Yalnız 1.

15.8K 816 699
                                    

Merhabalar... Nasılsınız? Ben heyecanlıyım. Yaklaşık dörtbuçuk yıl sonra bu hikayeyi tekrar kaleme almak ilginç hissettiriyor! Umarım bu defa her şey yolunda gider.

Sizi çok seviyorum.

Yorumlarınızı ekran başında bekliyor olacağım :)

Yayınlama tarihi: 04.04.2023 - 06:49

Siz de başlama tarihinizi yazar mısınız?

💎

Ve hayat anlamsızdı. Tüm duygularla karışık halde yaşarken kimsenin bunu bilmemesi içler acısıydı. Yaşamak mı o da ne! Yaşayacak bir tek nedenim yoktu ki benim. Umutsuzluğun dibine vurmuş yaşıyorum, savruluyorum boşlukta kimsesizim. Unutulmuş çölde susuz bir dal gibiyim...

Gözlerimden yine yaşlar boşalmaya başladı. Göz pınarlarımın kuruması imkansız olsa gerekti. Zira günlerim ağlamakla geçiyordu. Fakat bu yaşlar hiç tükenmiyordu. Çaresi olmayan gözyaşların ehemmiyeti yoktu. Nedenlerim vardı ama sonucu olmayan nedenlerin bir önemi var mıydı!

Siyah, çekmeceleri kırık komedinin üzerindeki peçeteden küçük bir parça kopardım. Burnumu sildikten sonra kirlenmiş peçeteyi ceketimin cebine koydum. Kullandığım peçeteyi defalarca kullanmak zorunda kalabiliyordum.

Yatağı düzelttikten sonra tek kapaklı dolabın kapağını araladım. Annem birazdan kahvaltıya çağıracaktı. O sebeple maskemi takmam gerekiyordu. Dolabın içinden kot pantolon ve siyah badiyi alıp yatağın üzerine bıraktım. Dolabın kapağını kapatmadan önce gözüme çarpan minik ayıcığımı elime aldım. Kapağı kapatır kapatmaz ayıcığıma sarıldım. O, bu evdeki tek sığınağımdı. O, benim tek arkadaşım, sırlarımı paylaştığım tek oyuncağımdı. O, kimsenin duymadığı çığlıklarıma tek şahit olandı. O, delirmemi önleyen tek sığınağımdı. O, benim her şeyimdi. O, benim sadece oyuncağım değildi! O, benim geleceğime dair umudumun adıydı.

Derin bir nefes aldım. Bu oda, saklamak zorunda kaldığım izlerimin mimarıydı. İzlerinizi geçirmeniz mümküm değildir, sadece alışırsınız. Hatta alışmak zorunda bırakılırsınız benim gibi...

Ayıcığımı yatağın üzerine bırakarak üzerimdeki eskimiş pijama ve badiyi çıkardım. Pantolon ve siyah kazağı hızla üzerime geçirdim. Zira çıplak bedenimi görmekten nefret ediyordum. Bedenime bakmak, henüz durmuş yaşların tekrar akmasına sebep olurdu.

Titreyen parmaklarımı görmezden gelerek fondeteni boynuma sürmeye çalıştım. Boynumdaki izleri kapatmam gerekiyordu. Boynuma fondetemi sürdükten sonra vücudumun çıplak kalan yerlerine sürdüm.

"Siyah, sence izler kapandı mı? Gözlerimi açıyorum bak!" Boğuk nefeslerim eşliğiminde kırık aynanın karşısına geçtim. Gözlerimi yavaşça aralayarak aynadaki görüntüme odaklanmaya çalıştım. Tenim olması gereken görüntüye ulaşmıştı. Fıondeten, izlerimi mükemmel bir şekilde gizlemişti. Ruhumdaki izleri de gizler miydi?! Hayır, ruhumdaki lekeleri ölüm bile gizleyemezdi!

Komedinin üzerindeki fırçayı alarak saç diplerime kadar bastırdım. Saçlarımdan nefret ediyordum. Çok uzundu, izlerimin kapanmasında rolleri büyüktü. Başka eylemlere de rolü büyüktü.

Birkaç dakika bile zor dayandığım saçlarımı fırçadan ayırarak serbest bıraktım. Saçlarıma dokunmak, nefretimi zirveye taşıyordu. Saçlarımdan nefret ediyordum. Saç fırçasını aldığım yere bırakarak aynanın karşısına geri geçtim. Her şey tamamdı. Bir şey hariç... gözlerim. Gözlerim, acının her halini taşıyordu. Bakışlarım, ölü bir bedeni anımsatıyordu. Umudun uğramayacağını haykırıyordu. Gözlerim, son çırpınışlarını zihnime kazıyordu.

YALNIZ +18 (Yeniden Yazılıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin