Bu gün çalışmaktan gına gelmişti bana. Önümde duran kağıtları kontrol edip kendimi arabamda buldum. Bir an evvel evime sığınmak istiyordum. Yorgun düşen ruhumu dinlendirmeliydim. Dün yaptığım gibi yine günlüğümün başına geçtim. O mutlu olduğum günleri tekrar tekrar yaşamak beni kendime getiriyordu.
Yeni okulumda ki ilk haftamı tamamlayıp ikinci haftaya girmiştim bile. Sınıftaki herkes öyle cana yakındı ki güzel geçiyordu günlerim. Öğlen araları benim için alışkanlık haline gelen bahçede kitap okuma seansımı gerçekleştirdiğim banka oturdum. Kitabımı açıp kaldığım yerden devam etmeye başladım. Tam heyecanlı bölümdeydim ki önümde duran iki ayak gördüm. Siyah spor ayakkabıların sahibi bir erkekti ve güzel bir seçimdi. Hiç acele etmeden kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Arka sıramda oturan ve kimseyle konuşmayan çocuktu.
"Birşey mi istemiştin?" En tatlı sesimle sormuştum bu soruyu.
"Yanına oturmamda bir sakınca yok değil mi?" Sorusuyla etraftaki banklara göz attım. Öğlen arasında herkes yemeğe gittiği için banklar boştu belli ki yalnız kalmayı sevmiyordu.
"Tabi neden olmasın." Yana kayıp tekrar kitabıma döndüm. Benimle konuşacağını düşünmüyordum. Tabiri caizse o tüm okulun cool prensiydi. Kolay kolay asla konuşmaz ve herşeye ilgisiz kalırdı. Evet okula geleli bir hafta olmuştu ama kızlar sağolsun diğer öğrenciler ve öğretmenler hakkında bir çok bilgim olmuştu.
O yanımdayken kitaba tam anlamıyla odaklanamadım. Kafasını kaşıyıp huzursuzca kıpırdandı.
"Aslında şey..." devam edemeyip susmuştu. Bende ayracımı itinayla kitabımın arasına koyup kitabımı kucağıma bıraktım. Garip bir şekilde çocukla konuşmak istiyordum.
"Şey ne?" Gülümseyip yüzüne baktım. Benim gülümsememe anında karşılık verdi.
"Adım Emir. Sınıf arkadaşıyız ve biz doğru dürüst tanışamadık. Eminim kızlar hakkımda konuşmuştur ama inan anlattıkları gibi biri değilim." Daha demin huzursuz çocuk gitmiş güveni tam olan başka biri gelmişti sanki."Tanıştığıma memnun oldum Emir, bende Aydan."
"Biliyorum." Kısa bir sessizlik olduktan sonra tekrar konuşmaya başladı. "Aslında ben okul çıkışı yemek yiyelim diyecektim. Tabi istersen. Böylece sana kendimi tanıtmış olurum."
"Olur tabi, neden olmasın?"
"Ailene haber vermeyecek misin?"
"Benim haber verebileceğim bir ailem yok maalesef." Şimdi de mahçup olmuştu.
"Ben çok özür dilerim. Gerçekten bilmiyordum. Neyse çıkışta telafi edicem bunu." İster istemez gülümsedim.
"Anlaştık öyleyse."
Emir esmer bir çocuktu ve yaz tatilini de güzel geçirdiği aşikardı. O çikolata tenin başka açıklaması olamazdı. Beyaz gömleği çikolata tenini daha çok göz önüne atıyordu.
Neden böyle bir teklifte bulunduğuna tam olarak bir anlam veremesem de hoş bir düşünceydi. Sabırsızlıkla derslerimin bitmesini bekledim. Ben ne kadar sabırsızsam, aksine zaman sabır taşıydı mübarek.
Sonunda son dersin bittiğini müjdeleyen günün son zili de çalmıştı. Hızla defterlerimi ve kitaplarımı toplayıp sırt çantama tıktım. Emir'e dönüp konuşmaya başladım."Gidiyor muyuz?"
"Elbette hadi çıkalım."
Okulun kapılarından çıktıktan sonra alışkanlıkla yürüyordum ki bir el kolumu kavradı. Elin sahibine bakmak için döndüğümde Emir'in o içten gülümsemesiyle karşılaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK SEVDAM
ChickLitHayatımda değer verdiğim tüm insanları toprağa emanet ettim ben. Lakin içlerinden biri vardı ki onu toprağa emanet etmeden kaybetmiştim. Sevdiklerimi toprakla baş başa bırakmaya alışıktım ama beni ortada bırakıp gitmelerine alışık değildim. Hala umu...