Medya:Demir Atahan
Eylül ayı rüzgarlarıyla beraber, daha yeni yeni dökülmeye başlayan açık kahve yapraklar etrafta savruluyordu. Genç adam çiftliğin bahçesindeki bankta oturmuş ağaçların rüzgarla savruluşunu izlerken, sigarasından bir kere çekti. Sırtını banka yaslayıp içindeki dumanı dışarı bıraktı ve başını geriye yasladı. Kahverengi saçları rüzgarda birbirine karışırken, koyu kahve gözlerine gelen ışıkla gözlerini kırpıştırdı. Bir karar vermek zorundaydı. Ya babasının işini devralacaktı. Ya da bütün bu zenginliği bir kenara bırakıp kendine yeni bir hayat kuracaktı. İkinci seçeneği şimdilik seçemezdi. Koruması gereken bir annesi ve kız kardeşi vardı. Bu yüzden geriye sadece bir seçenek kalıyordu. O da babasının karanlık işlerini ele almasıydı. ''Lanet olsun.''dedi bağırarak. yaslandığı yerden doğrulup cebindeki araba anahtarını çıkarttı. Banktan kalkıp hızlı adımlarla siyah lüks araca yöneldi. Korumalardan biri adamın yanına gelip ''Size ben eşlik edeyim Demir bey.'' Dediyse bile adam korumayı görmezden gelip arabaya bindi.
Çiftlikten çıktıktan sonra arabayı son sürat sürmeye
başladı. Kafasını dağıtmak istiyordu. Herhangi bir bara girip biraz içip kendine gelecekti. Barın girişine geldiğinde valeye arabayı teslim etti. Arabadan indiği an güzel kadınlar Demir'i baştan ayağa süzüyorlardı. Genç adamdan gözlerini alamıyordular. Uzun boyu, yapılı vücudu ve çekici yüz hatlarına sahipti. Bir kadını kolaylıkla baştan çıkarabiliyordu. Kadınların bu davranışlarından o kadar sıkılmıştı ki, kadınlara bakmaya tenezzül bile etmedi . Sürekli müşterisi olduğu bara girerken korumalar saygıyla eğildikten sonra ''Hoşgeldiniz Demir bey.'' Dediler ve doğruldular. Genç adam içeride göz gezdirdikten sonra barmenin karşısındaki oturağa oturdu. Barmene bir kelime dahi etmeden, barmen içikiyi hazırlayıp adamın önüne koymuştu. Adam içkisini yudumlarken yanına sarışın, siyah elbisesi varla yok arasında olan, makyaj güzeli bir kadın oturdu. Kadın bakışlarıyla adamı yerken, Demir içkisini yudumlamaya devam ediyordu. Normalde Demir böyle kızları bir gecelik kullanıp atardı. Ama bugün gerçekten canı istemiyordu. Kadın sırnaşmaya çalışınca oturduğu yerden kalkıp masalardan birine oturdu.Kaçıncı olduğunu bilmediği içki bardağını masaya vururken, canının sıkıldığını fark etti. Bugün bar bile eğlenceli gelmiyordu. Alkolün etkisiyle biraz sallandıktan sonra dik bir yürüyüş pozisyonu aldı. Arabasına doğru ilerlerken ceketinin kırışan yerlerini eliyle düzeltledi. Arabaya binip arabanın radyosuna taktığı flashtan bir şarkı seçti. Şarkının çalmasıyla araba yol almaya başladı. İstanbul ışıklarının yıldız gibi parladığı Haliç sahilinde arabayı durdu. Arabadan inip bagajı açtı. Bagajdaki biraları alıp banklardan birine oturdu. Denizin ve ışıkların manzarasını izlerken bir yandanda birayı yudumluyordu. ''Neden!... Neden şimdi ölmek zorundaydın. Bana bu işleri yaptırmayacağına söz vermiştin. Baba sana soruyorum.'' Diye denizin karanlığına bağırdı. Elindeki şişeyi daha çok sıkarken bir yandanda alkolün etkisiyle aklının sarhoşladığını hissediyordu. Bir süreden sonra ise gözlerinin kapandığını ve kendini uykuya teslim ettiğini.
Gözlerini güneşin ışıklarıyla açtı. Her yeri tutulmuştu. Hangi akla hizmet burada uyuya kalmıştı. Yerinden doğrulup esnedi. Banktan kalkıp arabaya gitmek için ayaklandı. Banktan biraz uzaklaştıktan sonra arkasında ona bağıran kızı fark etti. ''Hey beyfendi. Cüzdanınız... Beyfendi Cüzdanınızı düşürdünüz.'' Kız elinde cüzdanla koşarken önüne bakmıyor, kafası yere eğik sanki birşey kaybetmiş gibi adama yaklaşıyordu. Kızın bu hâli Demir'in yüzünde küçük bir gülümseme oluşturmuştu. Kızın koşuşturmasının sonu Demir'in göğsüne çarpmasıyla son buldu. Genç kızın gözleri sonuna kadar açılırken çarpmanın etkisiyle öne kayan büyük gözlüklerini yerine sabitledi. ''Şe-şey pardon.'' Utançtan kızarmış yanakları ve kekeme sesiyle adamın tebessümü büyümüş bir gülümsemeye dönmüştü. Demir kibar bir sesle ''Sorun değil.'' Dedi. Kız kısada olsa adamın yüzüne baktıktan sonra utançla yüzünü tekrar yere eğdi. Elindeki cüzdanı adama uzatırken kekeleyerek ''Şe-şey bunu siz düşürdünüz herhalde.'' Kızın utangaç halleri Demir'in hoşuna gitmişti. Genç adam bile kendine şaşırmıştı. Bu kadar bakımsız ve çirkin bir kızın hoşuna gidebileceğini düşünmüyordu. Genç kızı biraz daha utandırmak ister gibi cüzdanı uzattığı eline elini sürttü. Kız küçük bir yutkunmayla elini hızlıca geri çekti. Demir kızın bu tepkisiyle kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu. Genç adam yüzünü kızın yüzü hizasına eğerek ''Teşekkürler ufaklık.'' Dedi ve gülümsedi. Genç kız yüzünün hemen önündeki adamın yüzünü görünce irkilerek geri çekildi. Ellerini yumruk yapıp sıkarken ''Bi-bişey değil. Şey izninizle gitmem gerek. Geç kalıyorumda.'' Dedi ve kaçar adımlarla adamdan uzaklaştı. Demir, genç kız gözden kaybolana kadar izledi. Dudakları hafif bir şekilde aşağı düşmüştü. İçinden 'Ben daha onunla oynayacaktım'dedi.Oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi içinden mızmızlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderim Sensin
ChickLitGenç adamın dudakları kızın boynunda gezinirken, genç kız adamın kendini bırakması için yalvarıyordu. ''Dokunma bana istemiyorum.'' dedi haykırarak. Kaçmak için debelenmekten vücudu bitap düşmüştü. Adam ise bu haykırışları duymazdan gelip sanki kızı...