İlk Av

770 31 5
                                    

Arkadaşlar öncelikle herkesten çook çok özür diliyorum.Tatilde evde değildim doğal olarakta yazamıyorum.Ama tatildeyken baya bir düşündüm bölümler hızlı gelecek.Tekrardan özür diliyorum ve iyi okumalar diyorum. ^_^

  Hergün yeni bilgiler öğrendikçe bu konunun ciddiyetinide anlıyordum.Ama sanki ben vücudumdan çıkmışım başka birini izliyordum.Oğlum bir Melekle konuşuyordum.Verdiğim tepki ise...Ama hayatımın en güzel tatilini yaşıyordum.Buna emindim.Bundan sonra ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu.Ancak düşündüğüm şey Hunter olup üçlünün arasına katılmak.Hergece bunu düşünüyordum.Eğer bir Hunter ki Gerçek Bir Hunter olursam hergün ölme şansım olacaktı.Ama bir diğer iyi olan kısmı ise hayat kurtaracaktım.İnsanların tanımadığı hatta kafa bulduğu o yaratıklar onları öldürmeye çalışırken onlar farkında bile olmayacaktı.Tıpkı Örümcek Adam gibi.Hayır.Örümcek Adam'ın yüzünü tanımıyorlardı.Aha!Görünmez Örümcek Adam.Çok havalı değil.Herneyse yine saçmaladım.Peki ya ailem ne olacaktı?Ya onların kararı neydi?Daha da kötüsü onlara bunlardan bahsettikten sonra tepkileri ne olacaktı?Büyük ihtimalle psikoloğa verirler.Ama buldum!Dostum Robin çok zekisin.Dean ve Sam sahte kimlik kullanıp mesleklerini değiştirebiliyorlardı.Benide bu sayede yanlarında götürebilirlerdi.Bu konuyu daha sonra düşünürüm.

  Birden uyanmıştım.Lanet olsun!Daha güneş bile doğmamıştı.Tekrar uyumaya çalıştım ama olmuyordu.Birşeyler kulağıma fısıldıyordu.Rahatsız ediyordu.Bıyık altından bir küfür savurdum.Hemen yanıma bıçağımı aldım.Ceketimin içinde de biraz tuz ve kapalı bir şişede kutsal su vardı.Sesin nereden geldiğini anlayamıyordum.Ama odadan gelmediği kesindi.Yavaşça kapıyı açtım.Bir gece tüm halıların altına şeytan kapanları çizmiştik sanırım işe yaramıştı.Orda bir insan şeytan vardı.Sırıtarak bana bakıyordu.Hiç hoşuma gitmiyordu bu."Ne diye geldin buraya?!"diye sordum ciddi bir şekilde.Birden bir kahkaha attı.Daha sonra"Ooo küçük Avcı büyümüşte benimle nasıl konuşuyor."dedi dalga geçerek.Bıçağı göstererek "Şu elimde gördüğün saniyeler içinde sana Dünya'nın kaç bucak olduğunu gösterebilecek güçte seni o.çocuğu!"dedim.Korkmuşa benziyordu.Birden gaza gelerek "Evet.İşte böyle."dedim.Tepkisiz bir ifadeyle bana bakıyordu."Şimdi bu otelde ne arıyorsun?"diye sordum.Yine aynı kahkayı attı.Çok sinirlenmiştim.O lanet kahkası beni çileden çıkarmıştı.Odaya girip çantamı açtım.İçinde kelepçe vardı.Şeytanları tutuyordu.Birde sandalye aldım yanıma.Önce ona kutsal su atıp zarar verdim.Kendinde değilken ellerini kelepçeyle bağladım ve sandalyeye oturttum.Artık hiçbir boku yiyemezdi.Daha sonra onu yumruklamaya başladım.Öfkem azaldığında geri çekilip vereceği tepkiyi bekledim.Yüzü kan içindeydi.Ama yüzünü gördüğümde çok şaşırmıştı.Bunun belli olmaması için dua ettim.Bana bakıp sırıtıyordu."Tıpkı küçük bir fahişe gibi vuruyorsun."dedi.Dostum bu kadarı yeter!Bıçağımı çıkarıp ona sapladım.Nasıl oldu hiçbir fikrim yok.Bıçağı sapladığımda şeytanın içinde sarıyı andıra bir renkte elektriklenme oldu ve öldü.Korkuyordum.Az önce yaptığım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.Ama aklıma gelen ilk şey Dean'lere haber vermekti odalarına gidip onları şeytanın yanına götürdüm.Korktuğumu belli etmemek için elimden geleni yapıyordum.Dean omzuma vurarak "İyi iş evlat.Bu ilk avındı.Eminim çok korkmuşsundur ama alışırsın.İlk avımda ben de aynı duyguları yaşamıştım.Fazla düşünmemeye çalış."dedi.Sanırım Hunter olmak o kadar da kolay değildi.Ama bu ilk avımdı.Ve devamı gelecekti.Hislerim bana bunu söylüyordu.

Selam millet! :D Yine ben.Umarım beğenirsiniz.Elimden geldiğince uzun yazdım.Votelarınız ve Yorumlarınızı eksik etmeyin ^_^

Lanetli OtelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin