39
Dairesinin zili çaldığında, Chanyeol kendine kahvaltı hazırlıyordu.
"Hm?" Uzun boylu çocuk yarısı sütle doldurulmuş kasesinden kafasını kaldıdı başını çevirdi. ''Benim zilim mi?''
Dairede tekrar zil çalınca Chanyeol elinde tuttuğu tahıl paketini bıraktı ve kapıya doğru yürüdü.
Kapıyı açınca, Chanyeol Jongin'i gördüğüne şaşırdı.
"Jongin!"
"C-chanyeol ..." Jongin Chanyeol'un gözlerine bakmamak için hemen aşağı baktı.
''Dün gece eve öylece gittin ve telefonları bile açmadın.'' Chanyeol kollarını birleştirdi. ''Taemin beni aramasa, gün doğumuna kadar hastanede bekleyecektim!''
Jongin'in yüzü pişmanlıkla doldu. ''Ben...Ben ü-üzgünüm...''
''Ama sorun değil.'' Chanyeol gülümsedi. ''Ailenle aranı düzelttiğini duydum.''
Jongin başını kaldırdı ve Chanyeol'un gülümseyen yüzünü gördü. ''Evet.''
''O zaman bu iyi bir şey!'' Chanyeol dedi ve kapıyı genişçe açtı. ''Gel. Kahvaltı yapmak ister misin?''
"Ben yedim..." Jongin usulca reddetti. "...urm...Konuşmak için...Geldim...''
Chanyeol hareket etmeyi bıraktı ve Jongin'e baktı. ''Konuşmak için? Ne hakkında?''
Jongin cesaret ederek Chanyeol'un gözlerine baktı. ''...bizim hakkımızda...''
Hava birden ağırlaştı. Chanyeol boğazını temizlemeden önce bir süre gözlerini kırpıştırdı.
''Bizim hakkımızda?''
Chanyeol itirafını hatırlayınca vücudunun gerildiğini hissetti.
''...bu...Bir-'' Jongin aniden sesini kaybetti. Gözleri Chanyeol ile buluştuğunda, iyice ezberlediği sözlerin ne kadar hızlı buharlaştığı konusunda kendine lanet etti.
İkisi tekrar sessizce durdu. Chanyeol, Jongin'in sözlerini tüm gücüyle toplamaya çalışırken bekledi.
''İt-itirafın hakkında...'' Jongin tekrar söyledi,sesinin nasıl titrediğinden çekiniyordu. "...Ben...ben..."
''Hayır değil mi?'' Chanyeol acı bir şekilde gülümsedi.
Chanyeol'un üzgün ses tonunu duyunca Jongin kalbinin durduğunu hissetti.
Oh, bu olamazdı...
''Jongin-ah, 'hayır' olduğunu biliyorum. Endişelenme, biliyorum." Chanyeol yine gülümsedi. "Ben iyiyim."
Jongin Chanyeol'a baktı, gerçekten ne yapacağını ya da ne diyeceğini bilemiyordu.
''Sehun'u sevdiğini ve her zaman da seveceğini de biliyorum.'' Chanyeol'un elleri yumruk haline geldi.
''Chan...'' Jongin sustu. Gözyaşları gözüne geldikçe gözleri yandı. Kalbi acıyla attı.
En iyi arkadaşının hislerini kırmak, Jongin'in şimdiye kadar istediği son şeydi.
"Gerçekten iyiyim." Chanyeol başını sallayarak gülümsedi. "Ben sizin için mutluyum."
"Sen..." Jongin alt dudaklarını ısırdı. "...Benden nefret etmeyeceksin, değil mi?"
Chanyeol bir süre şaşkınca durdu.
Nefret?
Tabii ki hayır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ugly Twins
Fanfiction"Aptal! Yanlış ikize itiraf ettin.'' Taemin ve Kai benzer yüzlerle ikizlerdi ama tamamen farklı hayatları vardı. Kai'nin sahip olmadığı şeylere Taemin sahipti. Arkadaşlar... Ün... Aşk... Her şey, sadece Taemin'e uçuyordu. Peki, bir gün Sehun genç...