Merhaba arkadaşlar. Hikayeye olan ilgi günden güne artıyor. Vizelerimin bitmiş olmasıyla nihayet yeni bölüm yazmak için fırsatım oldu. Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorum yapmayı unutmayın. İyi haftasonları.
Keyifli okumalar.
Deneyeceğim demiştim evet. Ve denemekte istiyordum. Bunca tehlikeli şeyin ortasına düşmüşken Ilgaz beni onlardan çekip almıştı. Ne kadar iyi bir insan olduğunu bilmiyordum. Sonuçta bu da tartışılır bir durumdu. O da oraya gelen bir müşteriydi ve beni para karşılığında almıştı. Benden onun sevgilisi olmamı istediğini biliyordum. Bu çok zordu. Ona karşı bir şey hissetmiyordum ama içimde ki minnet duygusu tarif edilemeyecek derecedeydi. Beni oradan çıkartıp almış olması bile en azından yanında olmayı denemem demekti. Zaten beni bırakmak gibi bir niyeti de yoktu.
"Mesleğin nedir?" bu kadar büyük zenginliğin ardında ne vardı merak ediyordum gerçekten de.
"İnşaatla uğraşıyorum."
"İyi bir işe sahipsin, güzel bir hayatın var. Neden o yere gelip zaman harcıyorsun ki? Eminim yanında olmak için can atan daha kaliteli kadınlar vardır." sahi bu kadar kaliteli görünen ve iyi bir adamın öyle yerde ne işi olurdu? Lokmasını ağzına attıktan sonra boğazını temizledi ve çayından bir yudum aldı. Her hareketinden asalet akıyordu. Kendimi bir kontun yanındaymış gibi hissediyordum onun yanındayken.
"Elbette var ancak benimle beni gerçekten sevdiği için yanımda olan bir kadın olmadı bu zamana kadar. En azından onlara paralarını verdiğimde yani seninde bulunduğun yere geldiğim zaman alacağım şey belli. Yani her şey karşılıklı. Ama inan bende son zamanlarda bu durumdan bir hayli sıkılmıştım. Bu yüzden yanımda olmasını istediğim bir kişi oldu. Böyle bir düşünce hakim olmaya başladı son zamanlarda kafamda."
"Hiç evlendin mi peki?" merak ediyordum. 33 yıllık yaşamına neler sığdırmıştı? "Senin yanında olacaksam eğer seninle ilgili şeyleri bilmeye de ihtiyacım var." anlayışla başını salladı. Bütün hareketleri özenli ve de düzgündü.
"Evlendim. 10 yıl önce sevdiğim kadınla evlendim ama sonra özel nedenler yüzünden ayrıldık. Zaten çok gençtik, evlilik için yeterince olgun değildik." cümledeki özel kelimesi benim sınıra geldiğimi gösteriyordu. Yani daha ilerisi için bir şey soramazdım.
"Üzgünüm.."
"Üzgün olma. Ben değilim. Bitmesi gerekiyordu ve bitti." dedikten sonra gülümseyerek tekrar kahvaltıya döndü.
"Peki o evliliğinden bir çocuğun var mı?" başını olumsuz anlamda salladı. Sınıra geldiim halde konuyu uzatıp uzatmadığımı bilmiyordum.
"Evlilik uzun sürmedi. Hande iki kez hamile kaldı ama ikisinde de düşük yaşandı. Doktor tekrar denemememizi istedi. Hande için durumlar daha kötü olacaktı." fazlasıyla üzgündüm. Kadın annelik duygusunu tadamayacaktı ve bu çok acıydı. Acaba Ilgaz karısını bu sebeple mi bırakmıştı?
"Bu yüzden onu bıraktın mı yoksa?" böyle bir adama benzemese de merak ediyordum. Özel demiş olmasına rağmen özel konularına bir şekilde girmiş olmuştuk. Merakıma yenik düşmüştüm.
"Hayır ben onu bırakmadım. O beni bıraktı." ikinci bir şaşkınlık dalgasına kapılmışken Ilgaz konuşmaya devam etti. "Denemek istemedim ama Hande çok istiyordu. Bu yüzden sürekli tartışmaya başlamıştık. Bebeğimizin olup olmamasının bir önemi yoktu benim için. Hande'yi her şeyiyle seviyordum. Ama o anne olmak için çok ısrarcıydı. Başka bir çocuğa da annelik yapmak istemedi. Ben ona bir şey olacak diye korktuğum için yeniden bebek yapmak istemedim. Derken aramızda ki tartışmalar aşılamayacak sorunlara döndü. İkimizde bu yüzden çok yıprandık ve arada ki sevgi de bitti. Sevgi bitince evlilikte bitti." ne kadar da acıydı. Kendi çocuğunun olmasını istemekten daha doğal ne olabilirdi ki? İkisi içinde çok üzgündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ziyan
Teen FictionBu bir sürükleniş hikayesidir.. Güneş, ablası Nisan'ın hayatının bedelini ödemesi gereken on yedi yaşında bir kız. Karanlık üstüne bir kez daha gölge gibi düştüğünde kaçmak tek çaresiydi. Ama kaçabilir miydi? Efgan'ın karanlığı peşinden gelirken, a...