluşan mecburi otel konaklaması onun canını tahmin ettiğinden fazla sıkmıştı. Ailesinin evine gidip onları da zamansız uçuşları yüzünden rahatsız etmek istemiyordu.

Daha bir gün önce uzun bir uçuştan gelmişti ve iki gün sonra yeni bir uçuşu vardı.

Biraz rahatlamak için küveti doldurdu ve kendine bir kadeh tek buzlu viski aldı. Küvette bir süre dinlendikten sonra duşunu aldı ve otelin barına gidip birkaç kadeh içmenin iyi olacağını düşündü.

Sarp konforuna düşkün olduğu için şehirdeki en iyi otellerden birinde kalıyordu ve bu otelin barının manzarası tek kelimeyle müthişti. İstanbul boğazı tüm ihtişamıyla karşısında ışıldıyordu. Sarp camın kenarındaki masalardan birine oturup küvet keyfine kaldığı yerden devam etmek için yine tek buzlu viskisini söyledi. Aklında evinin tadilattan sonra nasıl olacağı ile ilgili bazı düşünceler vardı, her şeyin bir an önce tamamlanması için sabırsızlanıyordu, bu soğuk, hissiz otellerden kurtulup en kısa zamanda evine gitme hayalleri kuruyordu. Uzun uçuşlardan sonra huzur bulduğu tek yer eviydi, orası onun kalesiydi.

Tam bu düşüncelere dalmışken çok uzaklardan gelen tiz bir ses ile irkildi. Yanı başında orta boylarda, yeşil gözlü, kumral bir kadın ona bakıyordu. Sarp düşüncelerinin arasında kaybolmuşken kadının ne söylediğini duymadığı için "Pardon, bana bir şey mi dediniz?" dedi kadına.

"Bu sandalyeyi alabilir miyim boş ise?" dedi kadın.
"Tabii, alabilirsiniz."
"Mersi."
Kadın sandalyeyi aldı ve yan masaya arkadaşlarının yanına geçti.

Kadının ardından bakakalmıştı. O bir iki saniyelik iletişim onu kadına bakmaya devam etmesi için adeta zorlamıştı. Bakışlarını kadından ayırdığında barın hayli kalabalıklaşmış olduğunu fark etti. Epeydir kafasında evin tadilatını bitirmekle meşgul olduğundan kalabalığı fark edememişti belli ki. Bir kadeh daha söyledi garsona. Sonra tekrar yan masadaki kadına baktı, kadın birkaç kız arkadaşıyla son derece keyifli bir sohbetteydi anlaşılan, konuşurken gülücükler saçıyor ve arkadaşlarını da güldürecek bir şeyler anlatıyordu yan masadan yükselen kahkahalara bakıldığında.

Sarp'ın telefonu çaldı, ekrana baktığında Buse'nin aradığını gördü, bir süre açmakta tereddüt etti, çünkü uçuştan geldikten sonra onu arayacağına söz vermişti ama aramamıştı. Telefon hala çalıyordu, Buse'nin telefonu kapatmaya niyeti yoktu anlaşılan. Sarp tam telefonu açacakken telefon sustu, bu kadarla atlattığını düşünürken telefon yeniden çalmaya başladı. Sarp gayri ihtiyari yan masaya göz attığında az önce yanına gelen kadın ona ters ters bakıyordu, bakışları aç artık şu telefonu ya da kapat der gibiydi. Sarp telefonu açtı.

"Efendim Buse"
"Nerelerdesin sen Sarp? Uçuştan geldiğinde arayacaktın hani. Dün geldin biliyorum, sana dinlenmen için biraz vakit tanımak istedim, hem de tadilat var diye dün aramadım seni, ama yok senin beni arayacağın yok.." Buse nefes almadan hiç susmayacakmış gibi konuşmaya devam ediyordu. Sarp araya girmekte zorlanıyordu.
"Buse, beni dinler misin? Eğer sen bu şekilde konuşmaya devam edeceksen ben şu anda bu telefonu kapatıyorum."

Buse konuşmayı sürdürüyordu, Sarp daha önce hiç kimseye hiçbir zaman yapmadığı bir şey yaptı ve telefonu Buse'nin suratına kapattı. Telefonu masanın üzerine bırakıp bardağındaki viskiyi bir dikişte içti. İçkisini yenilemek üzere garson ararken yan masadaki kadınla bakışları kesişti. Kadın ona hiç de hoş olmayan bir şekilde bakıyordu. Sarp bir an afallamıştı, kadının kendisine neden o şekilde baktığını anlayamamıştı. Kadın da onun anlamadığını fark etti ve onu daha da rahatsız etmek istercesine bir telefonuna bir Sarp'a baktı. Sarp o anda fark etti ki demek Buse ile konuşurken sesi biraz yüksek çıkmıştı ve telefonu karşısındakinin suratına kapadığı çevredekiler tarafından en azından yakın masalarda oturanlar tarafından anlaşılmıştı. Sarp önce biraz mahcup oldu ama hemen kendini toparladı. O da kadına ters ters bakıp kafasını boğazın müthiş manzarasına çevirdi. Bu kadın da kim oluyordu canım, ona ne ki benim kiminle nasıl konuştuğumdan diye düşündü Sarp. Neyse ki boğazın eşsiz güzelliği sayesinde hem Buse'yi hem de yan masadaki kadını düşüncelerinden attı. Şimdi kafasında önündeki birkaç haftalık uçuş planı vardı. Sarp son bir kadeh daha ısmarladı ve onu da bir dikişte içip hesaba oda numarasını yazıp imzaladıktan sonra masadan kalktı ve odasına gitti.

Sarp odasına girip üzerini çıkardı ve yatağa uzandı. Saat epey geç olmuştu. Uçuşundan önceki boş günlerini ev ile otel arasında mekik dokuyarak geçirecekti. Tüm bunları düşünürken uykuya daldı.

Sabah uyandığında gece içtiği viskilerden başı fena halde ağrıyordu. Saate bakmak için komodinde duran telefonu aldı, saat dokuzu on geçiyordu ve telefonda yedi tane mesaj vardı, bu mesajların kimden geldiğini tahmin edebiliyordu, Buse'den. Buse en ufak tartışmalarında olduğu gibi ona mesaj üzerine mesaj atardı. Ama Sarp'ın şu anda o mesajlara bakacak hali yoktu. Başındaki ağrıyı hafifletmek için kalkıp hemen duşa girdi. Çabucak aldığı duştan sonra giyinip kahvaltıya inmeye karar verdi. Ardından da eve gidip tadilatın nasıl gittiğine bakacaktı. Odasından çıkıp asansörü çağırdı, asansör geldi ve kapı açılınca içeride dün geceki kadını gördü, kadın telefonda konuşuyordu. Kadına doğru düzgün bakmadan asansöre bindi. Kadın telefonu "Bende öpüyorum tatlım, görüşürüz" diyerek kapadı ve Sarp'ı incelemeye koyuldu. Ona hiç beklemediği bir anda "Zor bir geceydi ha? Ne yazık ki dün gece telefon konuşmanıza şahit oldum, bu şekilde davranmaya devam ederseniz daha çok otel odalarında kalacağa benziyorsunuz" dedi. Sarp kadına doğru döndü ve "Anlayamadım?" dedi. Kadın tam konuşacaktı ki asansörün kapısı açıldı, restoran katına gelmişlerdi. Kadın konuşmaktan vazgeçerek yüzündeki alaycı tavırla "İzninizle, iyi günler" deyip asansörden indi ve kahvaltı salonuna doğru yürüdü. Sarp yine dün geceki gibi kadının ardından bakakaldı.

Bu arada Sarp'ın telefonu çalmaya başladı, kadının arkasından bakmaya devam ettiği için kimin aradığına bakmadan telefonu açtı, polis arıyordu. Söylediklerine göre eski karısı acilen ameliyata alınacaktı, bir kaza olduğunu söylemişlerdi ama tam olarak nesi olduğu ile ilgili bilgi vermemişlerdi, sadece yaralandığını ve bulunduğu hastaneyi bildirmişlerdi, eski karısının arkadaşları kendisinin numarasını vermişlerdi ve durumu bilmesinde yarar olabileceğini söylemişlerdi. Sarp ne yapacağını şaşırmıştı, nasıl yaralanmıştı, ne olmuştu anlayamamıştı. Aklına yine aynı şeyler geliyordu..

PilotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin