Saat 8'e yaklaşıyordu. Dolabın karşısında durmuş, ne giysem diye düşünüyordum, çicekli elbisede karar kıldım. Eskiden daha çok abartılı şeyler giyerdim ama annem ölünce işler baya bi değişti. Vanslarımı ayaklarıma geçirim aşağı indim. Babama baktığımda giyinmemiş yatakta iki seksen yatıyordu.
"Baba neden giyinmedin saat yaklaşıyor" dedim. Bana baktı "tatlım kendimi kötü hissediyorum herakde buranın havası çarptı, sen git eğlenmene bak ama 11 de evde ol" dedi.
Diyince çok şaşırdım, babam beni tek başıma bir partiye gönderecekti. Korumacı tavırları nereye kayboldu bu adamın. İnanılmayacak gibi değil.
"Baba seninle kalabilirim, ilaç ister misin yada başka bir şey?..." sözümü kesti. "Tatlım git hadi benim bir şeyim yok sayılır" diyip gülmeye çalıştı. Yanına gidip onu öptüm, komşuma doğru yol aldım. Buradaki hiç bir yeri bilmiyordum ama ışık patlamasının geldiği yerin parti verilen yer olduğunu hemen anladım, yola koyuldum. Hem o yakışıklı, cazibesi beni baştan çıkaran komşumun yanına gitmeyecektim, ama ne yazık ki partinin girişinde o çocuk vardı. Gene tüylerim diken diken oldu, bu çocuğu görünce niye bana böyle olduğunu anlamıyordum. Sonuçta oda bir insandı yani sayılır. Bu yakışıklılık bu cazibe, seksilik bir insanda bulunmayacak kadar kusursuzdu. gene aklıma kızlar topluluğu geldi. Acaba kaç kız peşinden koşuyordur. Ona bakarak düşündüğümü fark ettim ve bana baktığın gördüm. Bana gülümseyince bende ona karşılık verdim. İşte yanıma geliyordu, ne yapacağım kendimi iyi hissetmiyorum diyip şimdi eve geri mi dönsem. "Şimdi boku yedim" diye mırıldandım.
"Selam" diyip gülümsedi. Aman tanrım nasıl bir şeysin sen böyle.
"Selam" diyip güldüm kendime hakim olamıyordum. O güzel görünen kaçlarına ellemek istiyordum.
"Adın ne" ahaa odunluk işte bu. İnsan adınızı bağışlar mısınız hanım efendi, isminizi öğrenebilir miyim, der. O lafıyla bile kalbim yerinden çıkacakmış gibi oldu. Gerçekten göz kamaştırıcıydı. Tamam biraz abarttım ama gerçekten iyi.
"Diana Deep, ya senin?" dedim.
"Travis Black, memnun oldum Diana" diyim gülümsedi.
"Bende" diyip gülümsedim. Ne yapacağımı bilmiyordum.
"Baban niye gelmedi" diye sorunca hayallerimden sıyrıldım. "Biraz hasta, kendii yatağa vurdu." diyince gülmeye başladı bende gülüyordum ki arkadan bi kız bağırması geldi.
"Travissss... tatlım hadi gel dans edelim" diyerek Travisi çekiştirdi. O an kızın o sarı saçlarını yolmak azına vermek geçti. "Miley işim var görmüyor musun?" diyince kız beni gözüyle süzdü. "Hayır görmüyorum" diyince tepem attı araya girdim "siz takılın bende bakıp eve gidecektim zaten" dedim. Miley hemen atladı "bak gidecekmiş zaten hadi Travis belki özel bir şeyler olur" diyine iğrendim "size iyi eğlenceler" diyip gidecektim ki Travis "dur diana bekle" diye bağırdı döndüm arkama baktım. "sonra görüşürüz Miley" diyip el salladı ve yanıma geldi.
"Eeee gel seni biraz gezdireyim" diyip güldü.
"Gerçekten benimle takılmak zoruda değilsin, orada açık büfe seni bekliyor" Miley'i işaret ederek söyledim.
"Evet takılmak zorunda değilim," diyince ona bakakaldım "ama bunu istiyorum" diyince gülmemeye alıştım ama başaramadım.
"Pekala, beni nerelere götüreceksin?"
"Hımm" diyip gözünün yanıyla bana baktı.
"Çok açıklayıcı bir cevap oldu" diyip güldüm.
"Yemek yemeye gidebiliriz" diyince aklıma binbir türlü şeyler geldi. Acaba bu çıkma teklifi miydi, yoksa normal bir yemek miydi. Kızardığımın farkına vardım. Oda varmıştı ki "merek etme çıkma teklifi değil normal bir şekilde yemek ısmarlayacağım" dedi. Bu çocuk düşüncelerimi mi okuyor yoksa diye düşünmeden edemedim.
"Merak etmiyordum ki zaten" yalanım çıkmasın diye kafamı eğdim, ayakkabıları gerçekten çok güzeldi. Erkek ayakkabılarında niye çok çeşit varda kızların yok diye düşünmeden edemedim. Başımı kaldırdığımda bana baktığını gördüm. Bu bakış seni tatmak istiyorum bakışı mı , hadi eğlenelim bakışı mı yoksa yeni kızları kullanılırım bakşı mıydı. Çözemedim. "Hadi gidelim" dedim. Yürüyorduk ama nereye gittiğimizi bilmiyordum. Acaba bana tevavüz mü edecekti çığlığımı duymasınlar diye ıssız yere mi götürecekti.
"Nereye gidiyoruz böyle" diyince direk lafı yapıştırdı.
"En yakın yer buradan 5 km, oraya kadar yürüyerek gidecek halimiz yok ama dimi " sırıttı. Ben ise nefesimi doğru almaya çalışıyordum.
"Evet bunda haklısın" dedim. Arabası Porsche'idi ağzım açık ona bakıyordum fark etmiş olmalı ki sırıttı "bedavaya aldım" dedi...