Bölüm 9

21 1 3
                                    

Odama gitmeden önce tuvalete uğradım, saçıma kıyafetime baktım sonra odama geçtim. Uykum vardı hemde çok ama okula gitmek zorundaydım lanet olası okul, aşağı indim babamı öptüm ve çıktım. Önümde arabasına yaslanmış Travisi gördüm. Dışarıdan bakanlar kesin bizi sevgili zannediyolardır diye düşündüm. Bence zannetmelirinde hiç bir problem yok benim için hava hoş. Bir an gülümsediğimi fark edince normale döndüm. Ona yaklaşmaya başladım.

"Geç kaldın, amma kokoşsun" diyip güldü. Elinde araba anahtarını tutuyordu. Diğer elinde de bir paket çikolata olsaydı hayır demezdim. 

"Evet erkekleri tavlamam gerekiyor, biliyorsun yeni okul yeni manita" diyip göz kırptım, niye bunu dedim bilmiyordum ama yüzü düşmüştü. Dediğime mi yoksa kro bir kızmış gibi davrandığım için mi. Cevap vermeyince tekrar araya girdim. "Gene beni bırakıp gitmeyeceksin dimi" diye sordum ciddi bir şekilde.

"Asla seni bırakmam" dedi. Ah işte şimdi eridim. Tamam bu gerçekten güzeldi ben ne bokuma manita tavlamak için dedim ki lanet olsun. Gerçek sevgili karşımdaydı aramama gerek yoktu. Bence onu tavlamalıyım. Yada boşver. Acaba. Normal insanlar ilk tercihim diye geçirdim içimden. Arabasına bindim ona bakmak istemiyordum. Dediğim şey için utanç duyuyordum. Dışarıda ki ağaçlara bakarak gittim. Okula az kalmıştı ikimizden biri hiç ağızını açmadı. Okula vardığımızda arabayı durdurdu. Park alanına girmesi gerekiyordu. Onu döndüm.

"Niye burada durdun" dedim. Bana bakmıyordu bile.

"Eğer birini tavlamak istiyorsan benimle görünmen biraz tuhaf olur" dedi. Bana hala bakmıyordu. İşte içim biraz daha acımaya başladı.

"Şaka yapıyordum" dedim

"Ama ben ciddiyim"

"Sen benle görünmek istemiyorsan orası başka"

"Saçmalıyorsun. Bunu sana ben söylemedim, sen söyledin Diana, şimdi kes şunu kavga edeceğiz"

"Zaten ediyoruz, bak ben orada diğer kızlar gibi bir saatte hazırlanmam, 'kokoş' dediğine alındım diye öyle dedim." Çenesinde ki kasları ortaya çıktı. Arabayı sürmeye devam etti. Vaybe gerçekten iyi konuşuyorum diye düşündüm. Arabayı park alanına götürdü. Cama yağmur damlaları geliyordu, keşke hızlı yağsa diye düşündüm. Arabayı park ettiği an yağmur az daha hızlandı. Çantamdan bi tane defter alıp kafama tuttum. Hızlı adımlarla girişe yöneldim. Travisi orada bekledim, oda koşarak yanıma geldi ve içeri girdim. Bir kız yanıma koşarak "Edebiyat hocasına araba çarpmış galiba, daha bir sürü şey söyleniyor hangisi doğru bilmiyorum ama bugün dersleri boş yani eve gitsen mantıklı olur Diana" dedi. Bu kızda kimdi. Sınıfa Travisle gittim onunla aynı dersteydik. Sınıfın ikinci gözde çocuğu Justin yanıma geldi. 

"Sence edebiyat hocasına hangisi olmuştur" dedi Justin. Travis onu parçalayacakmış gibi bakıyordu. 

"Bilmiyorum ama umarım bir şeyi yoktur" dedim. Travis araya girerek.

"Eee Justin ne zaman gidiyorsun buradan" diyip sevimsiz bir gülümseme yaptı Travis. 

"Diana na zaman isterse Travis" diyip Travisin taklitini yaptı. Bunlar ne yapıyorlardı böyle kafamı sallayıp ikisinide bırakıp gittim. Arkamdan baktıklarıma emindim. Dolabımı vermişlerdi kitaplarımı yerleştirdim Travis yanımda bitti.

"Sevgili öğretmenimiz olmadığına göre nereye gidelim istersin" diyip dolama yaslandı.

"Eve" diyip dalabın kapağını kapattım. Hayır o ucubeyle bir yere gitmek istemiyordum. Bunu unutmuştum resmen ama belkide gitmeliydim hayatımda azıcık değişiklik olsa fena olmazdı. Belki başka neler yapabiliyor onu gösterirdi. Ama yağmur yağıyordu dışarıda yapamazdık. Aklıma bir şey gelmişti ama yanlış anlaşılınr mı diye tereddüt ettim. Ama kendimi tutamadan söyledim.

"Aslırda senin evine gidebiliriz, yani evini hiç görmedim, bide şu şeylerin nelermiş merak ediyorum." bana bakarak sırıtıyordu niye sırıtıyordu ki kötü bir şey mi söylemiştim.

"Diana başka kız olsaydı koşarak kaçardı ama sen daha üstüne gidiyorsun korku denen şey yokmu sende" diyip yarım ağızla gülmeye devam etti. 

"Aslında bir kere korktum, ne zamandı biliyor musun Travis, beni bırakıp gittiğin zamandı eve nasıl döneceğimi düşünüyordum, babamda evde yoktu" diyip lafı koydum yüzü düştü. Düşmeliydide beni orada bırakıp gitti hak ediyordu bunu ama gitmek zorunda kaldım Diana diye aklımdan geçti zorunda kalmıştı. Yani ne suzçlu nede suçsuz sayılıyordu. Bir şey söylemedi ve bende lafıma devam ettim.

"Bu kadar önemli olan neydi?" diyip bir şey söyler diye bekledim ama biraz düşündü düşündü ve düşündü.

"Sana söyleyemem Diana" dedi. Her şeyini biliyor sayılırdım niye bana söylemek istemiyordu ki kime söyleyebilirdim, kimseye. Üstelemek en iyisi olduğunu düşündüm ama trip atacaktım. Trip atmak kanımda vardı DNA"amdan geliyordu. 

"Pekii" diyip yanından geçip Justin"in yanına gittim. Arkasını dönüp nereye gittiğime bakıyordu. 

"Heyy, Justin bana edebiyat kitabının adını verir misin, okuma kitabı olan" dedim. Dolabına doğru gittik Travis hala bize bakıyordu. Kıskanmıştı galiba ama niye beni kıskansın ki diye düşündüm ve o arada Travisin yanına iki seksi kız geldi ve kahkaha atarak gülüyorlardı. Bunlar okulun yavşak ikizleri olmalıydı benim namımda açık büfe. Ben onlara bakarken Justin bana kitabı uzattı.

"Senin olabilir ben bitirdim, gerçekten güzel bir hikaye, bende böyle bir sürü kitap var istersen bi gün gelip kütüphanemi görebilirsin, küçük değil he baya bi büyük" diyip güldü. Kitap okumayı seviyor olmalıydı benim gibi kesinlikle uğrayıp kitap aşırmam lazımdı ondan.

"Kitap okumayı seviyorsun, bende kitap okurum ama benem kütüphanem senin ki gibi çok çok büyük değil mini denebilir" diyip güldüm. Sevmiştim bu çocuğu benim gibi kitap okuyordu hamda çok çok okuyodu. 

"O zaman bi gün beklerim" dilip güldü ve bende kafamı sallayıp gittim. Travis"in yanına gidiyordum ama kızlar vardı gitsem mi gitmesem mi diye düşündüm. Travis benim geldiğimi gördü ve kızlardan ayrılıp yanıma geldi. Bende ona güldüm ve beraber okuldan çıktam üzere koridorda yürüdük. Arkada bıraktığı kızlar ona bakıyordu. Yoksa bana mı, yada bütün okul bize mi bakıyordu. 

"Travis bana mı öyle geliyor yoksa bütün okay bize mi bakıyor" diyip ona baktım. İlk önce bana bakıp sonra etrafına bakan Travis bana doğru eğilip "evet bize bakayıorlar tadını çıkar" diyip güldü ve kolunu omzuma attı.İşte o ara ne yapacağımı bilemedim. Travis anlamış olmalıydı elimi tuttu ve beline sardı bende tişörtünden tutup elimin kaymasına engel oldum. Ah işte tam sevgili gibiydik. Ağır adımlarla arabaya yürüdük ve kaşının altından bana bakan Travis gülüyordu. Ogülünce bende kendimi tutamayıp bende güldüm. Bu çocuk bir kızı cevzbetmeyi iyi biliyordu. Onun üstsüz hali aklıma geldi ve kızardım. Arabasına gelince kollarımızı çektik ve anahtarı bana verdi bende aldım. 

"Sen kullan ama dikkatli ol bebeğimi üzme" dedi. Travis bana bebeğini veriyordu inanılacak gibi değildi.

"Zevkle" sürücü koltuğuna oturdum. Anahtarı kontağa taktığım ana araba kürledi ve pedala bastım dikkatli olmaya çalışıyordum. Bebeğini vurursam yaşatmazdı beni. Yola çıktığımız ana gaza bastım ve Travisin kahkahaylarını duydum "vuhuumm yürü bebeğim" diyip bağırdı. Bunu duyupca kasıntım geçtip rahatlamaştım. Bana güveniyordu. Bende ona güveniyordum. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 11, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KILANGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin