Arkadaşlar merhaba, uzun bir aradan sonra yine beraberiz. Evet evet en büyük bahane olan finaller ile cebelleşmekteydim. Üzgünüm. Hala da bitmiş değil ama bir şekilde fırsat yarattım yazmak için. Neyse ki yaz tatiline giriyoruz. Elimden geldiğince daha hızlı bölüm atmaya çalışacağım. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Özellikle satır arası olanları!! Sizleri seviyorum. Kendinize iyi bakın.
Keyifli okumalar.
'Neresinden tutmaya çalışsan, orasından kırılan bir hayat benim yaşadığım.'
Sabah güneş göz kapaklarıma vurdu. Kirpiklerimi güçlükle açmıştım. Bedenimde hissettiğim büyük baskı beni dayak yemişim gibi bir hisse kaptırıyordu. Efgan'ın iri bedeninin yarısı neredeyse benim üzerimdeydi. Beni eziyordu! Nefes almakta bile güçlük çektiğim için yavaşça onu indirdim. İlk defa bir erkekle uyuşmuş olmanın verdiği tuhaflık vardı üstümde. Utanıyordum. Önlem almak istediğini söylerken demekki gerçekten de ciddiydi. Çünkü kolları kelepçe görevini görüyordu bedenimde. Kaçmaya çalıştığımı anladığı için gözünün hep üzerimde olduğunu biliyordum. Ama bende en az onun kadar şüpheci bir insandım. Onu rahatsız ettiğimi nihayet fark etmiş olacak ki bedenini biraz geri çekti ama bununla birlikte iri ela gözleri de benim gözlerimi buldu. Bir anda açtığı için korkup gerilemiştim. Öyle büyüktü ki.. Bu yüzden de neredeyse yataktan düşecektim ama uzun kolları tişörtümün eteğinden yakalayıp beni kendine çekti. Burunlarımızın neredeyse birbirine çarpacak oluşundan, tişörtten gelen yırtılma sesini umursayamamıştım bile.
"Rahat duramaz mısın sen?"
"Üzerime yatmışsın. Nasıl rahat durabilirim?"
Ters bakışlarını üzerime gönderirken yataktan benden önce kalkıp odanın içinde ki banyoya girdi. Bu duruma lanet ettim çünkü şimdi beni odadan çıkartmazdı. Aradaki lavaboyu kullanmayı bahane ederek bile uzaklaşamayacaktım ondan. Onun lavaboya gidişiyle odanın kapısını denemek istedim ama kilitli olduğunu biliyordum. Dün gece kilitlemişti. Yatağın yanında ki komidinde gözlerimi gezdirdim. Pantolonuyla uyumuş olduğu için anahtar belki de yanındaydı. Çarşafı kaldırıp bir ihtimal yatağa düşürmüş olmasını diledim ama göremedim.
"Duş alacak mısın?" benim yatağa baktığımı görmüştü. Kapıyı aralayıp ne ara geldiğini bile farketmemiştim. Tek kaşını kaldırıp şüpheyle yanıma geldi. "Ne arıyorsun sen orada?" işte şimdi boku yediğimin resmiydi. Bir kez daha beni hırpalamasına izin vermemem gerekiyordu.
"Ben.. Tokamı düşürdüm mü diye baktım." şüpheli gözleri bana inanmadığını gösterirken ona daha fazla bakmadan kalktım yataktan. Duş almak istiyordum evet ama onun odada olmasından çekindiğim için yapamıyordum. Üstelik feci halde de acıkmış durumdaydım.
"Sen çıktığına göre ben gireyim." şüpheci bakışları üzerimdeyken önümden çekildi. Onu ardımda bırakıp kendimi lavaboya atmıştım nihayet. Duş almak için kararsız olsamda şimdi almak istiyordum. Rahatlamaya ihtiyacım vardı ve kapıyı kilitlediğime göre rahatça duş alabilirdim. Hem belki o da bu süreç içerisinde çıkardı odadan. Bunu ümit ederek girmiştim duşa. Fazla oyalanmadan işimi halledip, hızlı bir şekilde çıkmıştım. Havluyla sarılı bir halde duruyordum. Eski kıyafetlerimi ne kadar giymek istemesem de başka seçeneğim yoktu. Ta ki Efgan bana seslenene kadar.
"Yatağın üzerine temiz çamaşır bıraktım. Gel ve al!" gel ve al diyordu, adi herif!
"Odadan çıkar mısın?" diye seslendim. Bunu yapmayacağını biliyordum ama bir ümit işte..
"Sence çıkar mıyım?" demesiyle sesi hem yakınlaşmış hem de açmak için kapının kolunu zorlamıştı. İrkilip bir iki adım geriye gitmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ziyan
Novela JuvenilBu bir sürükleniş hikayesidir.. Güneş, ablası Nisan'ın hayatının bedelini ödemesi gereken on yedi yaşında bir kız. Karanlık üstüne bir kez daha gölge gibi düştüğünde kaçmak tek çaresiydi. Ama kaçabilir miydi? Efgan'ın karanlığı peşinden gelirken, a...