B-22 - Mersin

168 37 40
                                    

Bu bölümü sevgili okurum burcubuket'e gelsin.

Gel seninle  bir daha ağlayalım
Yaşanmışlara, yaşanmamışlara
Bir daha hiç yaşanmayacaklara...
               Oğuz ATAY

" Iyi günler "diyerek  bölümün önünde arabadan indim. Etraftan kızların bakışları Poyraz' ı bulmuşlardı.  Artık ALIŞTIM o bakışlara.

Soğuk sesiyle "Iyi dersler. "dedi. Gülümsedim. Bu da bir gelişme.

Arkamda vazgeçilmez korumalarla yürüdüm yine . Adamlar bir saniye bile peşimden  ayrılmıyorlar.Nereye gitsem arkamdalar mübarek . Kafesin içinde ki kuş  belki benden daha özgür.

Bölüme doğru yürürken arkama bakmasamda arabanın çalışmadığını anladım. Durmuştu.  motor dan ses gelmiyor. Poyraz araba sürdüğünde arabanın motoru illaki homurdanır. Büyük ihtimalle gözden kaybolana kadar beni izleyecekti. Nasıl bu kadar psikopat olabiliyor. Yada dört dörtlük ve kuralcı. Hatta mükemmelliyetçi...Dünya da ki tüm ınsanların özellikleri onda birikmiş. Bir yanım ondan deli gibi nefret ederken diğer yanım ise dönüp dolaşıp sığınağım gibi ona koşuyordu.

Beyaz spor ayakkabılarımla parke taşlarında bölümün camla kaplı kapısından içeri girdim. Ders başlamış olacak ki kimseler ortalıkta yoktu. Ekim'i görmek için etrafa göz attım. Beni beklemeden derse girmezdi. Oda ortalıkta yoktu. Sınıfta olmalı diye düşündüm. Uzun koridorda sınıfa yürüdüğümde arkamdan birinin seslenmesiyle olduğum yerde durdum.Döndüğüm de Berk'in bana doğru geldiğini gördüm. Üstünde mavi yazlık t-shirt altında ise açık kahverengi pantolon vardı. yaz mevsimine uygun giyinmişti. Gülümseyen gözlerle bana el salladı. Aslında  Berk iyi çocuktu. Tek sıkıntı hemen samimi olup içten davranmasıydı. Tabi bir de Renk'in kuzeni olduğu faktörünü atlamayalım.

"Merhaba Berk "dediğim de sarılarak beni öptü. Ondan uzaklaşarak güldüm. Eceline susamış olmalı bu çocuk .  Etrafımda korumlar olduğunu da biliyor. Aslında sanki Poyraz'a inat bana yakın davranıyor.

" Nasılsın? " dedim.Baştan aşağı beni beğenti gözle süzdü. Ikimiz de spor kıyafet giymiştik. Bu ne uyum? dedim kendi içimden.

"Seni gördüm daha iyi oldum. " mahçup halde gözlerimi yere indirdim. Bu iltifatlara alışık değilim be dostum .

Saatine bakarak " Dersin saat kaçta başlıyor ? " dedi. Ellerimi bilmem anlamında  havaya kaldırdım. " Şu an geç kalmış bile olabilirim Berk. "

Ellerini cebine koyarak etrafa baktı. "Tembel öğrenci." Kahkaha attım.
" Çalışkan olduğumu iddia etmedim." Sonra devam ettim . "Senle biraz daha konuşmaya devam edersem. Geç kalmış olacam."

Elini uzatıp elimi sıktı. " Çıkışta işin var mı? " Dudaklarımı  birbirine  bastırdım.Benim Poyraz'dan başka ne işim olabilir ki? Gerçi bu gün ders erken bitiyor. Zamanım vardı. "Yok galiba. "

" O halde çıkışta lavita bistro cafe de sana bir kahve ısmarlıyayım." Ilk defa duyduğum bir cafe ismiydi. Tam ağzımı açmıştım ki elini havaya kaldırdı. " Itiraz etmek yok."

Beni öyle bırakıp arkasını döndü gitti. Iyi de ben Poyraz'a ne diyecektim. Offfflayarak sırada oturan Ekim'in yanına gittim. Elindeki telefonu masaya bırakıp bana vücudunu çevirdi.

"  Nasılsın tatlım ?"

" Iyiyim sen nasılsın canım? "

Dudak yanıyla güldü. " Bende iyiyim."

Yavuz'u sormadan o hemen bana Poyraz' ı sordu.

"Poyraz mı seni bıraktı ?"

Istem dışı  liseliler gibi heyecanlandım. "Evet "

BUZ LORDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin