Hapı Yuttuk

353 23 5
                                    

Selam Millet ^_^ Geçen sefer olaylar hızlı gelişmişti ve kısa kalmıştı.Bu bölümde  oldukça uzun olacak. :D İyi okumalar.

  Burada mahsur kalmıştık.Hiçbirşey yoktu.Mavi ve Beyaz dışında.Sadece bunlardan ibaretti.Bir de biz.Ne yapacağımı bilmiyordum.Daha doğrusu bilmiyorduk.Doktorlar dışında.Durmadan birbirleriyle konuşuyorlar,"Hayır,o olmaz .Öyle olması için çok güç gerek."gibi cümleler kuruyorlardı.Birşey de anlatmıyorlardı.Burada zaman da yoktu herhalde.Çünkü herzaman herşey aynıydı.Ancak iyi olan yönü ne susuyorduk ne acıkıyorduk.Birşeye ihtiyacımız yoktu.Tek yaptığım gözlerimi kapatıp düşünmek.Ne düşündüğümü bile bilmiyorum.Sadece gözlerimi kapatıyorum ve gerisi karanlık.Ya babam?Ondan da bir haber yoktu.Acaba beni cezalandırıyor muydu?Yoksa bana ulaşamıyor muydu?Herneyse, umrumda değil zaten.Bir şeytandan yardım alacağıma bu durumda olmayı tercih ederim.Daha sonra aklıma Emma geldi.Beni merak etmişmiydi acaba?Belki de umrunda değilimdir.Sadece odamda kalmak için bana yalakalık yapıyordur.Kes saçmalamayı!Diğerleri de benden pek farksız görünmüyordu.Clara Doktorlar'ı izliyordu ümitle.Onların birşey yapacaklarını düşünüyordu,tahminime göre.Dean,durmadan yürüyordu ve geri geliyordu.Sanırım o da ne yaptığını bilmiyordu.Sam etrafı inceliyordu.Bir hareket arıyormuşçasına.Cass ise ayakta kıpırdamadan bakıyordu.Dean bir ara "Sıçıyormuş gibi görünüyorsun."dedi.Cass buna aldırmadı.Sinirden çatlayacaktım.Neden bu kadar sinirliydim anlamıyordum.Belki de değildim.Kafayı yiyordum.Sonunda sessizliği bölerek,"Birisi birşeyler söyleyebilir mi acaba?Kafayı yemek üzereyimde."Ters bakışlar aldıktan sonra herkes işine devam etti.Daha sonra Clara yanıma geldi.Gülümseyerek,"Merhaba!"dedi.Aynı şekilde karşılık verdim.Kafamda birçok soru vardı.En iyisi Clara'yla konuşarak hem kafamdaki bulutları kaldırmalıydım,hiç olmazsa zaman geçerdi.Ki zaman diye bir kavram var mıydı burada?

"Siz nereden geliyorsunuz?"

"Belli bir yer değil.Yani bir yerde durduğumuz pek söylenemez.Durmadan dolaşıyoruz.Gezdiğimiz yerlerdeki olayları çözüyoruz."

"Sen de Zaman Lordu'musun?"

"Hayır.Ben insanım.Macera olsun diye onlarla dolaşıyorum."

"Peki durmadan ellerinde olan şu kaleme benzeyen alet ne ve ne işe yarıyor?"

"O bir sonik tornavida.Etrafı tarıyor,hesaplama yapıyor ve kapıları açıyor."

"Vay canına!Peki sence buradan kurtulabilecek miyiz?"

"Eğer DoktorLarı'ı biraz olsun tanısaydın buradan kurtulabileceğine adın gibi emin olurdun.Cesur ve Zekiler."

"Neden ikisinin adı da Doktor?Onlar kardeş mi?"

"Kafan karışacak bu konuda ama ikisi de aynı kişi."

"Ha?"

"Düşün.Biri sana silah sıktığında tıbbi müdahale almazsan ölürsün.Ancak Zaman Lordlar'ı yeniden doğar bu durumda.Aynı kişidirler fakat yüzleri değişir.Bir insanken başka bir insana dönüşmek gibi birşey."

"Yani bütün Zaman Lordları'nın adı Doktor mu?"

"Hahaha!Hayır.Biri 11. iken diğerinin 10. olmasının nedeni bu.10. Doktor 10 kez yeniden doğdu, 11.Doktor ise 11 kez."

"O zaman 10.Doktor'un ölü olması gerekmiyor mu?"

"O geçmişten geldi.Hatırlarsan Tardis denen alet zamanda yolculuk yapabiliyordu."

"Tabii ya!Tardis!"

Ayağa kalkarak Doktorlar'ın yanına doğru koştum.Bana meraklı bakışlar atıyorlardı.Onları daha da merakta bırakmayarak,"Sizin zamanda ve mekanda yolculuk aletiniz vardı.Onu buraya getiremez misiniz?Şu kaleme benzeyen şeyle?"Yine birbirlerini tamamlayarak,"Birincisi o kaleme benzeyen şey değil.İkincisi öyle bir şansımız var ancak nerede olduğumuzu bilmiyoruz."Suratım asılmıştı.Geri dönüp uzandım ve gözlerimi kapattım.Birden, "Evet!İşte bu!"diye birinin bağırdığını duydum.Sesi10.Doktor'a benziyordu.Herkes onun yanına gitti."Zamanda bir yarık buldum.Eğer şanslıysak eğer çok şanslıysak bu yarıktan faydalanarak Tardis'i buraya çekebiliriz."Hemen 11.Doktor araya girerek,"Sen yarığı açık tutmaya çalış ben de Tardis'i getireyim."dedi.Herkesin yüzü gülüyordu.Birden iki Doktor'un yüzünüde korku ifadesi kapladı."Neler oluyor?"diye sordum.Cevap vermediler.Kulaklarım uğulduyordu.Acaba diğerlerine de oluyor muydu?Doktorlar'ın eli titremeye başladı.Birden geriye uçtular.Uğultu kesilmişti.10.Doktor,"Başaramadık.Sonsuza dek burada kalacağız!"diye bağırdı.Herkesin suratı asılmıştı.Herkes birbirini süzüyordu.Clara'da pes etmişti.Ta ki o homurtulu umut veren sesi duyana kadar.Daha sonra mavi kulübe cisimselleşmeye başlamıştı.Herkes sevinç çığlığı atıyordu.Hep beraber Tardis'e bindik.Yine o homurtulu ses duyuldu.Artık kulağım alışmıştı bu sese.Gittiği yere ümit götürüyordu.Otele girdiğimizde 11.Doktor cüzdanını açıp içindeki kağıdı gösterdi.Kağıt boştu.Otel memuru birden telaşlanarak,"Hoşgeldiniz efendim!Otelimize şeref verdiniz!"dedi.Halbuki kağıtta hiçbirşey yazmıyordu.Doktor,"Bir süre burada kalıp sizi gözetleyeceğim.Daha sonra notunuzu vereceğim.-Clara ve 10.Doktor'u göstererek-Bunlar da yardımcılarım benimle birlikte kalacaklar."dedi.Yukarı çıkarken,"O kağıtta hiçbirşey yazmıyordu,görevli neden telaşa kapıldı ve sana oda verdi?"diye sordum 11.'ye.Gülümseyerek,"Muhtemelen benim oteli incelemem için gönderildiğimi sandı.Bu bir psişik kağıt,karşındaki kişinin hayalgücünü ölçerek gösterilmesini gösterir."dedi.Devam ederek,"Sen nasıl birşey görmedin?"dedi merak içinde.Gülme sırası bana gelmişti,"Ben yarı melek yarı insanım."dedim.Odaya girdiğimde Emma yatıyordu.Ben de yatağıma gidip yattım.

Sabah uyandığımda Emma ters bakışlarla beni süzüyordu.Bu hiç hoşuma gitmemişti.Sırıtmaya çalışarak,"Selam Emma."dedim.Ters bir cevap almıştım,"Dalga mı geçiyorsun?"demişti.Sanırım sinirliydi.Lafı geveleyerek,"Neden?"diye sordum kısık sesle.Aldığım cevap yine tersti."Neden mi!Robin günlerdir yoksun!Ben de burada kafayı yedim!Hangi cehennemdeydin ha?!"Sinirliydi.E tabii haklıydı.Kaç gündür yoktum acaba?Yanlış birşey yapacağımı bile bile,"Tam olarak kaç gündür yokum?"diye sordum.Emma dalga geçtiğimi düşündü ki tam ayağa kalktı dışarı çıkacaktı kolundan tutarak durdurdum onu."Tamam anlatacağım.Ama inanmayacağını biliyorum."dedim.Bütün herşeyi baştan sona anlattım.Aldığım tepki ise,"Sarhoş musun?"Eminim birkaç gün boyunca aramız kötü geçecekti.

Gece kapı tıkırtısı ile uyandım.Biri başını uzatmış içeriyi izliyordu.Hemen bıçağımı alıp arkama sıkıştırdım.Emma kolumda yatıyordu.Yavaşça kafasını yastığa koydum.Dışarı çıktığımda birisi üzerime atladı.Üstümdeydi tam beni yumruklayacakken elini tutup büktüm ve kenara attım.Bu sefer sıra bendeydi.onu tam yumruklayacaktım ki bir ışık bize tutuldu.Yerdeki Dean'di.Sırıtarak,"Sana öğrettiğim numaraları unutmamışsın."dedi."Pislik."Işığı tutan Sam'di.Kızgın bir şekilde,"Oyun oynamayı bırakıp daha önemli konularla ilgilensek?"diyordu.Odalarına gittik.Bir kız vardı.Tanımıyordum.Sarışın 18'li yaşlarda bir kızdı.Sam,"Sanırım Bloody Mary geri döndü."dedi.

Huh!Bayağı uzun yazdım :D Umarım beğenirsiniz.Yorum atmayı unutmayınn ^_^

Lanetli OtelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin