Yeni bölümden herkese merhabalar. Bölümler bu ara gecikmeli geliyor. Gecikmeli geldiği için telafi olarak iki bölüm uzunluğunda bir bölüm yazmaya çalıştım. Bu bölümde Efgan'ın iç dünyasına ve geçmişine indim. Karakteri daha iyi tanımak ve sindirmek için yazdığım bir bölüm oldu. Sonu da sürprizli. Bakalım beğenecek misiniz? Herkese keyifli okumalar 🖤
Yaman odasında adamları ile plan yaparken keyifliydi. Son teklifinden sonra Efgan ile tekrar iletişime geçmişti ve Efgan'a yaklaşmak demek Güneş'e yaklaşmak demekti ve Güneş'i yok etmek de bu savaşın bitmesini sağlayacaktı. Efgan'ın aile şirketinde çıkacak olan çatışmayı ona haber vererek, eski dostunun güvenini kazanmıştı. Ilgaz ise Efgan'ın şirketine büyük oranda zarar veremese de yine de verdiği hasardan dolayı memnundu. Efgan'ın yerini henüz bilmiyor olsa da, Yaman onlara yavaş yavaş daha da yaklaşacağına emindi. Aynı şeyi Ilgaz da düşünüyordu. Bu hamlenin Efgan'ı sinirlendirip kendisine bir şekilde ulaşacağına inanıyordu.
Kahraman Dağhan ise oğlu gibi değildi ve Yaman'a güvenmiyordu. Onu ezelden beri sevmiyordu ama oğlu ile arasındaki dostluğa bir türlü engel olamamıştı. Şimdi oğlunun evine gelmesinin sebebi hem uğruna bunca şeyi aldığı kızı tanımak hem de oğlunu bu tehlikede bir başına bırakmamaktı. Ona elinden gelen desteği ve bu zamana kadar edinmiş olduğu tecrübeleri göstermekti. Oğlunu kaybetmek istemiyordu.
Efgan her şeyi tek başına halletmek ve babasını bu tehlikeye sokmak istemiyordu ama engel de olamıyordu.
"Benim sürekli onunla tanışmama engel olmaya çalışıyorsun ama bu er ya da geç gerçekleşecek."
Efgan babasına ne kadar değer verirse versin işlerine karışmasını hiç sevmiyordu ve o geldiğinden beri büyük bir stres yaşıyordu.
"Güneş'le tanışman ya da konuşman bir fayda sağlamayacak baba. Ilgaz'ı engellemek için başka planlarım var."
Kahraman Dağhan oğlunun yapabileceği şeylerden korkuyordu. "Sana daha önce de defalarca kez Yaman denen o pisliğin yanında durma demiştim. Durmasaydın başına bunca şey gelmeyecekti. O herifin yaptığı işler ile senin itibarın zedelendi."
Efgan koltukta oturuyor, babası ise salonda bir ileri bir geri gidip duruyordu. Güneş onların yükselen sesleri üzerine kapıdan çıkmış ve merdivenin başında, aşağıya inmeden baba ve oğlu dinliyordu. Yaptığı şeyin etik olup olmaması bulunduğu durum düşünüldüğü zaman umurunda değildi.
"Yaman'ın ne yaptığı beni ilgilendirmiyor. Zor zamanlarımda benim yanımda oldu. Şu anda olanlar tamamen benim tercihim ve düzeltmesi gereken de benim. Senin de bu olanlardan uzak durmanı istiyorum."
Kahraman Dağhan elini beline koydu ve yılların yorarak yıprattığı yüzünü de diğer eliyle ovdu. "Seni tehlikenin içinde yalnız bırakamam. Bir savaş başlattın. Eğer bütün bu olanlardan kurtulmak istiyorsan yapacağın en iyi şey Güneş'i bırakmak olur. Bunu yapmak zorundasın."
Efgan babasının bu sözünü duyunca gözleri öfke ateşi ile yanmıştı resmen. Babasının çözüm için bununla gelmesi canını sıkmıştı.
"Güneş'i bırakmak yapacağım son şey bile değil." dedi. Kahraman Dağhan da sinirden deliye dönüyordu artık. "Bütün her şeyi göze alarak onu yanıma aldım." Sözlerine devam edemeden babası sözlerini kesti.
"Yapmak zorundasın. Bu yaptığın ile hem onu hem de kendi canını tehlikeye atıyorsun."
Efgan dirseklerini dizlerine koymuş, başını da ellerinin arasına almıştı. "Güneş'i bırakmak çözüm değil baba. Artık bir savaş başladı. Ayrıca tek tehlikede de olan ben değilim. Ilgaz de bizim kadar tehlikede!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ziyan
Roman pour AdolescentsBu bir sürükleniş hikayesidir.. Güneş, ablası Nisan'ın hayatının bedelini ödemesi gereken on yedi yaşında bir kız. Karanlık üstüne bir kez daha gölge gibi düştüğünde kaçmak tek çaresiydi. Ama kaçabilir miydi? Efgan'ın karanlığı peşinden gelirken, a...