Bölüm 4

71 1 3
                                    

Gökçe hala ünlü iş adamının oğlu Can Sezer ile beraberdi, her şey başında çok güzel gidiyordu. Can Gökçe'ye İzmir'in en güzel yerinde Alsancak'ta bir ev ve son model spor bir araba almıştı, tam hız tutkunu Gökçe'ye göreydi. Gökçe mutlu ve memnun bir şekilde devam ediyordu hayatına. İlişkilerinin ilk başlarında hem Can hem de Gökçe son derece iyi anlaşıyorlardı, Can'ın kıskançlıkları ve Gökçe'nin peşine adam takması önceleri Gökçe'nin hoşuna gitmiş olsa da bir süre sonra onu bunaltmaya başlamıştı. Gökçe peşindeki adamlara rağmen Can'a haber vermeden evden adımını bile atamıyordu. Gökçe maddi konfora rağmen buna bir son vermek istiyordu, kafasına koymuştu, Can'dan ayrılacaktı. Birkaç kez söylemeye niyetlense de Can'ın vereceği tepkiden çekindiğinden ya da belki de kendisini tam olarak hazır hissetmediğini düşündüğünden hep vazgeçti. Ama Can ile üst üste yaşadıkları birkaç kıskançlık krizi sonucunda Gökçe daha fazla devam edemeyeceğini düşündü. Gökçe Can'a konuyu bir arkadaş toplantısında açmaya karar vermişti, eğer kalabalık bir ortamda ayrılmak istediğini söylerse Can'ın aşırı tepki göstermeyeceğini düşünmüştü ama çok yanılmıştı. Can ile Gökçe arkadaşlarının evinde bir köşede konuşuyorlardı ve arkadaşları duydukları iki el silah sesi ile irkilip onların bulunduğu odaya girmişlerdi. Ondan önce odadan Can'ın Gökçe'ye bağırıp çağırmasını duymuşlardı ama ikisinin olağan halleri olduğu için kimse pek önemsememişti. Arkadaşları odaya girdiğinde Gökçe kanlar içinde yerde yatıyordu ve Can elinde silah ile zangır zangır titriyordu, "Beni bırakacaktı, benden ayrılacaktı" diye fısıldıyordu.

Çok geçmeden arkadaşlarının çağırdıkları ambulans geldi ve ambulansa bindirilirken Gökçe hala kendindeydi ve Derya'nın elini tutup son gücüyle "Sarp'ı ara" diye fısıldamıştı. Derya afallamıştı, bunca yıl sonra Sarp'ı nasıl arayabilirdi. Sarp ile Gökçe'nin ayrılma sebebini bildiklerinden Derya dahil hiçbir arkadaşı Sarp'ı arayamazdı. Derya da Sarp'ı kendi aramak yerine Gökçe'nin kendisinden istediğini polislere iletmişti ve polisler de Sarp'ı bu şekilde aramıştı.

Can teslim olmuştu, Can her şeyi aynen anlatıp itiraf etmişti, Gökçe'yi kendisinden ayrılacağını söylediği için bir anlık öfke ile vurduğunu söylemişti polislere karakola götürülmeden önce evde verdiği ilk ifadesinde. Can çoktan karakola götürülmüş olmalıydı ama birçok konudan sıyrılabildiği gibi Gökçe'ye de ciddi bir şey olmadığı takdirde bu konudan da sıyrılacaktı. 

Sarp duyduklarına inanamıyordu, evlendikleri zamanki Gökçe ile şimdiki arasında uçurumlar vardı.

Sarp çok fazla yorum yapmadan tüm olanları dinledi, ne diyeceğini bilemiyordu. Aslında hala neden orada olduğunu bile bilmiyordu ve Derya anlatırken olanları, sorup duruyordu kendi kendine. "Ne diye hemen atlayıp geldin ki aslını astarını bilmeden, of Sarp off" diyordu kendi kendine..

Derya işe gitmesi gerektiğini akşam tekrar uğrayacağını söyleyip Sarp'ın yanından ayrıldı. Derya'da tüm bu olanların dışında başka bir gariplik vardı ama Sarp henüz anlayamamıştı.
Bu arada Sarp'ın telefonu çalıyordu, arayan annesiydi.

"Oğlum, nasılsın? Bugün uçuşun yoktu değil mi, akşam yemeğe gel diyecektim."
"Anne, ben İzmir'deyim.."
"Aaa ne işin var oğlum İzmir'de?"

Sarp'ın annesi yaşanan ayrılıktan sonra İzmir'le bir bağları kalmadığını düşünürdü. Ama demek ki yanılmıştı. Annesi hattın diğer ucunda ondan bir cevap bekliyordu.

"Anne, Gökçe.."
"Oğlum, yapma. Bak.."
"Sandığın gibi değil, o yaralanmış, hastaneden aradılar ve geldim." diye bir çırpıda annesinin sözünü tamamlamasına izin vermeden özetledi konuyu ve birkaç güne döneceğini söyleyip kapattı telefonu.

Annesi çok şaşırdı, anlayamadı, anlamak için bir sürü soru sordu ama Sarp detayları fazla anlatmadan geçiştirdi konuyu, şimdi annesine onu sevgilisi vurmuş, şu yüzden vurmuş diye anlatmaya başlasa annesi ya ilk uçakla İzmir'e gelirdi ya da Sarp'ın İstanbul'a bir an önce dönmesi için elinden geleni yapardı. Sarp'ın annesi Gökçeyi başında da çok sevmemişti ama ilişkileri saygı çerçevesinde ilerliyordu, sorunsuzdu ama annesi şu anda olanları tüm detayları ile bilse Gökçe'yi defterden tamamen sileceği kesindi.

Sarp başını ellerinin arasına almıştı ve düşünüp duruyordu.
Sarp şimdi bu şehre o kadar yabancıydı ki. Silmek istemişti yaşadıklarını. Tam silmiş ve yepyeni bir hayatın içindeyken yeniden çekiyordu bu girdap onu içine ve sürüklüyordu Gökçe'nin peşine.

"Ah Gökçe ahh.."

PilotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin