Jongin hayatın sonsuza dek mutlu olmayacağını biliyordu. Üzgün hissettiği zamanlar hala vardı. Tüm duygularını ele geçiren zorluklar hala vardı. Şüpheler ve güvensizlikler bir kez, iki kez vardı. Üzüntü ve pişmanlık da bazen ortaya çıkıyordu ama Jongin asla geri dönmeyecek ya da hayatından kaçmayacaktı. Artık değil.
Jongin sonunda güzel şeyleri nasıl takdir edeceğini öğrendi. Yağmurların gökkuşağı getirdiğini kabul etmeliydi. Mutluluk ve üzüntü dengelenmeliydi, tıpkı piyanodaki beyaz ve siyah anahtar gibi. Günün sonunda, bu ikisi bir ahenk içindeydi.
Jongin ayrıca birilerinin hayatını kıskanmayı da bırakmıştı. Kıskançlığın onu canlı canlı yediğini her hissettiğinde, kendi hayatına odaklanması gerektiğini kendine hatırlatıyordu. Bir başkasının hayatını kıskanmanın hiçbir anlamı yoktu.
Hiçbir hayat mükemmel değil, öyle gözükse bile. Taemin'in hayatı kusurlu, Sehun'un hayatı kusurlu, Chanyeol'ün hayatı kusurlu. Herkes mücadele ediyor. Herkes ağlıyor. Herkes kavga ediyor. Herkesin kendi savaşları var, uğraşmaları gereken bir şeyleri var. Jongin'in ne olduğu hakkında bir fikri yok ve bilmesine gerek de yok.
O zamanlar, Jongin başkalarının hayatını arzulardı. Güneşin altında, kendi dışında herkesi imrenirdi. Hayatından nefret ederdi, kendisinin her görünümünden tatminsizdi. Ama şimdi, eğer bu hayatta tekrar doğma şansı olsaydı, yine kendisini seçerdi. Hayatını hiçbir şey ile takas etmezdi çünkü hayatının değerli olduğunu biliyordu.
Jongin tüm gücüyle hayatına değer vereceğine dair kendine söz vermişti. Etrafına gelen hiçbir zorluk için şikayet etmeyecekti. Hayatı yaşamak için bir şans daha verilmişti, bu zaten Jongin için fazlasıyla yeterli bir nimetti. Daha fazlasını isteyemezdi. Gerçekten de kutsanmıştı, ağlamak için bir nedene ihtiyacı yoktu.
Jongin hayatını dolu dolu yaşayacak, tüm hayallerini yerine getirecek, yeteneklerini geliştirecekti. (Evet, Jongin ve Taemin SM Dans grubuna katılmıştı, Seul'de bilinen en iyi dans klübü. Sevgilisinin dans yeteneklerini keşfedince, Sehun daha da aşık olmuştu.) Jongin ayrıca hayatının her gününü önemli kılacaktı. Ailesine sevgiyle yaklaşacak, sevgilisine 'seni seviyorum' demeden hiçbir günü geçirmeyecek ve arkadaşları ona ne zaman ihtiyaç duyarlarsa yanlarında olacaktı.
Jongin iyiliklerini önemseyecek ve kederini yok sayacaktı. Önceden karanlıkta yaşıyordu ama şimdi parlak ışığın altındaydı.
Evet.
Dünyaya istediği her şeyi olabileceğini, hayal ettiği her şeyi yapabileceğini kanıtlamıştı, geleceğinin ne kadar belirsiz olmasını önemsemeden.
Evet.
Şimdi, Kim Jongin çirkin ikizden daha fazlasıydı.
Yazar Notu: Bu hikaye kendisi hakkında karamsar hisseden tüm insanlara ve 3 yıl önceki bana adanmıştır.
Hayatımız kısa. Çok kısa. Yapacak çok şeyimiz, gerçekleştireceğimiz çok hayalimiz var. Yeterince iyi olmadığın için kendinden nefret edecek zaman yok. İfade etmek için yaşıyorsun, etkilemek için değil. Tutkuların ve hayallerin için savaşıp yaşa, daha sonra alkışlar kendiliğinden gelecek. Herkese karşı kibar ol, hayatlarını kıskanma. Kendini tamir etmeye odaklan, dün olduğundan çok çok daha iyi ol. Bu dünyaya bir amaç için geldin ve yaşamaya devam ettiğinde bunu bulacaksın. Bu hikaye ile birlikte, size bunların hepsini söylemek istedim. Jongin ve diğerlerinden öğrendiğimiz bütün dersler, umarım kalbinize ulaşabilir. Çok fazla değil ama yapabileceğim hepsi bu. Bir gün, hayatındaki önemli şeylerini anladığında, bana güven. Kendin olmaktan daha fazla mutlu olamayacaksın! :)
Çevirmen Notu: Bu hikayeyi çevirmeye başladığımda, sanırım 2016 ya da 2017 yılıydı. İçeriği ve Jongin'in yaşadıkları bana çok yakın geldiği için bu hikayeyi çevirmek istedim. Her bölümde, farklı bir karakterin duygularını yaşadığımı hissettim çünkü hepsi çok tanıdıktı.
Şundan eminim ki, hepimiz bu hayata karşı çoğu zaman Jongin gibi hissetmişizdir. Kendimizi beğenmediğimiz anlar, sevilmeye layık olmadığımızı düşündüğümüz anlar, bu dünyadan gitmek istediğimiz anlar... Ama en sonunda, kendimizi bulduğumuz yer yine, kendimiz.
Bu hayatı, bu hayatı sevmeden yaşamak gerçekten de çok zor. İnsanlar korkunç, kırıcı ama eğer biz 'kendimize' sahipsek, yapamayacağımız hiçbir şey yok. Bu çok klişe bir söz belki ama emin olun, bunu kendinize her hatırlattığınızda bu hayata karşı daha güçlü olacaksınız. Çünkü gün sonunda yine birbirimizle baş başayız.
Kendinize iyi bakın, kendinizi sevmeyi deneyin, hayatınızı değerli kılacak şeyleri biraz daha öne getirin. Umarım sizler de, benim gibi bu hikayeden zevk almışsınızdır. Upuzun bir yolculuğun sonunda, bu kadar güzel bir sonla bitirmek tatmin edici.
♡♡başka hikayelerde görüşmek üzere♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ugly Twins
Fanfiction"Aptal! Yanlış ikize itiraf ettin.'' Taemin ve Kai benzer yüzlerle ikizlerdi ama tamamen farklı hayatları vardı. Kai'nin sahip olmadığı şeylere Taemin sahipti. Arkadaşlar... Ün... Aşk... Her şey, sadece Taemin'e uçuyordu. Peki, bir gün Sehun genç...