Bölüm 6

53 3 0
                                    

Sarp ve Derya hastaneye gider gitmez Gökçe'nin durumu hakkında bilgi aldılar. Durumunda pek bir değişiklik yoktu ama değerleri biraz daha iyiydi.

Kafeye gidip bir şeyler atıştırdılar ve tabii ikisi için de olmazsa olmaz kahvelerini içtiler. Bütün gün sohbet ettiler. Arada yine gülme krizlerine girdiler nerede olduklarını unutup. Hastanede olmalarına rağmen ikisi de çok iyi vakit geçirdi. Sarp'ı bir ara annesi aradı, Gökçe'yi sordu ama Sarp fazla detay vermeden birkaç gün daha burada kalacağını söyleyip kapattı telefonu.

Saatler birbirini kovaladı, her zamankinden daha da hızlı akşam oldu.

"Derya git hadi sen artık, bak yarın işe gideceksin, ben buradayım. Merak etme Gökçe'yi, bir gelişme olursa sana haber veririm."
"Seni de merak ediyorum ama." deyiverdi Derya bir anda.
"Yani sana da yazık iki gündür buralarda, böyle.." deyip toparlamaya çalıştı durumu, neyse ki Sarp pek anlamış gibi değildi.
"Beni bunun için buraya çağırmadınız mı? Burada böyle dikileyim diye.. Şaka yapıyorum Derya, Gökçe bir kendine gelsin de ondan sonra zaten herkes kendi hayatına dönüp dinlenir, bir şey olmaz."

Derya daha fazla ısrar etmenin anlamsız olacağını düşünerek hastaneden ayrıldı.

Sarp yine düşüncelere daldı, çok eskilere gitti aklı.

İlk Derya ile tanışmıştı aslında. Hatta ilk onu gözüne kestirmişti ama Derya türlü oyunlarla onu Gökçe ile tanıştırmıştı. Halbuki Sarp kendisine olan ilgisini yeterince belli de etmişti ama sonra Derya'nın kendisini istemediğini düşünüp gerçekten çok güzel ve çok eğlenceli olan Gökçe'ye vermişti Derya'dan geri dönen aşkını. O zamanlar iyi ki Gökçe çıktı karşıma diye düşünürken şimdi pişmanlıklarla doluydu belki de geçmişi.

Artık bunları düşünmenin anlamsız olduğunun bilincine varıp Gökçe'nin durumunu sormak için yoğun bakım katına gidiyordu ki telefonu çaldı, Buse arıyordu. Açmak istemedi. Sessize aldı telefonu, durmadan çalıyordu. Sonunda açtı.

"Sarp, neden böyle yapıyorsun, bak çok özledim seni.."
"Buse.."

Sarp araya girip hiç müsait olmadığını söylemeye çalışıyordu ama Buse her zamankinden daha da fazla olan ısrarcılığıyla susmuyordu.

"Buse, lütfen yeter artık. Bu kadar üzerime gelme, bak birbirimizi kaybediyoruz. Anla artık bunu, ben bu şekilde bir ilişki istemiyorum, huzur ver biraz."

Sarp ne zaman böyle çıkışsa Buse ağlamaya başlar, yine öyle oldu, hattın diğer ucundan Buse'nin hıçkırıkları duyulmaya başladı. Buse Sarp'ın zayıf noktasını çok iyi öğrenmişti yaklaşık bir yıllık ilişkilerinde. Ama Sarp'ın şu anda ona taviz gösterecek ne hali ne de sabrı vardı.

"Bitti bu iş Buse, bir daha beni arama lütfen. Evimdeki eşyalarını da sana gönderirim. Hoşça kal."

Telefonu kapattı ve içinin ne kadar rahatlamış olduğunu fark ettiğinde neredeyse uçarak gidiyordu yoğun bakım katına.

Yeniden telefonu çaldı, yine Buse ise açmayacaktı.

"Efendim?"
"Alo, Sarp Bey.."

Ses yankı yapıyordu yoğun bakım katında, telefonla konuşan hemşire ile aynı anda birbirleri ile konuştuklarını fark edip telefonu kapattılar.

"Sarp Bey, eşiniz kendisine geldi, sizi sordu. Doktor bey de çok kısa kalmanız şartı ile kendisini görebileceğinizi söyledi, o yüzden arıyordum sizi."

Sarp şu anda "eşiniz" ya da "eski eşiniz" ayrımına dikkat çekecek durumda değildi, hiç vakit kaybetmeden steril kıyafetleri giyip Gökçe'nin yattığı bölüme doğru yöneldi.

Gökçe çok solgun görünüyordu, her tarafında kablolar, hortumlar be sürekli yanıp sönen cihazlar vardı. Gökçe iyi olacaktı ama biraz zaman alacaktı.

Sarp adım adım Gökçe'ye doğru giderken kalbi buz gibi aklı geri adımlar atıyordu ama girmişti bir kere o odaya ve Gökçe Sarp'ı görmüştü bile.

"Sarp.." dedi Gökçe çok yavaş ve sessizce.
"Şşş.. yorma kendini. Buradayım, dinlen ki bir an önce toparla kendini."
"Sarp.."
"Çok üzgünüm, yaptığım her şey için."
"Gökçe bunları konuşmanın zamanı değil, sen iyileş sonra ne istersen konuşuruz."

Gökçe yavaşça yeniden uykuya daldı. Sarp yoğun bakımdan çıkıp yine kafeye gitmeye karar verdi. Sarp söylediklerinde tabii ki ciddi değildi, o iyileşince ne isterse konuşmayacaklardı, çünkü Sarp o iyileşince onunla yine görüşmeyecekti. En azından şimdilik son ve net kararı öyleydi.

Neydi Gökçe'nin bunca zaman sonra beklentisi diye düşündü Sarp, gerçekten hala bir şeyleri değiştirmek için umudu mu vardı yoksa yaşadığı olayın etkisi ile Sarp'a mı sığınmaktı niyeti? Yanlış limandasın Gökçe diye geçirdi Sarp içinden, artık sen ve ben diye bir şey yok, uzun zamandır yok ama bunu Gökçe'ye bu durumda ne zaman ve nasıl hatırlatacağını bilmeyerek ilerledi hastane koridorlarında.

Sarp kafeye oturdu, saatine baktı ve Derya'ya gitmeye karar verdi. Saat biraz geçti ama hastanede tek başına oturmak istemeyecek kadar sıkılmıştı canı Sarp'ın. Yine orada olduğu için kendine kızmaya başlıyordu. Derya'nın evi hastaneye yakın olduğu için çok geçmeden Derya'nın kapısındaydı.

PilotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin