SELEN
Teneffüs zili yeni çalmıştı. Herkes hocayı beklerken arkama oturan Deniz'e döndüm. "Az önce bir çocuk sana gelip, bana kız ayarlasana mı dedi?" deyip güldüm."Galiba sen de bana pezevenk dendiğini duydun. " dedi ve güldü. Diş telleri, ona samimi bir gülüş eklemişti. Sanırım ilk defa bir diş telinin bir kızı bu kadar tatlı ve samimi gösterdiğine şahit oluyordum. Buna tabii bir de kısa boyu ekleniyordu.
"Evet duydum öyle bir şeyler. Hakikaten onun hikayesi ne?"
"Bak şimdi," deyip anlatmaya başladı. "Bana, nedenini hiç bilmediğim ve anlamadığım bir şekilde herkes kız ayarlamam için geliyordu. Ben aslında kimseye kız ayarlamazdım he! Ama nedense bana geliyorlardı... Ve saydım yani gerçekten saydım tam 59 kişi geldi bana kız ayarla dedi. Ben de en sonunda bahçede, yeter amına koyim pezevenk miyim ben, diye bağırmıştım. Adım pezevenge çıktı sonra. " dedi ve güldü. "Artık kız ayarlıyorum ama. Dur bir saniye-" dedi ve telefonunu cebinden çıkıp fotoğrafımı çekti aniden.
Ben şaşırmış bir vaziyetteyken "Oha çok tatlı çıktın!" dedi ve telefonu bana uzattı. Saçlarım, başımın sol tarafına toplanmış, bir elim yanağımda, dalgın dalgın önüme bakıyordum. "Artık kısmetlerin sana gelecek. "
"Yok. Gelmesinler, istemiyorum. "
"Onlar gelsin sen hayır dersin. " dedi ve telefonu tekrar cebine koydu.
Yanına Berna adındaki kız oturdu. "Aşkım, şu an kalbimde unicornlar halay çekiyor!" dedi ve elini kalbine koydu. "Nefes alamıyorum galiba gökkuşağı kusacağım..."
"Ne oldu lan?" dedi Deniz ve Berna'ya şüpheyle bakarken biraz geri çekildi.
"Kanka The Balm'da indirim var!"
Deniz sırtını dikleştirip gözlerini kocaman açtı. "Yemin et lan!"
"Valla kız!"
"Allah'ım bana bir şeyler oluyor! Yi bini Gratis!"
Onların bu haline güldükten sonra şu andan itibaren bu sohbete dalamayacağımı anladım ve ayağa kalkıp Tuna'nın yanına gittim. "Ders ne?"
"Ingilizce. Ama bugün tatbikat var. "
"Öyle mi? Ne zaman söylediler ben duymadım..."
"Teneffüste Berçin'le tuvalete gittiğinizde müdür gelip söyledi. " Başımı anladığımı belirterek salladım. Bu sırada Tuna bana bilgi vermeye devam etti. "Bu kattaki yangın çıkışı kapısı, okul kıyafetlerinin satıldığı odada. Hemen sınıfın kapısının karşısında yani. Yangın zili çalınca Ufuk hoca bizi çıkaracak. "
Tekrar başımı salladım ve bu sırada Ufuk hoca dedikleri adam girdi içeri. Hemen yerime geçtim ve hocaya baktım. Esmer, orta boylu bşr adamdı. Üstünde Death Note bluzu vardı. İçeri girince "Merhaba arkadaşlar. " dedi umursamaz bir tavırla. Fakat sonra sınıfa döndü ve "Zaten tatbikat olacak, ders işlemeyelim diyeceksiniz ama olmaz. " dedi gülümseyerek. "Ama öyle koyu ders değil, kitaptaki bir boşluk doldurmayı falan yapacağız. " Daha sonra akıllı tahtadan resimli bir boşluk doldurma açtı.
Sırayla gidiyorduk cevap vermeye. Sıra Özge'ye geldiğinde Özge, "Ship, olacak hocam. " dedi.
Ufuk hoca "Hayır. Tekrar bşr düşün istersen. " dedi ve beklemeye başladı.
"Hocam, Ship olması lazım ama..."
Ufuk hoca eliyle resmi işaret etti ve, "Bak eğer gemi olsaydı 'Ship' derdik ama bu 'Boat' olacak. " dedi.
Özge ise cevabında kararlıydı. "Hocam ben eminim Ship olacak. "
Ufuk hoca pes edip "Sen emin misin şimdi?" dşye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumda Saklı
FantasyBizim hayatımızın başrolünde 'BEN' yoktu. 'BİZ' vardık. Kimsenin duygularını umursamayarak kendi acılarını saklayan Berçin vardı. Geçmişte yaşanan acıların sebebiyet verdiği aile baskısıyla olmak istemediği acımasızlığa sürüklenen Selen vardı. Te...