B-10 - KORKU

220 96 6
                                    

Iyi okumalar ☺😊😆

Yıldızlar süpürürsün , farkında olmadan.
Güneş kucağındadır,bilemezsin
Bir çocuk gözlerine bakar,
Arkan dönüktür.
Ciğerinde kuruludur orkestra,
Duymazsın...
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın.
Uçar gider,koşsanda tutamazsın...

* SHAKESPEARE*

Bir süre yatağımda odama perdeden süzülen güneş ışınlarını seyrettim.

Bunca zaman bir köprüdeymişim gibi yaşadım. Tam ortasında. .. iki şehir, iki kültür, sayamadığım insanlar arasında. Ne orada ne burada olmaya çalıştım. Hem orda hem burada oldum.

Gitmeseydin belki de hayat bana bu kadar acımasız, kötü davranmazdı be baba. Ben seni çağırırdım , sende hayatın ağzını, burnunu kırardın.

Bir yazar şöyle demişti okuduğum yazıda :" Eğer sevdiğiniz kişiler sizden çalınmışsa , onları uzun yaşatmanın yolu , onları asla sevmekten vazgeçmemektir. Binalar yanar, insanlar ölür, ama gerçek sevgi , ölümsüzdür... "

Yorgunca yataktan çıkıp balkondaki sandalyeye oturdum. Bahçede ki görüntü karşısında yerimde kalkar gibi doğruldum. Şaşkın gözlerle aşağı baktım. Bu çocuk ne çabuk, hangi ara eve geri dönmüştü. Ilk defa onu izlemeye başladım. Sandelyeye oturmuş ayaklarını masaya uzatmış telefonuyla ilgileniyordu.

Boyu bir seksen falan vardı. Saçık açık kahve ve fazla uzun değildi. Dağınık şekilde sol tarafa yatırmıştı . Güneşte yer yer bazı saç tellerinin uçları sarı duruyordu. Atletik bir yapı ve kaslı vücuda sahipti. Tabi o kadar sporu nenem yapsa o da böyle fit olur. Sigara kullanmıyordu. Yada ben hiç görmemiştim. Anasını sanki çocukla yedi yirmi dört yanyanayız. İçse de nerden görecem. Uzun yüzü vardı ve yüz hatları bıçak kadar keskindi. Kaşları saçına oranla biraz daha koyu idi. Tabi gözleri. Ah gözleri kahvenin en güzel tonuydu. Gözlerini kelebek görse ömrü uzar. Burnu ise dünyanın en ünlü estetik doktorunun bile kıskandıracak cinsten düzgün şekilliydi. Yüzüne kısa kesilmiş kirli sakalları ayrı bir hava katıyordu kendisine . Üst dudağı benim ki gibi fazla dolgun değildi. Fakat benim kinin aksine alt dudağı oldukça dolgundu.

Her etmekte olan Adem elması onda daha belirgin ve biraz dışarıya çıkıktı . Su yeşili kısa kol gömleği lacivert neden pantolonla kombin yapmış. Demek benden çok anlıyor modadan. Ben dolapta ne bulsam hemen giyerim üstüme. Sol bileğinde siyah deri kordunlu bir saat duruyordu. Masadaki aynalı gözlüklere uzanıp taktı. Adamın havası bir milyondu. Sanki bir kamera hepnoju çekiyor gibi gibi hareketi etkileyici ve büyüleyiciydi. Yok yani bir Derek , Muslera etme ama yine de onlardan aşağı kalır bir yanı da yoktu. Kapının açılmasıyla hemen can havliyle odaya koştum . Nazan abla benim nefes nefese kalmış heyecanlı halime anlamsız bakışlar atıp konuştu.

" Hanimefendi hava güzel diye kahvaltıyı oraya kurdu. Haberiniz olsun "

"Sağol Nazan abla" diyerek oradan çıkmasını bekledim.Bir kaç saniye tuttuğum nefesi " ohhhhhh "çekerek sesli bıraktım .

Dünün aksine sandalyem Yankı 'nın yanına bırakılmıştı. Masadakilere " Günaydın " diyerek yerime geçtim. Yankı her zamanın aksine bu gün durgun gibiydi. Bir an önce eskisi gibi olsak çok iyi olacak.

Karşımda oturan kalasla her ne kadar göz göze gelmek istesemde malesef hayalim gerçekleşmedi . " Siz birbirinizle hiç konuştunuz mu ? "diyen Aslan amca ben ve Poyraz 'ı işaret etti. Aslan amcaya ben kocaman gözlerle bakarken Poyraz boğazında kalan zeytinle mücadele veriyordu. Şimdi elime geçtin vicdansız. ... onun van yaptığının tam tersi sağ kaşımı kaldırıp önümde su içtiğim bardağı önüne sürükledim. Bakalım buz lordu içecek mi yoksa içmeyek mi? Kim milyoner olsun daki cevabı bekleyen yarışmacıdan nabzım daha çok atıyor ve heyecanlıydım.

BUZ LORDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin